KARANLIKTA UÇAR YARASALAR
Şu deve kuşu hikâyesini hatırlar mısınız? Kafasını kuma sokmuş, bütün ısrarlara rağmen bir türlü kafasını kumdan çıkarmıyor. Eğer kafasını güneşe doğru bir yöneltebilse, tüm gerçekleri bütün çıplaklığıyla görebilecek. Hayır, hayır o kafasını çıkarmamakta, gerçekleri görmemekte müthiş bir inatla ısrar ediyor.
Çünkü deve kuşu gibileri karanlık bir ortam sağlayacaklar ki, yarasalar gibileri de uygun ortamı bulup uçabilsinler. Çünkü ancak karanlıkta uçar yarasalar.
Merhaba değerli okurlar, biz kalemimizle bir mücadeleyi kazanmak için ant içmişiz. Biz kalemimizle toplum sorunlarına karşı çözüm üretmeye bir ömür adamışız. Tabi bu bazen toplu iğneyle kuyu kazmak gibi oluyor. Olsun sonunda bir iki kişiyi bari uçurumun kenarından kurtarabiliyoruz ya, mesele bitmiştir. Elbette bizim kalemimiz karşısında art niyetli toplum mühendisleri var. Özgürlükçü Kartel Medya'sı var. Global ahlaki yozlaşmalar ve işbirlikçileri var. İşte bunlara karşı biz mücadele başlattık. Bu uzun ince bir yol. Bu yolda gözyaşı var. Bu yolda deve dikenleri var. Bu yolda nefis mücadelesi var. Çünkü biz bu yolları aşabilirsek ancak mutluluğu yakalayacağız.
- Hadi canım bana ne, o uyuşturucu kıskacı arasında olanların içinde benim oğlum yok ki
- İlköğretim öğrencisi tecavüze uğramış şu küçük kız benim kızım değil ki
- Şu barlardan gece yarısı eve gelen adamla evli değilim ki ben
- Şu ekranlarda iki gözü iki çeşme ağlayan genç kızı tanımıyorum ki ben
- Sokaklarda yatan, porno sektörüne malzeme olmuş küçük çocuk benim oğlum değil ki
- Şurada kadınlı erkekli çılgınlar gibi eğlenen, düğün yapan insanları hiç görmedim ki ben
Değerli okurlar, böyle söyleyen bir insan, ülkesini sevmeyen içinde yaşadığı toplumun nasıl dejenere olduğu ile ilgilenmeyen, egoist ve sadece kendi çıkarlarını düşünen şahsiyetsiz bir kişidir. İçinde bulunduğumuz gemi battığı zaman önce bu kişiler batacaktır. Bu kayıtsız insanların oluşturduğu duyarsız topluluktan bahsetmek istiyorum. Bu insanlar deve kuşlarından daha inatçıdırlar. Yarasalardan daha körlerdir. Ortamın toz duman olmasını isterler ki, suni gündem oluşturabilsinler. İşte o zaman işlerini saman altından yürütebilirler. Özgürlükçü bir kısım medya, ekran kirliliğinin devamını isteyenler ve bu işler üzerinden rant sağlayan rantiyeciler bunlardan bazılarıdır. Bu rantiyecilerin amacı, birilerinin sırtına basarak servetlerine servet katmaktır. İçinde bulunduğumuz ahlaki yozlaşmadan övgüyle bahsedenlerin, umurunda mı şu köyünden meşhur olmak için kaçan küçük kız? İş vaadiyle ailelerinden kandırılarak kaçırılan küçük oğlan çocukları porno sektöründe çalıştırılmış onlara ne ki?
Değerli okurlar bizi asıl düşündüren başka şeyler var. Bu insan topluluğu en önemli değer olan vicdanlarını yitirmişler. Üstüne üslük, bunlara rağmen bilmem ne star yarışmalarını övebilen, gençlerin içinde bulunduğu şiddet olaylarını görmezden gelebilen, hala sözüm ona özgürlük şarkıları söyleyebilen insanlar var. Geçen yazımda tüm eğitimcileri göreve çağırmıştım. Vicdan sahibi herkese demiştim ki; lise çağındaki bu çocuklar zaten ergenlik döneminin sorunlarıyla boğuşuyorlar. Kız öğrencilerin kılık kıyafetini hatırlatmıştım. Kuaförden çıkmış, makyajlı, mini etekli kızların kılık kıyafet yönetmeliğine uymadıklarını söylemiştim. Ayrıca bu durumun okullarda ki şiddeti artırdığından bahsetmiştim. Kalkmış birileri diyor ki, okullarda türbanlılarda varmış; buna kargalar bile güler. Çünkü başörtüsü yasağını vazifesi olsun olmasın canla başla birçok gönüllü uygulamaya koymadı mı? Bende diyorum ki, aynı gönüllüler bu kez de, kılık kıyafet yönetmeliğini hiçe sayarak, daracık pantolon giyen daha birçok yasağı ihlal eden bayan öğretmenler için çalışsınlar. Haksız mıyım vicdanlarınıza soruyorum
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.