Faydasız işleri ve gereksiz sözleri terk etmesi; kişinin iyi insan/Müslüman olmasındandır. İnsanlara zarar verecek her söz ve işlem de; kötü insanın en bariz özelliğidir. "İnsanların en hayırlısı insanlara faydalı olandır" buyuran Peygamberimiz; bu gerçeği hatırlatmış ve örnek davranışlarıyla da ilkeselleştirmiştir. Faydalı ve ahlâklı insan aynı zamanda Kâmil bir Müslümandır. Allah ve ahiret inancı düzgün olmayanın bu kıvamı yakalaması mümkün değildir. Bu konuda, Müslümanlar içindeki sorun; ahiret inancındaki tasavvur yanlışlığı ve inanç eksikliği nedeniyledir.
   Zihinlerde; Allah/Tevhid inancıyla, ahiret inancı/hesabı birleştirilemediği için; dünya kaygısı ve menfaati belirleyici olmakta, insanlığın düzeni bozulmaktadır. Mü'mini kemâle erdiren Allah inancı ve ahiret hesabıdır. Buna sahip olan mü'min insanlara da faydalıdır. İslâmın şartları Allah'a imanın gereğidir ve insana bu güzel davranışları kazandırır. Hz. Ademden beri tevhid dininin, yani genel adı İslam olan ilahi dinin kuralları değişmemiştir. Amellerde, ümmetlere göre bir takım farklılıklar olsa bile, imani ve ahlaki kurallar neredeyse hep aynı olmuştur. Asilik her dönemde Allaha karşı muhalefet, zulüm de her dönemde insanlara karşı haksızlık ve adaletsizlik olarak değerlendirilmiştir.
   Bunlar; ümmetlerin helak konusu olmuştur. Bu nokta; o günde, bu günde Müslümanın bozulduğu nokta olarak ilan edilmiştir. Eğer bir toplumda; İlaha karşı isyan, insanlara karşı haksızlıklar/zulümler görülmeye başlamışsa; o toplumda bela ve müsibetler de gelmeye başlayacaktır. Zira, bu durum; Müslümanın bozulduğu anlamına gelmektedir. Müslümanın bozulduğu bir toplumun İslam olma özellikleri ortadan kalktığı için de; ahlaksızlıklar, sahtekarlıklar, yalanlar, haramlar, zinalar, iftiralar da normal görülmeye başlayacaktır. Zira artık “Kıble” değişmiş, her şey yeni kıbleye göre şekillenmiştir.
   "Hamur" da, "Çamur" da kutsaldır. İkisinin de uzmanı vardır. Uzmanı tarafından yapılınca; ikisi de insanlığa hizmet eder. Ancak; Çamurun hamura dönüştürülmesi, hamurun da çamura dönüştürülmesi sorun oluşturur. Kabiliyetsiz, yeteneksiz ve tecrübesiz usta çamuru hamur yapar, kötü fırıncı da hamuru çamura dönüştürür. Esas olan; herkesin uzmanı olduğu işi yapmasıdır. Tarihte, marka değeri olan işleri; liyakat sahibi kimseler yapmıştır. Marka değeri olmayan ürünler dolgu unsurudur. İşinde uzman olmak ve marka oluşturmak; ehliyet sahibi olmakla gerçekleşir. İnsanlar işinde uzman olmalıdır. Bunun için; çalışmak, kabiliyet, yetenek, zekâ, akıl, heyecan ve gayret gerekir.
   İnişini ve yokuşunu dikkate alarak, hayatın akışını düzenlemek lâzımdır. Zorluklardan kaçmakla, engeller aşılamaz. Su damlaları, ısrarla mücadele ettikleri için; taşı aşıp, büyük denizlere/deryalara ulaşmaktadır. Dik kafalı olmadan, dik durmak ve dik yürümek gerekir. Çıkarlara göre değil, değerlere göre bir duruş esastır. Çıkarcıların şak şakıyla, taklacıların selâmını tanıyamayanın; doğru adım atıp, isabetli karar vermesi mümkün değildir. Hesap adamları; dün övdüklerini bu gün yererler, dün sevdiklerine bu gün söverler, menfaatlerini elde edene kadar selâmı rüşvet olarak verirler, çıkarlarını elde ettiklerinde de melek olsanız size gelmezler.
   Ortamı, olayları, kişileri; iyi ve doğru tanımak, ona göre bir yürüyüş oluşturmak başarının sırrıdır. Zor olsa bile bu usül; adamlıktır. Sözü; özü gibi görünmeyenin, Özü de; sözü gibidir. "Emrolunduğun gibi dostdoğru ol" ilahi emri "beni ihtiyarlattı" buyuran Peygamberimiz; Müslümanın özü ile sözünün aynı olması gerektiğinin altını çizerek zorluğunu ifade etmiştir. Özü ile sözü bir olmayanın islami literatürde karşılığı "Münafık" kavramı ile ifade edilir. Müslümanın sözü de özü de; imani hakikatler üzeredir. Sözü farklı görünenin, özü de sözü gibidir. O kimse itikadi münafık değilse, ameli münafıktır. Müslüman için, kötü olmamak; erdem değildir.
   Müslüman faydalı olmak durumunda ve zorundadır. Herkesin kötülüğünü göstererek nötr olmakla Müslüman övünemez, övülemez. İyi ve faydalı insan olmak; tevhid ve ahiret inancıyla sağlanır. Aklı kullanmak ve inanç değerlerine göre ahlak oluşturmak da; faydalı insanın davranışlarını belirlemektedir. Şekli sünnetlerin, kötülüklerin örtmesi için kullanılması Peygamber s.a.v.’e ihanettir.