İnsanoğlu yeryüzünün halifesi olarak programlanmıştır. Melekler tarafından biraz garipsenmiş ve Allah"a cc haşa uyarıda bulunmuşlar. “Yarabbi, biz melekler senin kullarınızız. Hiçbir şeyde karşı çıkmayız. Her ne buyurmuşsanız ânında ve hiç duraksamadan hemen yerine getirmişiz. Hiçbir unutma ve yanılma da olmaz bizim işimizde. Ama bizim bir üstümüzde halife veya başka anlamıyla kalfa yaratırsan onlar boş durmazlar. Sana Yarabbi hemen ısyan ederler, sana savaş da açarlar. Yarabbi biz hiç ısyan etmeyiz” demişler.   Ama Allah cc siz merak etmeyin buyurmuş; sizin bilmediklerinizi ben bilirim.

Değerli okurlarım, zihninizi bulandırmayayım ve melekler nereden biliyordu ki insanoğlu ısyan edecek? Biz deriz ki nereden bildiler, demeye gerek yok çünkü halife sözcüğünün içinde aklı kullanmak deyimi var. Melekler akıllarını kullanmazlar, ama halife olan zeki varlık kendi otoritesini ve aklını, hatta cüz"i iradesini kullanma yeteneği var. Halifenin merak etme ve kendisine emanet edilen aletleri sahibinden izinsiz kurcalama kurnazlığı ve alışkanlığı var. İşte melekler bu kelimeden hemen bu anlamı çıkarmışlar.

İşte biz insanoğlu haram süt de emmiş derler, çiğdir, evvelden dost olduklarına sonradan en küçük falsosu karşısında feryadı basabilir.

Oysa İslam"da hilm sıfatı var. Allah"ın cc esması arasında da “Halim” sıfatı var. Allah"a cc bu kadar hakaret eden ve Allah"ın cc makamına göz dikenlere mühlet verir, hemen cezalandırmaz; halimdir.

İnsanoğlu öfkelidir ve öfkesini asla yenemez. Hemen parlar ve azarlar. Sabrın imanla ilgisi vardır. Peygamber efendimiz, ashab-ı kiramdan bazılarına,

- İmanınızın alameti nedir?

- Genişlikte şükreder, darlıkta sabrederiz ve Allahü Teâlânın kaza ve kaderine razı oluruz.

-Yemin ederim ki siz müminsiniz. Başka bir zaman,

- İman nedir? diye sual edenlere,

- Sabırdır. buyurdu.

- Sabrın imandaki yeri, başın bedendeki yeri gibidir. Başsız beden olmayacağı gibi, sabırsız iman da olmaz buyurdu. Sabretmeyenin imanı zayıf demektir.

Hadis-i kudside,

- Takdirime razı olmayan, belaya sabretmeyen, nimetlerime şükretmeyen, kendine başka ilah arasın. buyurdu.

“Nimete kavuşunca şükreden, belaya uğrayınca sabreden, haksızlık yapınca af dileyenler, zulme uğrayınca bağışlarsa, onlar emniyet ve hidayettedir. Taberani.

“Hoşlanılmayan şeye sabretmekte büyük hayır vardır” Tirmizi.

“Bir gece başı ağrıyan, Allahü Teâlâdan geldiği için buna razı olup sabrederse, yeni doğmuş gibi günahlardan temizlenmiş olur” İbni Ebiddünya.

“Sevmediklerinize sabretmedikçe, sevdiklerinize kavuşamazsınız” Maverdi,

Birey öfkeyle gelen enerjisini günlük tutarak, yazı yazarak, çeşitli sanatsal etkinliklere yönelerek, yaşamış olduğu gerilimi azaltabilir. Öfkelendiğinizde, özür dilemek zorunda kalacağın bir hareketi yapmayın.

 Bu konuda şefkat Peygamberi Efendimiz'in sas şu hadisi hatıra getirilebilir: “Öfke şeytandandır, şeytan da ateşten yaratılmıştır, ateş ise su ile söndürülmektedir; öyleyse biriniz öfkelenince hemen kalkıp abdest alsın.” Ebu Davut 414

Mantık öfkeyi yener, öfkelendiğinizi hissettiğinizde mantık limanına yanaşınız. Öfke duygusunu başlatan olayı araştırın ve bulun. Aslında insanı öfke anına taşıyan bir dizi olay yaşanmıştır. Öfke patlamasına neden olan duygusal baskı belirli bir zaman içerisinde oluşmuştur.

“Biriniz ayakta iken öfkelenirse hemen otursun. Öfkesi geçerse ne alâ! Geçmezse yatsın” Ebu Davut Edeb 4.

İki kişi Resulüllah sav huzurunda kavga ettiler. Birbirlerine olan öfke yüzlerinden okunuyordu. Resulüllah sav:

- Ben bir kelime biliyorum, eğer onu söyleyecek olsa, kendinde görülen öfke giderdi. E"ûzü besmele çekmeli…

Değerli dostlar, bu bayram sonrası birbirimizi kırmayalım. Dostluklarımızı sürdürelim. İnsanlar sinkâflı hiç konuşmayalım. Başkalarının kalbini kırmayalım. Her şey düzelir ama dil yarası ve kalp yarası asla düzelmez.