Bir vatandaşın ağzından!
Amerikan televizyon programlarına gözüm takıldı geçen gün ister istemez. İsimlerini vermiyorum ama...
Kız kardeşim ekran başına geçtiğinde sürekli buna benzer programları izlemekte ve farketmiş olduğum şu; kanal hep aynı kanal!
O programlarda kızların kusursuz, kuşkusuz, sorunsuz olduğunu izlersiniz. Sözde dünyanın ulaşılmaz mertebeleri, yani en güzeli o kızlar!
Bir de manken gibidirler, alımlı ve çekicidirler sözde... Bir doğum günü uğruna servet harcayan insanlar "bu doğum günü böyleyse, düğünleri nasıl olur" dedirtecek cinsten! Öyle büyük bir organize anlayacağınız.
Hediye olarak villa ve çifter çifter otomobil sahibi olan, henüz 18 yaşına girmemiş şımartılmış çocuklar! Erkeklere de yapılıyor tabi...
'Sadece kızlar mı böyle?' ye gelmesin söylediklerim; ama vermiş olduğum bu örnekler sayesinde hangi programlardan bahsettiğimi tahmin edenleriniz olmuştur sanırım.
Kriz dünyamızı ele geçirmiş vaziyetteyken "Amerika" bu programları moral bozmak için mi yayınlıyor? Böylesine küstah bir toplum nerede görülmüş?
Teknoloji, para, küstahlık ve şımarıklık, ne ararsan onlarda! Sorun da onlarda, çözüm de. Sözde her şey onlarda!
Eğer "her ülke kendisini kalkındırmak için uğraşır" cümlelerini kullanacaksak, kardeşlerimize şımarıklık eğitimi veren o saçma programlarını 'sadece' kendi ülkelerinde yayınlamaları gerekir!
Millet için uğraşan bir toplum ahlak ve dürüstlük adına bu programları "bak bize bir şey olmadı" şeklinde yayınlamamalı dışarıya! Eşitlik isteniyorsa önce dünya insanlarının hali göz önünde bulundurulmalı!
Yani krizden bahsediyoruz burada!
Gözüme çarpan şu:
Kadın (ünlü bir sinema oyuncusu) ve eşi (ünlü bir şarkıcı) triplex bir evin sahibi. Çocukları doğacakmış. Çok şirin(!) değil mi?
Ama o şirinlik de bir yere kadar! Çocuk doğacak diye asker arazi alanı boyutundaki eve sığımayacaklarını söylüyorlar. Zenginliğin de böyle aç gözlülüğü....
Gözün gördüğü, kriz esnasında insanlara bunları göstermek doğruluk mudur, yoksa zulüm ve eziyet etmek midir şimdi?
Bu zenginlik gösterisinden de biz bıkmadık değil hani! Havalar, afralar tafralar sergilenmekte! Ekran başındaysa bu programlar yüzünden isteklerini genişleten ve zenginlik hevesine kapılan kardeşlerimiz...
Daha kendilerini bilmeden bir başkası gibi olabilme isteği insanı insanlığından eden bir davadır çünkü. Kendiniz dışında farklı bir birey, yani onlardan biri olmuş olursunuz.
Ama kendi kültürüne gelince ve "bize Mustafa Kemal Atatürk'ü anlatır mısın" dediğinizde verecek cevap bulamazlar! Kendi tarihimizin bir gramını bilmeyecek kadar özeniyorlar dışarıya ve başkalarına.
Onların tarihini, gelmiş-geçmişlerini öğrenerek artıyı onlara, yani Amerikalılara kazandırıyoruz! Eksilerse bizim sürekli. Merak etmeyin bu bir yarış değil! Yarışın insanlıkla diyen de yok. Çabuk kandırılıyor ve kapılıyorsunuz...
Amerika'nın tabağına bakarak, yalanarak doymaya çalışanlarımız oldukça fazla etrafımızda. Böyle de Türk olamazsın ki! Özentim olsun diye kendi özünü unutanlar oluyoruz bunlardan dolayı.
İzleteceklerse, insana önce medeni şekilde yaklaşmayı öğretsinler; ama moral bozmadan!
Dedik ya kriz var diye... Bunu göz önünde bulundurarak insanları üzmemek için yine insan gibi davranmak zorunlu bir tavırdır düşüncesindeyim.
Çünkü mucizesine inanacak olursak kriz düzelebilir; fakat kötülüğe ve sinirlenmeye doğru itilmiş bir insan iyiliğe kolayca dönmez tekrar!
Barış ve Sevgi dileklerimle