Keşke kelaynak olsak!
Severiz
İyiyi
Güzeli
Doğruyu
Bir de halkımızı severiz
Ölesiye uğrunda
***
Yazdıktan sonra gelen tepkileri de severim
Tepkisiz yazı yazı değildir
Etliye sütlüye dokunmayacaksa
Her şey eskisi gibi olacaksa
Bir işe yaramayacaksa niye yazılsın ki o yazılar
***
Yeşillik olsun diye yazan da var
Her gün gazetenin bir köşesinde
Benim resmim çıksın, adım görünsün diye yazan da
İçi boş yazılar Yer işgal etmek içindir
Ama bizim tarzımız değil
***
Önceki gün, Bu bir ihbardır başlıklı yazımız üzerine arayanlara da söyledim
Rahatsız olan, beğenmeyen daha uzağa gitsin!..
Kimseye kendimizi beğendirmek zorunda değiliz
Ne bu ya
Her şey, ya da her yazdığımız sizin isteğinize uygun mu olacak!?
***
O zaman Mehmet Yazıcı"ya değil
Arzuhalciye gideceksiniz!..
Siz anlatırsınız
Kafanıza göre
O yazar!..
***
Bu bir ihbardır başlıklı yazıda meslektaşlarımızla ilgili bir cümle kullanmışım
Vallahi ben bilmem
19 Mayıs Gazeteciler Cemiyeti Başkanı İsmail Temiz aradı da söyledi
Yazarken arkaya bakmam!...
Başkan Temiz arayınca bir kez daha okudum
Demişim ki yazının bir yerinde
Adliye kapısında bekleyen gazeteci arkadaşlar için
Size şu kadarını söyleyeyim...
Gazetecilerin fotoğraf makinesiyle adliye binasına girmesi dahi yasaktır...
Adliyenin içinde resim çekmek ve bu resmi yayınlamak ise suçtur...
O yüzden gazeteciler kelaynak sürüsü gibi adliye kapılarında bekleşir...
***
Dediğim bu
Ama bazı gazeteci arkadaşlar kendilerini kelaynak sürüsüne benzettiğim için alınganlık göstermiş!...
***
Tepem attı!..
Ama ağzımı bozmayayım
***
Gazeteci arkadaşlar, kendilerini kelaynak sürüsüne benzettim diye alınganlık gösterdi ama
Birçok gazetecinin sigortası bile yapılmamış!..
Yarın başlarına bir olay gelse
Araba çarpsa
Hastanelik olsa, çalacak kapıları yok!..
***
Kendilerinin sosyal güvenceleri, sağlık sigortaları bile yokken
O beğenmedikleri "Kelaynak Kuşları" dünya çapında koruma altında ama
N"aber!..
Kelaynak statüsüne girebilmeniz için daha çok fırın ekmek yemeniz lazım yani!...
***
Adliye kapısında bekleyen gazetecilere Kelaynak Sürüsü dedim diye beni kınayan cemiyetin başkanına gelince
Yazın sıcakta, kışın soğukta, orada haber kovalayan meslektaşlarımız için bir kulübe dahi yaptıramayan sizlersiniz
***
Hadi biz kelaynak sürüsü dedik
Bozuldunuz
Bu kelaynak sürüsüne adliye kapısında başlarını sokacak bir kuş yuvası bile yaptıramayanlara ne demeli?
***
Neyse
Beni konuşturmayın!..
***
Şimdi gelelim bu olayın daha vahim ikinci boyutuna
Söz konusu yazımızda OHA Haber Ajansı"nın yaptığı haberleri servis etme biçimini eleştirmiştik
Demiştik ki;
Yarın siz... Bir gazetenin üçüncü sayfasına konuk edilebilirsiniz!.. Hem de hiç hak etmediğiniz halde gözü bantlı resminizin altında muhtemelen şunlar yazıyor olacaktır:
Terör operasyonu... Bilmem kaç kişi gözaltında
Ya da Fuhuş operasyonu... Yerli ve yabancı uyruklu çok sayıda kadın yakalandı
Veya Uyuşturucu operasyonu... Uyuşturucu çetesine darbe
***
Fuhuş yapıp yapmadığınız önemli değil... Terörist de değilsiniz elbet...
Uyuşturucuyla hiç bir bağınız da olmayabilir... Ama herhangi bir şekilde
Diyelim ki, isim benzerliğinden gözaltına alındınız... Yandınız!... Ertesi gün gazeteler, basın, medya sizin hayatınızı kabusa çevirecek...
***
Başlıkları size söyledim...
Terör operasyonu...
Fuhuş baskını...
Uyuşturucu taciri...
***
Meslektaşlarıma anlatmak istediğim şu...
Bu yaptığımız şey doğru değil
Hem yanlış, hem de suç!..
******
İşte, bunları yazmıştım
Ama yazdıklarımın hiçbir satırından ders çıkarmamış bizimkiler
Başkalarının terörist, uyuşturucu tüccarı, beyaz kadın taciri diye lanse edilmesi
Umurlarında bile değil yani
***
Ben adliye önünde görev yapan gazeteci arkadaşlarım için
Kelaynak sürüsü gibi demişim
Orasını daha çok önemsemiş bizimkiler!..
Başkalarına mızrak sokarken sorun yoktu!
Şimdi, iğne kendilerine battı çünkü!..
***
Terörist demedim
Fuhuş baskınında yakalandılar demedim
Uyuşturucu tacirleri demedim
***
Ne demişim?
Kelaynak sürüsü!...
***
Biraz empati kurun bakalım!..
Ben nerede yanlış yapmışım?
***
Peki! Sizin yaptığınız ne?
Düşünün!..