Büyük Amerika...
1960'lı yıllarda ilk okulda emeklemeye başlayanlar bilirler. Üçüncü derste mola verilirdi. O zamanlarda beslenme çantası yerine annelerin diktiği bez torbacıklar da bardaklarımız olurdu. Okul hademesinin kaynatıp güğümlere doldurduğu süt tozundan yapma Amerikan yardımı sütler içilir yine Amerikan yardımı 'un'la yapılan kurabiye şeklindeki pastalar süte katık edilirdi üstüne de yine Amerikan hediyesi vitamin hapları yutulurdu.
Süt'e lazım olan şekeri evlerimizden getirirdik, ben buna akıl erdiremezdim. "Koskoca Amerika süt tozunu, unu, vitamin hapını çuval çuval gönderiyor da şekeri neden eksik ediyor" derdim.
O yaşlarda büyük Amerikalının memleketin öz evlatları Kızılderilileri asimile ettiğini bilmiyordum, zencilerine köle muamelesi yaptığından habersizdim. Dünya jandarmalığı adı altında Vietnam da, Kore'de gezindiğini Japonya'ya bomba düşürdüğünü büyüdükçe öğrendim.
O zamanlar "kahrolsun Amerika" demek suçtu.
Beşinci sınıfa geldiğim de ne o süte, ne o pastaya nede o bal renkli vitamin hapına elimi sürmedim.
Afrika Kıtası açlıktan kırılırken, Amerika'nın bizleri neden beslediğini, bizleri yönetenlerin dışında pek bilen yoktu. Günün birinde başımıza çuval geçireceği ise asla düşünülmüyordu.
Biz çok küçüktük, süt tozundan yapılmış sütü bilmeden içtik, pastayı bilmeden yedik, vitamin dedikleri hapı bilmeden yuttuk...