NEFSİMİZE VE NESLİMİZE SAHİP ÇIKALIM
Nefis; Adem’dir, insandır, kuldur, candır, bedendir, ruhtur, akıldır, arzudur, istektir. Nesil ise; evlattır, torundur, canandır, yarınlardır.
Yüce Dinimiz İslam’a göre insan yeryüzünün halifesi; bu yönüyle de mükerrem, saygın bir varlıktır. Akıl, irade ve vicdan ile donatılmış; yer gök bütün nimetler emrine verilmiştir. Nimetlerin emrine verilmesi dolaysıyla da sorumlu tutulmuştur.
Yine İslam’a göre insanın canı, malı, aklı, dini ve namusu insana emanettir. Bunlar dokunulmazdır. İnsan kendindeki bu emanetleri korumakla sorumlu olduğu gibi başkasındaki emanetlere de zarar vermemekle de sorumludur. Sorumlu olduğumuz emanetlerden biri de hiç şüphesiz nefsimiz, kendimiz, bedenimiz ve nesillerimizdir.
Kur’an-ı Kerim’de Allahu Teala “Ey Mü’minler! Kendinizi ve ailenizi, yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten koruyun.”(Tahrim,6) buyururken, Hz. Peygamber A.S. “Hepiniz çobansınız. Hepiniz güttüğünüz sürüden sorumlusunuz. Âmir memurlarının çobanıdır. Erkek ailesinin çobanıdır. Kadın da evinin ve çocuğunun çobanıdır. Netice itibariyle hepiniz çobansınız ve hepiniz idâre ettiklerinizden sorumlusunuz.” buyuruyor. ; (Buhari, Cuma 11, Müslim, İmâre 20)
…
O halde nefsimize ve neslimize nasıl sahip çıkabiliriz?
Her şeyden önce kendimize, nefsimize; “OKU” emriyle ilk vahyin gölgesinde, Allah’ı tanıyarak ve anlayarak, Onun kulu ve elçisi Hz. Peygamber (sav)’in rehberliğinde, emir ve nehiylerine tam bir teslimiyetle, Allah’ın kudret ve yüceliğinin farkında, dini değerlerimize bağlanarak sahip çıkabiliriz.
Nefsimize sahip çıkmak;
Ahlaktır: merhamettir, sevgidir; yaratılanı Yaratandan dolayı sevmektir.
İbadettir: namazdır; Rabbinin huzurunda alnı secdeye koymaktır.
Oruçtur: sana helal olanlardan Rabbin için vazgeçmektir.
Zekâttır: sevdiğin mallarından yine Rabbin için infak etmektir.
Nefsimize sahip çıkmak; af dilemektir, affetmektir, bağışlanma istemek, bağışlamaktır, sinirlendiğinde, öfkelendiğinde “Allah var” diyerek öfkesine “Dur!” diyebilmektir.
…
Neslimize, evlatlarımıza, göz aydınlıklarımıza sahip çıkmak ise;
Muazzez dinimiz İslam’ı onlara da yine “Oku!” ayetinden yola çıkarak şeksiz şüphesiz öğreterek ve öğrendiği İslam’ı gönül kitaplığından hayat pratiğine yaymalarına yardım ederek sahip çıkabiliriz.
Onlara merhameti, saygıyı, sevgiyi öğreterek ve hissettirerek
Bir ibadete; oruca, namaza kalktığımızda can parelerimizin elinden tutarak “ Haydi! Yarın ahiret yurdunda da el ele olalım” diyerek sahip çıkmaktır.
…
Bu gün yaşadığımız dünyanın tozpembe hayatında; evladının eline diken battığında yüreği sızlayan anne-baba, yarın Allah’ın huzurunda evladına öğretemediklerinden dolayı hem nefsi hem de nesli hesaba çekilirken, evlatlarının en güzel makama, mevkiye gelebilmeleri için veya onların “yarınlarını kurtarmak” adına helal-harama dikkat etmeksizin harcanan çabalar, maalesef hem nefsin, hem de neslin helaki olacaktır. Nitekim Kur’an-ı Kerim’de “Biliniz ki, mallarınız ve çocuklarınız ancak bir imtihandır ve Büyük mükafat ise şüphesiz Allah katındadır.” (Enfal Suresi 28. Ayet.) buyruluyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.