PUSU VE KUMPAS...

Tarih boyunca, menfaatleri uğruna pusuya yatarak ihbar eden, iftira atan ve kumpaslar kuran insanlar her toplumda var olmuştur. Bu tür insanlar, doğrudan yüzleşmek yerine sinsi yöntemler kullanarak rakiplerini saf dışı bırakmayı, böylece kendilerine avantaj sağlamayı hedefler. Özellikle darbe süreçlerinde, otoriter rejimlerde veya kurumsal yapılar içinde bu tür karakterler daha çok öne çıkar. Pusu kültürü, hileyle güç elde etmeye çalışan bu kişilerin varlığını sürdürebilmesi için gereklidir.

Pusu kültürü, kişinin açık bir mücadele yerine sinsice rakiplerini etkisiz hâle getirmeye çalıştığı bir davranış biçimidir. Bu kültürün temel dinamikleri şunlardır. Açıkça karşı çıkmaya cesareti olmayanlar, uygun anı bekleyerek gizlice hamle yapar. Kendi çıkarlarını ön planda tutanlar, başkalarının zarar görmesini umursamazlar. Rakiplerini etkisiz hâle getirmek için yalan söylemekten çekinmezler. Menfaatçi kişiler, daima güçlüden yana tavır alır, zayıf olana ihanet ederler. Bu kültürün en büyük zararlarından biri, toplumda güvensizliği artırması ve ahlaki değerleri çökertmesidir.

Pusu kuranların belirgin özellikleri vardır. Bu kişiler genellikle münafık ruhlu, ikiyüzlü ve güce tapan insanlardır. İşte onların temel karakter yapıları. Cesurca yüzleşemezler, ancak arkadan iş çevirmede ustadırlar. Güçlü olanın yanında yer alır, zayıflara karşı acımasızdırlar. Çıkarları değiştiğinde en yakınındakini bile satabilirler. Fırsatçı oldukları için, güçlü olana yaranmak için zayıfı ezmekten çekinmezler. Menfaatlerini meşrulaştırmak için dini veya ideolojik söylemleri kullanırlar. Bu tür karakterler, toplumları içten içe çürütür ve sadakat ile güvenin yerini korku ve tereddüt alır.

Pusu kültürüyle hareket edenler, hedeflerine ulaşmak için farklı yollar denerler. Bunlar arasında en yaygın olanları şunlardır. Rakiplerini bertaraf etmek için yalan ihbarlarda bulunurlar. Ortada bir suç veya hata yoksa bile, suni suçlar üretip rakiplerini zor durumda bırakırlar. Yalan ve çarpıtılmış bilgilerle birini itibarsızlaştırmaya çalışırlar. Güçlü olanlara sadık görünerek onların gözünde değer kazanmaya çalışırlar. İnsanların yalnızlaşmasını sağlamak için sosyal çevrelerinde onları dışlanmış hâle getirirler.
Bu yöntemler, sadece bireyleri değil, toplumları da büyük krizlere sürükleyebilir. Tarihte birçok toplum, içeriden ihanet eden bu tür kişilerin fitnesi yüzünden çöküş yaşamıştır.

Pusu kültürü, toplumların yozlaşmasına ve çürümesine yol açar. Bu kültürün yaygın olduğu yerlerde şu sonuçlar kaçınılmazdır. Kimsenin kimseye güvenmediği, insanların ihbar edilme korkusuyla yaşadığı bir atmosfer oluşur. Doğrunun değil, sinsiliğin ve hilekârlığın ödüllendirildiği bir sistem meydana gelir. Gerçekten liyakat sahibi kişiler iftiralarla bertaraf edilir ve yerine pusu kuranlar geçer. Bürokrasi, ordu ve sivil yapılar içinde menfaat gruplarının hâkim olduğu bir sistem gelişir. Güçlü olanın yanında saf tutanlar, zayıflara baskı yaparak huzursuzluk çıkarır. Bu sebeple, pusu kültürü sadece bireyleri değil, devletleri de çökerten bir hastalıktır.

Pusu kuran, iftira atan ve kumpas düzenleyen insanlar, topluma en büyük zararı verenlerdir. İslam tarihinde de münafıkların bu tür yöntemleri kullanarak fitne çıkardıkları bilinmektedir. Hz. Peygamber döneminde, Müslümanlar arasında bozgunculuk çıkaran münafıklar, açık düşmandan daha tehlikeli görülmüştür.
Pusu kültürüyle mücadelede en önemli adımlar şunlardır. İftiralara ve kumpaslara karşı en büyük silah, doğruluk ve şeffaflıktır. Haksızlığa karşı sessiz kalmamak, pusu kuranları ifşa etmek gerekir. Menfaat için değil, hakikat için mücadele edenler, bu kültürü yok edebilir. Hukukun ve ahlakın ihbar üzerine değil, delil ve adalet üzerine kurulu olması gerekir.

Özetle; pusu kültürü, toplumların en büyük zehirlerinden biridir. Bu kültürü besleyen menfaatçiler, yalancılar ve münafık ruhlular, sadece bireylere değil, toplumların tamamına zarar verir. Bu yüzden, hakikati savunmak ve pusuya yatanları ifşa etmek, her ahlaklı insanın sorumluluğudur.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Sami Kesmen Arşivi
SON YAZILAR