SOSYAL VE TİCARİ HAYATTA DOĞRULUK

İslam, doğruluk ve dürüstlüğü bireyin hem sosyal hem de ticari hayatında temel prensip olarak belirlemiştir. Doğruluk, bireyler arası güvenin temelini oluşturur ve toplumsal huzurun sağlanmasına katkıda bulunur. Ashab-ı kiramdan biri, bir gün: “Yâ Resûlallah! Bana İslâmı öylesine tanıt ki, onu bir daha senden başkasına sormaya ihtiyaç hissetmeyeyim” dedi. Resûlullah (s.a.s):“Allah’a inandım de, sonra da dosdoğru ol!” buyurdu. (Müslim, İmân 62) Efendimiz bu güzel cevabıyla İslamın tanımını veciz bir şekilde ne kadar da güzel yapmıştır. Müslüman teslimiyetinde o kadar samimidir ki, bu samimiyet onun hayatında doğruluk olarak tezahür eder. Rabbimiz samimiyet üzere bir çizgide sabitkadem olabilmemiz için 5 vakit namazda günde 40 defa, “bizi dosdoğru yola ilet” duasıyla istikamet üzere bir hayat talep etmemiz gerektiğini bizlere hatırlatır.

Doğruluk zorlu bir yoldur. Her ne kadar zülfüyâre dokunsa ve menfaatimize ters düşse de yeri geldiğinde bedel ödemektir. Birbirimize karşı güvenin çok zayıfladığı şu dönemde, yeniden Allah Resûlü’nün doğruluk temelli güven telkin eden tavsiyeleri hayatımıza mihenk olmalıdır. Bugün dünyevileşme batağına düşmüş birçok insan, maddi bir çıkar elde etmek, bir makama gelmek, insanların beğenisini kazanmak, onay görmek gibi çeşitli arzu ve isteklerle yalandan medet ummaktadır. Oysa Efendimiz yalan söylemenin büyük günahlardan olduğunu, müslümanın vasfı olamayacağını ifade etmiştir. Efendimiz’e (sas); “Ya Resûlullah! Müslüman cimri olur mu?” diye sordular. “Olabilir” cevabını verdi. Yani cimrilik kötü bir özellik olmakla beraber cimri adam Müslüman kalabilir. “Müslüman korkak olur mu?” diye sordular. “Olabilir” cevabını verdi. Aynı şekilde arzu edilmeyen bir özellik olmasına karşın korkak bir insan Müslüman kalabilir. Üçüncü olarak “Bir Müslüman yalancı olur mu?” sorusu sorulunca Efendimiz:“Asla!” cevabını verdiler.“Bir Müslüman yalancı olamaz.

Ticari hayatta dürüstlük, kul hakkına riayet etmek ve hakka uygun kazanç elde etmek açısından büyük bir öneme sahiptir. "Ölçüyü ve tartıyı tam yapın, insanların eşyalarını eksik vermeyin ve yeryüzünde bozgunculuk yaparak fesat çıkarmayın." (85/Hud Suresi,11) ayeti ticari ilişkilerde adaletin ve dürüstlüğün esas olması gerektiğini ifade etmektedir. Doğru ve dürüst tüccarların derecesinin ahirette ne kadar yüksek olacağı hadis de şöyle ifade edilmiştir:"Doğru ve güvenilir tüccar, peygamberler, sıddîklar ve şehitlerle beraber olacaktır." (Tirmizi, Büyu,4).

Doğruluğun toplumsal bir bilinç ve duyarlılığa dönüşebilmesi için mutlaka doğrularla birlikte olunması gerekliliği; “Ey iman edenler! Allah’a karşı gelmekten sakının ve doğrularla beraber olun” (9/Tevbe Suresi,119) emri ile dikkatlerimize sunulmuştur. İmanımızdaki sadakatimizi ortaya koyduğumuz doğruluğu pâye edinmeyi; “Şüphesiz Rabbimiz Allah’tır” deyip sonra da dosdoğru olanlara hiçbir korku yoktur, onlar üzülmeyecekler de.” (46/Ahkaf Suresi,13) ayetindeki müjdeye nail olabilmeyi Rabbim bizlere nasip etsin.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Emine Gündüz Arşivi
SON YAZILAR