Ülkemizdeki bazı olayların üstünü örtmenin onları kamufle etmenin en kolay yolunun gündem değişikliği olduğunu bir kere daha yaşadık. Neydi bu gündem değişikliği; Efendim Türk Milli takımı, Estonya'da 0-0 berabere kalmış. biz de ulus olarak sanki hiçbir sıkıntımız yokmuş gibi bütün dikkatlerimizle oraya odaklandık. Şu bir hakikatki! Ulusal medya sür manşet Afrika 2010 Dünya Şampiyonasını zora soktuğumuzu yazmaya, söylemeye başladılar. İlk önce şurada hep fikir birliğine varalım. Bu ülkede yaşayan milyonlarca insandan %kaçı bu takımın 2010 Afrika Dünya Kupasına gideceğine inanıyor. Bunu çok iyi bilmek, çok iyi analiz yapmak gerekmektedir. 2008 Avrupa şampiyonasından hangi sporcular neden ve niçin kadrodan çıkarılarak, gönderilmiş veya hiç kadroya çağırılmamıştır. Şu gerçeği herkesin bildiğine ama konuşamadığına inanmaktayım. Sevgili FATİH TERİM hocamız,; Dik kafalı olan daha doğrusu Fatih hocanın karşısında eğilmeyenler bu takımda kendilerine yer bulamazlar. Örnek mi?

1-) FATİH TEKKE, 2-) YILDIRAY BAŞTÜRK, 3-) İBRAHİM TORAMAN, 4-) HAMİT ALTINTOP gibi daha niceleri var. Ama ne yazikki bizim ulusal medya diye tabir ettiğimiz bazı köşe ve spor yazarı kardeşlerimiz bunları yazamazlar, daha doğrusu yazmaya cesaret edemezler. Bakın beyler siz okurlarımla biryeş paylaşmak istiyorum. Norveç maçında; İbrahim Kaş sakatlanıp çıktıktan sonra sözde! Bazı köşe yazarlarının büyük bir kısmı Kaş'ın sakatlanıp çıkmasının hayırlı olduğundan bahsetmişlerdi.  Müsabakanın kazanılmasındaki en büyük nedenlerden biri olduğunu yazmıştı. En son senaryoda BATUHAN KARADENİZ isimli henüz 17 yaşında, çiceği burnunda milli takımda görev yapan genç bir fidan için yazılmaya başlandı. Bu genç 17 yaşında oynadığı kategorilere göre, en çok gol atan sporcu. Türk futbolunda milli takımında gelecek vaadeden yıldızlarından. Bosna-Hersek maçında sakatlandığı pozisyonu izlerken bir sporsever olarak neler hissettiğimi ne kadar üzüldüğümü anlatamam. Ertesi günkü köşe yazılarında yine aynı senaryolar oynandı. Sakatlanması hayırlı olmuş gibi...! Televizyonda yorum yapan o çok bilmiş kardeşlerimizde aynı şeyleri söylerken acaba merak ediyorum; Hiç ama hiç vicdanı sızlamadı mı ? Avrupa liglerinde oynayan bir GÖKDENİZ son oynadığı maçta Rubin kazan takımının 90 dakika formasını giyerken FATİH TEKKE son maçında 3 gol atarken neden çağırılmadılar. MEHMET AURELİO ulusal takımda oynarken aynı statüde olan MERT NOBRE'ki(Santrafor yok deniliyor) Milli takıma neden çağırılmıyor. İşte dedikya sizlerin bunları yazmaya ve söylemeye cesaretiniz ve de yüreğiniz olmayacak daha doğrusu FATİH TERİM hocaya eleştirinizi yapamayacaksınız. Şayet yapmaya kalkarsanız. Sevgili OSMAN TAMBURACI'nın başına gelenler sizinde başınıza gelecektir.

- HADİ yazında sizinde cesaratinizi ve delikanlılığınızı görelim beyler.
- Bizden söylemesi.

Hoşcakalın