Buyurun size milliyetçilik

Türk Silahlı Kuvvetleri"nin Kuzey Irak"tan çekilmesinin ardından, bütün köşe yazarları konuyla ilgili engin bilgilerini bizlerle paylaştı. Allah razı olsun, düşünemediğimiz bilemediğimiz bir sürü senaryolar çizdiler, ufkumuzu açtılar. “Biri şevk ile gittik, hüzün ile döndük” diyerek sözün bittiği noktayı gösterdi, bir başkası “Tufaya getirildik” diyerek konunun özetini yaptı. Bir başkası “Başbakan bile kuvvetlerin geri döneceğini bilmiyordu” diyerek aklı sıra ülkeyi yönetenlerin ülkeden habersiz olduklarının altı çizdi.

Yazarlarımızın güncel konuları yazmak için kendilerini bu kadar da sıkmalarına anlam veremiyorum. İlla yazacağım diyerek sık sık kasıl kasıl, işte böyle kasılmak fiiliyle ortaya çıkan şeylere benzeyen yazılar çıkıyor.  Ömrü hayatında bölgeyi görmemiş, dağında taşında yürümemiş ancak haritalardan seyretmiş kişiler, karda kışta operasyon yapmayı herhalde çelik çomak oynamak ile bir tutuyor.

Oturdukları sıcak koltuklardan ahkâm keserek hayatını idame ettirenler, işi ehillerine bırakmasını bilecekler. Genelkurmay"da sabahtan akşama kadar kafa patlatan, dünya kadar general var. Aldıkları eğitimlerle gelişen tüm olayları ülkenin birliğini korumak uğruna değerlendiriyor ve bunları gerekli makamlarla koordineli olarak paylaşıyorlar. Yapılan tüm faaliyetler ise bu işbirliği içerisinde hayata geçiyor. Bunun böyle olmadığını söyleyen varsa eğer, (maalesef örneklerini görüyoruz) bu da ancak devletin kurumlarını birbirine düşürmek isteyenlerden başkası değildir. Yarım yamalak kalem tutanlar, “Sırf gündeme dair bir salata yapayım da, belki vatandaşımız yer” demekten vazgeçmeli.

Birilerinin dediği gibi Türk Silahlı Kuvvetleri operasyonlara şevk ile gitmedi. Bu bir gereklilikti onun için gitti. Hüzünle de dönmedi, dönmesi yine bir gereklilikti onun için döndü. Söyleyecek söz yok değil o da şu: “Türk Silahlı Kuvvetleri"ne ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti"ne güveniyoruz. Orada görev yapan erinden generaline kadar hepsine teker teker sonsuz şükranlarımızı sunuyoruz. Şehitlerimize Allah"tan şefaat, geride kalanlara ise sabır diliyoruz”

Operasyonlar nedeniyle milliyetçilik duygularımız kabarmıştır. Bu iki iki dört. Ancak,  milliyetçilik öyle duyguyla yapılmaz. Sadece gidelim vuralım, ölelim öldürelim ile olmaz. Azcık da kafa, yürek ve ilgi ister. Milliyetçilik edebiyatıyla geçinenler CHP Samsun Milletvekili Haluk Koç"tan milliyetçilik dersi almalı. 

Haber Erhan Koçak"ın haberi. Yer, Çarşamba'nın Boyacılı Köyü. Vatani görevini yaparken Şırnak"ta şehit düşen Murat Arslan için ölümsüzlüğe yürüyüşünün 4. yılında mevlit düzenlendi. Köy meydanındaki camide toplanan vatandaşlar, şehitlerinin şefaatine nail olabilmek için yarıştılar. 

Murat"ın babası Mehmet Arslan, oğlunun şahadet haberini alır almaz kendisini ilk önce CHP Samsun Milletvekili Haluk Koç"un ziyaret ettiğini söyledi. Şehit babası Mehmet Arslan, "Nereden haber aldı bilmiyorum. Oğlum GATA"da vefat ettikten yarım saat sonra Haluk Koç hastaneye geldi ve bütün işlemlerimizde yardımcı oldu. Bizi Samsun'a kadar yolcu etti. Ve halâ arayıp halimizi hatırımızı sorar. Bizleri hiç unutmadı. Kızımızın düğününe dahi geldi. Yaptığı iyilikler kelimelerle ifade edilmez. Allah ondan razı olsun, razı olduğu yolda bulundursun" dedi.

Buyurun size milliyetçilik. Sözü bir kenara bırakın da milliyetçilik ile uzaktan yakından ilgisi olmayan bir parti olarak gördüğünüz, CHP"nin Genel Başkanlığı"na aday olan Prof. Dr. Haluk Koç"un davranışının onda birini yapın. O zaman bu köşeden de sizi takdir etmezsem bana yazıklar olsun.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi
SON YAZILAR