Ertelenmiş Hayaller

İmam Hatipli çocukların ziyadesiyle "Anadolu"nun herhangi bir taşra kasabası" kokan siluetlerinden, bir devlet ve bir toplum projesi çıkarmak fikri en başta yanlıştı.. Zaten onlardan istenen de bu değildi.. Nihayet namaz kıldıracak ve nihayet cenaze kaldıracak ve nihayet geçmişlerimizin ruhuna bir fatiha gönderecek ve bunu bir meslek telakki edecek çocuklarımıza "Oğlum sen var ya, İstanbul"u fethedecek yaştasın" gazı vermek iyi bir fikir değildi ve iyi bir sonuç vermedi..
Neden vermedi;
Halk"tan Emin"in yazısını okurken kendi kendime soruyorum bu soruyu..  Bir İmam Hatipli değilim ama, yazısında değindiği süreci neredeyse hep beraber yaşadığımız için üzerimize düşen hisse miktarınca durumu vazifeye irca ediyorum..
Öncelikli olarak, her nerede ne okumuş olursa olsun aradan fırlayıp üstüne vazife olmayan işlere el atarak, o işin aranılan adamı olanları takdir ederek devam edelim.. Böylelerini de çok yakından tanırım.. İmam Hatipli olup da bunu bir muska gibi taşımayanlar ile daha iyi iletişim kurulabiliyor da diyebilirim hatta.. Tarih dünyanın gidişatını değiştiren farklı alandan gelerek farklı bir işte öne çıkmış insanların hayat hikayeleri ile doludur.. Mesela, mühendis bir romancı, mesela asker bir şair, mesela imam hatipli bir başbakan ilh..
Onları birbirlerine bağlayan şey, dışarıdaki dünyaya yabancı oluşları değil, belki dışarıdaki dünyaya karşı donanımsızlıkları, belki de meslek gruplaşmalarında da çokça görülen sürüden ayrılma paniğidir.. Bak işte sürüden ayrılanların iyi ya da kötü serencamları ortada..
Zaten, Hekimoğlu İsmail ve Ahmet Günbay ile buraya kadar… Necip Fazıl dersinde sınıfta kaldıklarını/ kalacaklarını tahmin edebilirsin.. Ahmet Günbay ile devam eden bir süreç en fazla Kaldırımlar"a götürür.. İdeolocya Örgüsü"nün sahiline bırakır mı, bırakmaz..
İdeolocya Örgüsünü okuyanın da faizin hükmü konusunda nerede duracağı belli değil mi?
Ama haklısın ki, bir zamanların  hızlı devrimcileri bu gün, yazdıkları kitaplara ve bir nesli (sadece İmam Hatiplileri mi) damdazlak ortada bırakmalarına aldırmadan mücahitlikten müteahhitliğe geçiverdiler.. Kamıştan borularla ciğerlerine puro ve midelerine viski çekerek geçmişlerinin muhasebesini ya tarihe ya da ahirete havale ettiler.. Ama bu ıstırabı, her katmandan insanlar yaşadı.. Siz imam hatiplilerden çok başörtüsü mağdurları daha fazla yaşadı, hala yaşıyorlar..  28 Şubat, bir yanılgının bitişi ve sanal bir dünyanın yıkılışının tarihidir bana göre.. Aynı zamanda İslamcı diye geçinenlerin donanımsız, fikirsiz ve zikirsiz bir şekilde makam ve mevki hırsı için bu işlere bulaşmış olmalarının hazin görüntüsü.. Neredeyse takke düştü kel göründü diyesim geliyor.. Ayrımsız, tamamıyla sınıfta kaldık.. Cemaat, vakıf, dernek, grup, sınıf, zümre, parti, patırdı… Hepimiz…
Necip Fazıl"ın sürekli zikrettiği bir söz/ formül vardır ki, herhalde içinde bulunduğumuz kaosu tespit ve tasvir bakımından önemlidir; “ diyalektiklerin çelmesine takılmayın…” Bizden bir Donkişot bile çıkmadı yani… Ya da çıktı da göremedik.. Diyalektiklerin çelmesine takıldık..
Faizle yürüyen sistem karşısında alacağı tavır, onun  karşısında ve onun yanlışlarını doğruya çevirici bir kıvraklıkta olması gerekirken zoru görünce kapitalizmin dili ile düşünmeye çalışmak, evet sınıfta kalmaktır..
Adam olacak çocuk her halinden belli olur.. Bence sen söylemiş olduğu sözün bile arkasında duramayan ve nereye gittiğini hesaplayamayanları fazla ciddiye alıyorsun.. Üstelik bu tür insanları okudukları okullar ile değerlendirmeye tabi tutmak da başlı başına bir hatadır.. Toplumun her katmanında böylelerinden çokça var..

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Recep Yazgan Arşivi
SON YAZILAR