Sünni de Şi’î de Müslümandır
Çok tuhaf bir cümle değil mi?
Sünniler çok kızacak
Suriye’de Müslümanları katledenler
Nasıl Müslüman!
Müslüman Müslüman’ı katleder mi?
Bölünmeyelim; ne olur!
Bizim diyeceğimiz budur
Avrupa kapılarını aşındıranlar;
Batı’ya kul köle olanlar;
Afganlılar… Iraklılar… Suriyeliler;
Hepsi Müslüman!
Hepsi de belki de Sünni!
Makedon Polisi jopluyor.
12 bin çocuk kayıp deniyor.
Organ mafyası mı?
Evlat edinen Avrupalı mı?
Fuhşa kurban zavallılar mı?
Daha neler… neler!
Ama Avrupa kapılarında perişan!
Tayyip Erdoğan konuştu;
“Bunun için bölücü değil
birleştirici olmalıyız.
İhtilafları değil ittifakları,
husumeti değil muhabbeti güçlendirelim.
Çünkü yaşanan çatışmalardan…
Çekişmelerden… düşmanlıklardan;
zarar gören sadece Müslümanlardır,
sadece İslam ülkeleridir" dedi.
Hep birlik olalım;
İslam Milletini kuralım.
Halifemizi seçelim;
İslam parlamentomuzu kuralım;
Gümrük Birliğimiz olsun;
Vize alma zorunlu olmasın;
Hz Peygamberimizin dillendirdiği;
Sporları kümeleştirelim;
İslam ülkeleri gençliği cemaatleşsin.
İslam ülkeleriarası dolaşım yeğlensin.
Cemaatlerimiz İslam ülkelerinde;
Gençlik kardeşleşmesini;
Ensar-Muhacir kardeşleşmesini;
Cennete gidebilmenin ölçüsü etsin.
Cemaatler cami bünyesinde;
Haftalık Cum’a tatillerinde;
Yıllık izinlerinde de;
Haram Aylar… kandiller…
Kadir Geceleri…
Son on gün İtikaf sohbetleri;
Müslüman oteller zincirinin;
Lobi/Necvâ oluşum odalarında;
Her Müslüman ülke gençliği,
Cemaatlerinin müritliği içinde;
Her İslam ülkesinde;
Kendi oteller zincirinde;
Gençlik birbirini davet etsiz;
Ağırlasın.
İnanç turizmini cemaatler;
Acenteleştirsin.
Ah şu “Kutludoğum” günleri!
Allah cc bir ayet-i kerimede;
Gereksiz yalvarmalarını;
Tumturaklı laflarla
insan kalabalıklarını toplayıp;
oylamalarını;
öküz böğürtüsü olarak
değerlendirmektedir.
Eğer bir toplantı;
Resulüllah’ın sav ahlakını;
Sünnetlerinden birisini;
Çağrıştırmıyorsa;
O Sünnetini Cemaatler içinde;
Yaşatmıyorsa;
Öyle toplantılardaki dualar;
Öküz böğürtüsüdür.
Mezhepleri dinleştirmeyelim;
Hz İbrahim’in Hanif Millet’inde;
Birleşelim.
Hanefi Mezhebi… Şafii… Hanbeli;
Mezheplerinin dar kalıplarına;
Sıkışıp kalmayalım.
Dar kalıplı Mezhepleşirsek;
Kendi içimizden; bağrımızdan;
Terör örgütlerini dinleştiririz.
Ama İbrahim Millet’ini;
Yaşatırsak;
İslamî sporlarını kümeleştirirsek;
Tevhid inancımızı küfteleştirirsek;
Besteleyecek genç müzik örgütü;
Zenginleştirirsek;
Bu amaçla otelcilik zincirimizi;
Her İslam ülkesi metropollerinde;
Yaygınlaştırırsak;
Hılafet Merkezimizi kurarız.
İslam Ordusunu… Ortak Pazarını;
Gümrük Birliğimizi…
İslam ülkesi vize serbestisini…
İşte o zaman Hacc ibadetimizi;
Yaparız.
Dostlar;
Mezhebimizi dinleştirmezsek;
İçimizde terör örgütü beslenemez;
Kur’an vahyinde;
Sünnet’in vahyi yorumlayıcılığında;
Tek vücut olursak;
Sünni-Şi’î kardeşleşir;
İslam Milletinde cemaatleşiriz.
Cahil mezhep mutaassıplarımız;
Meler yumurtluyor neler!
“Mezhepsizlik,
herkesin normal sıradan yaşantısını;
dini yaşantı gibi görmesidir diyorlar.
Mezhepsizlik,
herkesin Kur'an'dan kafasına göre;
bir din çıkartmasıdır diye ötüyorlar.
Mezhepsizlik,
herkesin Kur'an'dan anladığını;
gerçek din zannetmesidir diye böğürüyorlar.
Mezhepsizlik,
"Hz. Muhammed geldi-gitti, işi bitti,
artık düşsün yakamızdan da kafamıza göre
Kur'an'ı yorumlayalım" sözünün;
yerine kamuflaj olarak kullanılan;
necis bir kelimedir diye tilkileşiyorlar.
Ben derim ki;
Kendisinin… oğlunun laik futbol takımı;
Tutmasından; renklerini yakasına…
ayakkabısına moda etmekten tevbe;
edip vazgeçmeyen;
o zavallı Ehl-i Sünnet Müslüman’ı;
İslam Milleti olamaz;
Boş boş böğürür durur.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.