Dullarla sağırlar birbirini ağırlar
Hatadan dönmenin erdemlik olduğunu bilemeyen insanlar, yaptıkları hataları aklayabilmek için hatalarını daha da artırarak ya da karşılarında bulunan insanları ellerindeki yetkiyi kullanarak korkutmaya, geri püskürtmeye uğraşıp, kendilerini haklı çıkarmanın yollarını ararlar, bilmezler ki o insanlar kül yutmayıp, feleğin çemberinden geçtiklerini.
1981 yılında görev yapmaya başladığım Of merkez Yeni Camii"nde ilk vaazımı verdiğimde henüz 18 yaşında idim. Malum Of ağa"ların bol olduğu, onlara rağmen hiçbir icraatın yapılamayacağı bir ilçemizdir. İlk vaazımda, tekasür süresinin tefsirini yapmaya başlayıp, geçmişleri ve kabirdeki ataları ile övünüp, böbürlenip, insanları hor görenleri anlattım. Namaz çıkışında da ilçenin en yaşlı ağası sayılan Hakkı ağa koluma girerek; Evlat sen ne yapıyorsun, burası Of, burada o yaptığın vaaz yapılır mı hiç!deyince, neden yapılmaz ağa dayı? Ben buranın Of olduğunu biliyorum ayrıca ben de Ofluyum, hem beni Diyanet işleri Başkanlığı buraya tayin ederken Hakkın rızasına uygun şeyleri anlatmam için tayin etti, yoksa Hakkı ağa"nın gönlü olsun diye tayin etmedi deyince, anlaşıldı evlat bizim seninle hayli işimiz var dedi. Üniversiteye gidinceye kadar iki yıl görev yaptım, icraatlarımızdan birileri rahatsız oldu ama yaratanı kızdıracak bir şey yapmadığımı düşünüyorum. Görev yaptığım iki yıllık süreçte birçok alışılagelmiş haksızlığın önüne geçtim, birçok zulmün ortadan kalkmasına vesile olmaya çalıştım.
Gazetecilik mesleğine başladığımda elinde basının mutlak gücünü bulunduran bazı hakim güçler, ister haklı olsunlar, isterse haksız olsunlar dilediklerini diledikleri gibi yapıp, insanlara istedikleri gibi zulmetmekte iken, gazetemiz kurulduktan sonra haksızlıkların karşısında dimdik ayakta durulduğunu gördüklerinde kaçacak delik aramaya başladılar. Son bir yılda basında olup bitenleri iyice tahlil edecek olur iseniz, ne demek istediğimi daha rahatça anlayacağınız kanaatindeyim.
Belirttiğim hakim güçler arasında olduğunu sanan bazı zavallı memurlar da var. Örneğin elindeki yetkiyi istediği gibi kullanıp, basın ilan kurumu yönetmenliğinde Resmi ilanların dağıtılma şeklini ve esaslarını belirleyen kurallara rağmen kendi kafasına göre ilan dağıtan bu yetkililer, yaptığımız uyarılardan kendilerine çeki düzen verip, doğruları araştırmaları ve bu konuda bizi arayıp, konuyla ilgili bizimle görüşmeleri gerekirken, başkalarını arayıp, bizde eksik bulmaya çalışıp, resmi ilanlarımızı kesmenin yollarını aramaya kalkmışlar!
İyi güzel de, adama sormazlar mı ki, sen kimsin? Kendini ne sanıyorsun da üstüne vazife olmayan işlerle uğraşmaya kalkıyorsun? Yine, sormazlar mı ki; sizi beğenmeyip, pas vermeyen birilerine hoş görünebilmek için onlara doğum günlerinde hediye alıp, neden gönderdiniz diye! Hatta aldığınız hediyeyi beğenmeyen birileri, ben falanca markadan başka giymem deyip, hediyeyi iade edince, hediyeyi değiştirip, istediği markadan alıp, gönderen ben miyim yoksa?(İsterseniz hediyenin alındığı yeri, kimlerin değiştirmeye gittiğini de yazayım, hatta değiştirdiğiniz tişörte ne kadar fark ödediğinizi de yazayım) Bu yaptığınızı da, yanında çalışanlara anlatıp, bana hoş görünmeye çalışıyor ama ben onu beğenmiyorum deyip, sizinle dalga geçen bu zat-ı muhtereme neden hediyeler aldığınızı ben de merak ettim doğrusu! Diğer meslektaşlarıma sordum, onlara doğum günlerinde hediye gitmemiş, sebebi nedir bilemiyorum, benim doğum günümü bildirsem size, acaba bana da gönderme lütfünde bulunur musunuz? Peki, eşit almamız gereken ilanları yasalara rağmen yetki kullanarak başkalarına fazla ödemenizin nedeni nedir acaba? İsterseniz onu da açıklayayım ancak henüz zamanı gelmedi, gelince onu da açıklarım.
Merhum İsmet İnönü dediği gibi cesaretli olmadıkça bazı şeylerin düzelme imkânı yok. Düşünebiliyor musunuz, ta bilmem nereden çıkıp bu şehre gelen dünya görüşü malum birileri, ufacık beyinleri ile milleti hizaya sokmaya kalkacak! Kimseciklerde onlara bu güne kadar bir şey demeyecek veya diyemeyecek! Onlar da bu şehirde kafalarına göre at koşturacaklar! Öyle mi? Hiçte öyle değil! Değil ellerinde olmayan yetkileri kullanıp bize zarar vermeye kalksınlar, isterlerse olan tüm imkanları kullanıp, bize zarar versinler, bakalım bu işlerden kimler zararlı çıkacak!!!Halep orada ise arşın buradadır!!! Ben bu şehirde hiç kimseye hak etmediği bir şeyi yapmadım ve de yapmak istemem, aksine hak edenlere hak ettiklerinin yarısını bile henüz yapmış değilim. Yani sizin anlayacağınız, henüz yolun başındayız, 25 kuruşa şoför mahallinin bittiğini de unutmasınlar. Hoşça kalın
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.