KUR’AN’LA YÜZLEŞMEK
Ramazan ayı, sadece oruç tutulan bir dönem değil, aynı zamanda bir muhasebe ve arınma fırsatıdır. Bu ay, Müslümanlar için sadece bedenin değil, ruhun da arınması gereken bir süreçtir. Ramazan’ın en önemli özelliklerinden biri, Kur’an-ı Kerim’in bu ayda indirilmeye başlanmış olmasıdır. Bu yüzden Ramazan, Kur’an’la yüzleşme, onun rehberliğinde eksiklikleri görme ve gidermeye çalışma ayıdır.
Kur’an, insanlığa bir hidayet rehberi olarak gönderilmiş, hayatın her alanında yol gösterici olmuştur. Ancak Müslümanlar, çoğu zaman günlük hayatın telaşı içinde Kur’an’ın rehberliğini yeterince dikkate almamışlardır. Ramazan ayı, bu gafletten sıyrılmak, Kur’an’la yeniden güçlü bir bağ kurmak için eşsiz bir fırsattır. Ramazan ayında Müslümanlar, Kur’an’ı daha çok okumaya, anlamaya ve onun emirlerini hayatlarına uygulamaya gayret ederler.
Teravih namazlarında Kur’an’ın hatmedilmesi, iftar ve sahur vakitlerinde onun ayetlerinin tefekkür edilmesi, Ramazan’ın en güzel yönlerindendir. Ancak Kur’an’ı sadece okumak değil, onu hayatın merkezine almak esastır. Allah’ın emir ve yasaklarını gözden geçirmek, kendi hayatımızı bu ilkelere göre sorgulamak ve eksikliklerimizi görmek için bu ay büyük bir fırsattır.
Bir Müslüman olarak en büyük sorumluluklarımızdan biri, Kur’an’ın ilkelerine uygun bir hayat sürmektir. Ancak zaman zaman gaflete düşebilir, ibadetlerimizde, ahlakımızda ve davranışlarımızda zayıflıklar gösterebiliriz. Ramazan ayı, bu eksiklikleri fark etmek ve telafi etmek için en güzel zamandır.
Kur’an’ın ilkeleri doğrultusunda, Müslüman’ın bazı temel eksiklikleri vardır. Namaz kılma konusunda gevşek davranmak, dualara yeterince vakit ayırmamak, zikir ve tefekkürden uzak kalmak. Öfkeye yenik düşmek, kibir, dedikodu, gıybet, cimrilik gibi kötü huyları terk etmemek. Fakirleri gözetmemek, zekât ve sadaka konusunda ihmalkâr davranmak, insanlara karşı duyarsız olmak. Onu sadece okumakla yetinip, emirlerini hayatımıza uygulamamak. Ramazan ayı, bu eksiklikleri gidermek için eşsiz bir fırsattır.
Gün boyu aç ve susuz kalan insan, sabır ve iradeyi öğrenirken, aynı zamanda bu dünyada Allah’ın rızasını kazanmak için neler yapması gerektiğini de düşünmelidir. Ramazan, sadece aç kalmanın değil, ruhsal bir dönüşüm yaşamanın zamanıdır. Oruç, insanın nefsine hâkim olmasını sağlarken, Kur’an’la yüzleşmek de eksiklikleri görüp düzeltme bilinci kazandırır. Bu yüzden Ramazan’ı şu şekilde değerlendirmek gerekir. Ramazan boyunca mümkün olduğunca çok Kur’an okunmalı, ama asıl önemli olan onun mesajlarını anlamaya çalışmaktır. Kur’an, bizden sadece okumamızı değil, aynı zamanda yaşamamızı ister.
Bu yüzden Ramazan’da bir Müslüman, Kur’an’ı anlamaya yönelik gayretini artırmalıdır. Ramazan’da daha fazla namaz kılmak, dua etmek ve Rabbimize yönelmek gerekir. Özellikle teravih namazları, teheccüd ve sahur vakitlerinde yapılan ibadetler, insanın manevi dünyasını güçlendirir. Dedikodu, öfke, kıskançlık, israf gibi kötü huyları terk etmek için Ramazan en iyi fırsattır. Nefsimizi terbiye etmenin bir yolu da bu kötü alışkanlıklardan kurtulmaktır.
Ramazan, paylaşma ayıdır. Fakirleri gözetmek, infak etmek, ihtiyaç sahiplerine yardımda bulunmak, Ramazan’ın ruhuna uygun hareket etmek demektir. Ramazan, geçmişin muhasebesini yaparak hatalarımızı düzeltme zamanıdır. Allah’a samimi bir şekilde yönelmek, günahlarımız için tövbe etmek ve yeni bir başlangıç yapmak için Ramazan büyük bir fırsattır.
Ramazan ayı, sadece oruç ve ibadet ayı değil, aynı zamanda kendimizi sorgulama ve değiştirme ayıdır. Kur’an’la yüzleşmek, onun ilkeleri doğrultusunda eksikliklerimizi görmek ve bunları gidermek için çaba göstermektir. Bu ayda kazanılan manevi bilinç ve ibadet alışkanlıkları, yılın geri kalanına da yayılmalıdır. Kur’an’ın ışığında eksikliklerimizi görüp bunları düzeltmek, bizi daha bilinçli ve daha olgun bir Müslüman haline getirecektir. Ramazan, bu dönüşüm için büyük bir nimettir ve her Müslüman, bu fırsatı en iyi şekilde değerlendirmelidir....
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.