“Korkma! (tasalanma) Allah bizimle beraberdir.” Hz. Peygamber bu sözle sadık dostunu, yol arkadaşını teselli ediyordu. Allah (c.c.) bu sözü yüce kitabına almış kıyamete kadar Müslümanlara, tasalanmayın Allah (cc) Müslümanlarla beraberdir mesajını vermiştir. Hz. Ebu Bekir’in endişesi canından veya malından dolayı değildi. Hz. Peygamberin (sav) hayatı için, Allah’ın dini için endişe ediyordu. Mehmet Akif Ersoy da millete hitab eden istiklal marşında “korkma” diye başlamıştır. Nasıl ki Hz. Ebu Bekir’in endişesi Hz. Peygamber (sav) ise Türk Milleti’nin endişesi de din, iman namus vatandı, Türk milletinin canından veya malından dolayı korkusu endişesi yoktu. Dini, bayrağı, vatanı, değerleri için endişe ediyordu. Ey Türk milleti yolun Allah (cc) yoludur korkma!

Milli şairimiz Mehmet Akif Ersoy’un yazmış olduğu İstiklal Marşı 12 Mart 1921’de T.B.M.M.’de okunup ayakta alkışlanmış ve milli marşımız olarak kabul edilmiştir. Daha sonra 12 Mart, “İstiklal Marşı ve Mehmet Akif Ersoy’u Anma Günü” olarak ilan edilmiştir. Mehmet Akif, Kahraman ordumuza ve milletimize ithaf ederek yazdığı ve ‘Milletin malıdır’ dediği İstiklal Marşını, ‘Safahat’ adlı eserine almamıştır. Yazdığı bu marşa karşı ödül vermek istemişler fakat O, kendisine verilen bu ödülü kabul etmemiştir.

Ümitsizliğe düşmeyin ancak kâfirler Allahtan ümidini keser ayetini hatırlatacak bir nidaya ihtiyaç duyulduğu ortamda millete imandan aldığı gücü hatırlatmıştır. Vaazlarıyla konferanslarıyla milletin manevi gücünü canlı tutmuştur. Mehmet Akif Ersoy “Gevşemeyin, hüzünlenmeyin. Eğer (gerçekten) iman etmiş kimseler iseniz üstün olan sizlersiniz” ayetindeki mesaja gönülden inanmış, Millî Mücadele’ye vaaz ve sohbetleriyle katkı sağlamıştır.

Milli mücadeleden sonra da yine milletin duygularına tercüman olmuş istiklal marşını yazmıştır. Milletimizin bağımsızlığının, birlik ve birliğinin sembolü olan İstiklal Marşı, milletimizin iman dolu gönlünün satıra dökülmüş halidir. İstiklâl Marşı kahraman ordumuzun canla başla yapmış olduğu örnek mücadelesinin şiirleşmiş halidir. Canavarlaşan batı medeniyetinin bu aziz milleti yok etme isteğini anlatırken, Türk milletinin şehit kanlarıyla sulanan bu cennet vatanımızdan ölümüne dahi olsa vazgeçmeyeceğini, ebedi olarak yurdumuzda ezanların susturulamayacağını anlatmış ve Milletimizin Allah’a olan sarsılmaz imanıyla sergilediği duruş anlatılmıştır.

Din, ezan, bayrak ve mukaddesat uğrunda Doğulusuyla, Batılısıyla, Kuzeyli ve Güneylisiyle hep birlikte aynı saflarda mücadele ettik. Savaşta olduğu kadar barışta da birlik ve beraberliğe ihtiyaç olduğunu yine Mehmet Akif şu dizilerde dile getirmiştir "Girmeden tefrika bir millete düşman giremez Toplu vurdukça yürekler, onu top sindiremez." Peygamberimizin; “Müminlerin birbirlerine olan bağlılığı, birbirine kenetlenerek inşa edilmiş bir binanın duvarları gibidir.”(2) mesajını hep birlikte anlamalı, hep birlikte vatanımızı sevmeli birlik ve beraberliğimizi ilelebet devam ettirmeliyiz ki Allah’ın rahmeti, bereketi ve koruması her daim üzerimizde olsun.