Keşke kelaynak olsak!

“Severiz…

İyiyi…

Güzeli…

Doğruyu…

Bir de halkımızı severiz…

Ölesiye uğrunda…”

***

Yazdıktan sonra gelen tepkileri de severim…

Tepkisiz yazı yazı değildir…

Etliye sütlüye dokunmayacaksa…

Her şey eskisi gibi olacaksa…

Bir işe yaramayacaksa niye yazılsın ki o yazılar…

***

“Yeşillik olsun” diye yazan da var…

Her gün gazetenin bir köşesinde…

“Benim resmim çıksın, adım görünsün” diye yazan da…

İçi boş yazılar… Yer işgal etmek içindir…

Ama bizim tarzımız değil…

***

Önceki gün, “Bu bir ihbardır” başlıklı yazımız üzerine arayanlara da söyledim…

Rahatsız olan, beğenmeyen daha uzağa gitsin!..

Kimseye kendimizi beğendirmek zorunda değiliz…

Ne bu ya…

Her şey, ya da her yazdığımız sizin isteğinize uygun mu olacak!?…

***

O zaman Mehmet Yazıcı"ya değil…

Arzuhalciye gideceksiniz!..

Siz anlatırsınız…

Kafanıza göre…

O yazar!..

***

“Bu bir ihbardır” başlıklı yazıda meslektaşlarımızla ilgili bir cümle kullanmışım…

Vallahi ben bilmem…

19 Mayıs Gazeteciler Cemiyeti Başkanı İsmail Temiz aradı da söyledi…

Yazarken arkaya bakmam!...

Başkan Temiz arayınca bir kez daha okudum…

Demişim ki yazının bir yerinde…

Adliye kapısında bekleyen gazeteci arkadaşlar için…

…

“Size şu kadarını söyleyeyim...

Gazetecilerin fotoğraf makinesiyle adliye binasına girmesi dahi yasaktır...

Adliyenin içinde resim çekmek ve bu resmi yayınlamak ise suçtur...

O yüzden gazeteciler kelaynak sürüsü gibi adliye kapılarında bekleşir...”

***

Dediğim bu…

Ama bazı gazeteci arkadaşlar kendilerini kelaynak sürüsüne benzettiğim için alınganlık göstermiş!...

***

Tepem attı!..

Ama ağzımı bozmayayım…

***

Gazeteci arkadaşlar, kendilerini kelaynak sürüsüne benzettim diye alınganlık gösterdi ama…

Birçok gazetecinin sigortası bile yapılmamış!..

Yarın başlarına bir olay gelse…

Araba çarpsa…

Hastanelik olsa, çalacak kapıları yok!..

***

Kendilerinin sosyal güvenceleri, sağlık sigortaları bile yokken…

O beğenmedikleri "Kelaynak Kuşları" dünya çapında koruma altında ama…

N"aber!..

Kelaynak statüsüne girebilmeniz için daha çok fırın ekmek yemeniz lazım yani!...

***

Adliye kapısında bekleyen gazetecilere “Kelaynak Sürüsü” dedim diye beni kınayan cemiyetin başkanına gelince…

Yazın sıcakta, kışın soğukta, orada haber kovalayan meslektaşlarımız için bir kulübe dahi yaptıramayan sizlersiniz…

***

Hadi biz “kelaynak sürüsü” dedik…

Bozuldunuz…

Bu kelaynak sürüsüne adliye kapısında başlarını sokacak bir kuş yuvası bile yaptıramayanlara ne demeli?

***

Neyse…

Beni konuşturmayın!..

***

Şimdi gelelim bu olayın daha vahim ikinci boyutuna…

Söz konusu yazımızda OHA Haber Ajansı"nın yaptığı haberleri servis etme biçimini eleştirmiştik…

Demiştik ki;

“Yarın siz... Bir gazetenin üçüncü sayfasına konuk edilebilirsiniz!.. Hem de hiç hak etmediğiniz halde gözü bantlı resminizin altında muhtemelen şunlar yazıyor olacaktır:

“Terör operasyonu... Bilmem kaç kişi gözaltında…”

Ya da “Fuhuş operasyonu... Yerli ve yabancı uyruklu çok sayıda kadın yakalandı…”

Veya “Uyuşturucu operasyonu... Uyuşturucu çetesine darbe…”

***

Fuhuş yapıp yapmadığınız önemli değil... Terörist de değilsiniz elbet...

Uyuşturucuyla hiç bir bağınız da olmayabilir... Ama herhangi bir şekilde…

Diyelim ki, isim benzerliğinden gözaltına alındınız... Yandınız!... Ertesi gün gazeteler, basın, medya sizin hayatınızı kabusa çevirecek...

***

Başlıkları size söyledim...

Terör operasyonu...

Fuhuş baskını...

Uyuşturucu taciri...

***

Meslektaşlarıma anlatmak istediğim şu...

Bu yaptığımız şey doğru değil…

Hem yanlış, hem de suç!..”

******

İşte, bunları yazmıştım…

Ama yazdıklarımın hiçbir satırından ders çıkarmamış bizimkiler…

Başkalarının “terörist, uyuşturucu tüccarı, beyaz kadın taciri” diye lanse edilmesi…

Umurlarında bile değil yani…

***

Ben adliye önünde görev yapan gazeteci arkadaşlarım için

“Kelaynak sürüsü gibi…” demişim…

Orasını daha çok önemsemiş bizimkiler!..

Başkalarına mızrak sokarken sorun yoktu!

Şimdi, iğne kendilerine battı çünkü!..

***

“Terörist” demedim…

“Fuhuş baskınında yakalandılar” demedim…

“Uyuşturucu tacirleri” demedim…

***

Ne demişim?

Kelaynak sürüsü!...

***

Biraz empati kurun bakalım!..

Ben nerede yanlış yapmışım?

***

Peki! Sizin yaptığınız ne?

Düşünün!..

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi
SON YAZILAR