KİM SUÇLU?

Bugün iki konuya değinmek istiyorum. Bunlardan biri Samsun Kültür Yolu Festivali, diğeri ise Vezir Hazretlerinin Çarşamba Belediye Başkanı Hüseyin Dündar’la ilgili sorulan sorulara verdiği cevaplar olacak. Yerel basın şehrin en önemli dinamik taşlarından biridir. Toplumun sesini duyurma noktasında en önemli faktördür. Sosyal medya ne noktaya gelirse gelsin basının yaptığı işin onda birini göremez. Bunun en bariz delili olarak yapılan Samsun Kültür Yolu Festivalinin yerel basının tasarruf tedbirleri nedeniyle dışlanmış olması nedeniyle ne kadar sönük geçtiğini çok net bir biçimde gördük. Tasarruf tedbirleri elbette önemli ama bunu yaparken ulusal medyayı dışında bırakarak zaten zor şartlar altında ayakta duran yerel basına uygulamak doğru bir uygulama olmamıştır. Şehrimizde bir hafta boyunca kültür etkinlikleri yapıldı Allah kulunun haberi olmadı. Etkinliklere katılanlar çok azdı, sanatçıların konserlerine dahi ilgi yoktu. Bunun nedeni basının devre dışı tutulmasıydı, keşke yapmasalardı. Tasarruf tedbiri uygulayacaksak festivalin tamamını kaldıracaksın, festival dediğin temel ihtiyaç değildir, olmasa da olur. Madem yapacaksın adam gibi yapacaksın, şehrin dinamiklerini ayağa kaldırmadan festival mi olurmuş?

Gerçi biz bunlara alışığız. 2017’de yapılan olimpiyatlarda yerel basının tamamına yüklüce reklamlar verilirken Denge Gazetesi bunun dışında tutulmuştu. Nedeni de o günkü bakanın yaptığı bazı yanlış uygulamaları eleştirdiğimizden bizi devre dışı bırakmışlardı ama hiç önemli değil, Allah’a şükür biz dimdik ayaktayız. Biz işimiz yaparken önce Allah’a sonra kendimize güvenerek yaparız. Havadan bulup tavadan yiyenlerden olmadık, en zor günlerimizde dahi kimseye minnet etmeden ayakta kalmayı başardık. Ekonomik sıkıntı deyince aklıma uyduda olan tek kanalın yayın hayatına son vermesiyle ilgili meslektaşımızın yazdığı yazı geldi. Öncelikle şunu belirtmek isterim ki artık toplum uydu kanalı falan izlemiyor, elindeki cep telefonundan izlemesi gerekene bakıp geçiyor. Ulusal kanallar dahi yaz sezonunda dizi çekimleri yapamadılar, sanat dünyasında da bunun sıkıntıları yaşanıyor. Artık internet sitelerinde yayınlanan Web TV’ler izleniyor, biz de bunu bildiğimizden Web TV kurduk. Bazı arkadaşlar çok daha detaylı yapmamızı istediler, ekonomik durumumuz buna müsaitti ama biz sürekli ayakta tutabileceğimiz, kimseye eyvallah etmeden ekonomik bir beklentimiz olmadan sadece ürün çeşidi olarak olması gereken neyse onun yapmaya çalıştık. Ortaya da güzel bir çalışma çıktı, yayınlarımızı yapıyoruz siz de seyrediyorsunuz. Uydu kanalları artık demode oldu, kimse izlemiyor. Bizim kışlıkta, yazlıkta ve iş yerlerinde üç beş tane televizyonumuz var, hiçbirisinde uydu kanalına girme gereği duymadık. Kaldı ki biz gazeteciyiz, her şeyi izlememiz gerekir ama buna rağmen uydunun hiçbir işe yaramadığını bildiğimizden televizyonlarımızda ayar dahi yapıp açmadık.

Gelelim ikinci konumuza. Birkaç gün önce yerel basında Vezir Hazretlerinin bayram ziyaretlerinde kendisine sorulan sorulara verdiği cevaplarla ilgili çıkan haberleri okudum. Hazrete Çarşamba’nın Bağımsız Belediye Başkanı Hüseyin Dündar’ın AK Parti’ye geçip geçmeyeceği yönünde bir soru sorulmuş, cevabında da bunun mümkün olmayacağını söylemiş. Seçimde AK Parti’ye çalışan teşkilat mensuplarına ayıp olur şeklinde de açıklamalarda bulunmuş. Adam gerçekten siyasetçi, teşkilat mensuplarını o kadar önemsiyor ki anlatamam. Aday tespitlerinde bunu nasıl uyguladığını bu toplum gördü. Kafasına göre istediği adayları teşkilat temayülüne dahi sokma gereği duymadan aday yapan Hazret şimdi kalkmış teşkilattan bahsediyor. Ama adam haklı, kabahat onda değil ki. Kabahat onu oraya getirenlerde. Adamın AK Parti’nin felsefesiyle uzaktan yakından ilgisi yok, sen kalk adamı yerel yönetimlerden sorumlu genel başkan yardımcısı yap, seçimlerde alınan sonuç da ortada. Adam bağımsız çıkmış meclis üyesi yok, teşkilatı yok, finansmanı yok vurup geçmiş karşıya. Senin belediye meclis üyen olduğu bir köyde adam iki dönem AK Parti’den meclis üyeliği yapmış, bu dönem konmamış, sandıktan 220 oy Hüseyin Dündar’a çıkıyor, AK Parti’ye 22 veya 23 oy çıkıyor, bu mu senin teşkilat mensubu dediğin. İnsan bir şeyi söylerken azıcık geriye dönüp bakar. Acaba seçimde neler yaşandı, Hüseyin Dündar bu kadar oyu kimden aldı? Merak etme Hüseyin Dündar’ın sen o partide o yetkilere sahip olduğun sürece o partiye geçeceğini sanmam. Sen gittikten sonra çok şey değişir. Haa gitmeyeceksen onu da söyleyeyim AK Parti siyasi mevta olacağını unutmasın. Sen ve senin gibilerin o partide değil yönetici vekil dahi olmamaları lazım ama şu ikili ilişkiler ve ahbap çavuş ilişkileri yok mu… AK Parti'yi mahvetti. Benim için hava hoş, isterseler seni partiye genel başkan yapsınlar alacakları sonuç ortada. Merhum Aykut Edibali’nin meşhur bir sloganıyla veda etmek istiyorum. Merhum derdi ki ‘Denenmiş denenemez.’ Kalın sağlıcakla.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
10 Yorum
Adnan Bahadır Arşivi
SON YAZILAR