ZEKÂTLA KARDEŞLİĞİMİZİ PEKİŞTİRELİM
Yüce Allah’ın(cc.) kuluna olan sevgisinin tecellisi merhamet olarak karşımıza çıkarken, bir Müminin başka bir Mümine olan merhametinin tecellisi de zekât olarak karşımıza çıkmaktadır. Allah rızası dışında hiçbir karşılık beklemeden yapılan bu yardımlaşma şekli, Mümin olan kulun Rabbinin iradesine teslimiyetinin ve O’nun hükmüne râm olduğunun en önemli göstergesidir.
Henüz Medine’ye yeni hicret etmiş olan Müslümanlar II. Yıllarında zekât emri ile muhatap olmuşlardır. Sevgili peygamberimizin muvakkat kardeş kıldığı Ensar ve Muhacir için zekât ibadeti, kardeşliği pekiştirici bir unsur olarak bu uygulamaya büyük destek vermiştir.
Zekât ile zor durumda olan Müslümanlar kendilerine ait olan zengindeki haklarını (Zariyat,51/19) doğal olarak almakta ve bir nebze olsun sıkıntılarından kurtulmaktadırlar. Zenginlerde mallarındaki fakirin hakkını vererek kendi mallarını temizlemenin ve onlara yardım etmenin huzurunu yaşamaktadırlar.
Bu şekilde zenginle fakir arasında sevgi ve kardeşlik bağı kuran zekât ibadeti, hakkın hak sahibine teslim edilmesiyle toplumda adalet, güven, merhamet, diğerkâmlık ve empati duygularının kuvvetlenmesine sebep olmaktadır. Yüce Rabbimiz vahyi ilahisiyle Müminleri kardeş kılmıştır.(Hucurât, 49/10) Müminlere düşen bu kardeşlik bağını ve hukukunu korumaktır.
Bunun en güzel yolu da, zor durumda olan Mümin kardeşlerimize maddi ve manevi destek vermek, zekâtımızla onların yanında durmak, zorluklara karşı birlikte göğüs germek, aynı Ensar ve Muhacir kardeşliğinde olduğu gibi birlik ve beraberlik hâlinde bulunmaktır. Sevgili peygamberimiz müminleri bir tarağın dişlerine, bir vücudun organlarına benzeterek aralarındaki bağın aynı anneden doğan kardeşler misali, organik bir bağ olduğunu ifade etmiştir.
Nasıl ki kardeşimizin başına gelen kötü bir durum bizleri etkiliyor ve ona yardım edebilmek için elimizden gelen her şeyi yapmak istiyorsak, ilâhi ferman ile kardeş kılındığımız Müminler içinde elimizden geleni yapmalı, derdiyle dertlenmeli, sevinciyle sevinmeliyiz. Biliyoruz ki, üzüntüler paylaşıldıkça azalır, sevinçler paylaşıldıkça artar. İşte zekât ibadeti bunun için vardır. Zekât sadece fakirlerin evine, mutfağına girmek değil; kalbine, gönlüne girmektir.
Zekât, zor durumda olan kardeşimizi sadece maddi zorluklardan değil, isyan etmekten, küfre girmekten, harama bulaşmaktan da kurtarır. Bu vesileyle zekât, hem vereni hem de alanı dünya ve ahiret cehenneminden kurtarır. Gelin zekâtımızı verelim, kardeşliğimizi pekiştirelim, birbirimize merhamet edelim.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.