Okuyalım gelişelim
Okuyan insan hem aydınlanır hem de kötülüklerden uzaklaşır. Kötü ve kalitesiz insanlarla kıl u kal yapmaktan kurtulmak istiyorsak okuyalım. İncir çekirdeğini doldurmayan meselelerle uğraşmaktan sıkılıyorsak kitap limanına sığınalım. Kitap sığınılacak limanların en faydalılarındandır. Okumayan insanların kulaktan dolma sözüm ona bilgilerle başınızı şişirmelerine izin vermeyiniz. Sizi yukarılara götürecek insanlarla sohbet ediniz. Aşağılara çekeceklerden de ısrarla kaçınınız.
Cahil cesaretiyle konuşanlar vardır. Her konuda bilgileri vardır. Her konuda konuşurlar. Konuştukları konularda yanlışlıkları ortaya çıkınca da "ben o konunun uzmanı değilim" derler. O zaman niye konuştun? Hatta bağırdın. Hatta haykırdın. Sesini çok yükselterek haklılık payesi mi alınır sandın? Onu da bilmiyorsun? Bilmediğin o kadar çok konu var ki
Bu gidişle korkarım öğreneceğin de yok. Artık yaş da ilerliyor. Dünkü çocuk dediğin veya çoluk çocuk diye tanımladığın insanlardan da bilgi öğrenecek değilsin ya! Bu sana yakışır mı? Sen böyyük adamsın canım!
Bilgilenmek ve güzel konuşmak için okumalıyız. En çok da şiir okumalıyız. Şiirin hasını okumalıyız. Kıyıda köşede kalmış şairlerden bile güzel sözler derlemek mümkün olabiliyor. Ben sizlere Nizamettin Aksu hocamın "Hüzn ü Aşk" şiir kitabını okumayı salık veririm. O kitaptan size bazı örnekler sunmak istiyorum. Hocama da böyle bir yazı yazdığımı söylemedim.
Kitaptan aldığım şiirlerden size bir demet sunmak istiyorum:
Sensizlik köşemde, sönmeyen ümit;
Bir eser kalmışsa içinde, dünden;
Bir görün ve sonra ebediyen git!
Yıllar gelip geçmiş, hiç mühim değil;
Seni bekliyorum, şimdi bunu bil!
Sensizlik köşemde, sönmeyen ümit;
***
Ah şu "aşk" insanı azar azar yer!
Sonunda kazanan, hayaller olur!
Gece de gündüzün peşine düşer,
Yirmi dört saate bir haller olur!
Ah şu "aşk" insanı azar azar yer!
***
Şu "sevgi" olmasa kâinat durur!
Dağlar, bulutların nazından erir!
Denizin coşkusu sahilde kurur!
Bülbül, sitemini güle gönderir!
Şu "sevgi" olmasa kâinat durur!
***
Yağmur rahmet rahmet sarar toprağı,
Gül, dikenden hiç şikâyet etmez ya!
Bir yeşil merhamet boyar yaprağı,
Bülbül, gülü bırakıp da gitmez ya!
Yağmur rahmet rahmet sarar toprağı,
***
Bir kaza çıkacak sonra elinden,
Çatma gül yüzünü ve kaşlarını!
Mavi gözlerinin derinliğinden
Öyle sertleştirme bakışlarını!
Bir kaza çıkacak sonra elinden!
***
Şiirleri böyle uzayıp gidiyor Nizamettin Hoca"nın. Ben de bugün bir şeyler karalayabiliyorsam bunda Nizamettin Aksu, Muhammet Köksal ve diğer öğretmenlerimin payı büyüktür. Hepsi sağ olsun! Var olsun! Onlar elleri öpülesi insanlardır. Onlara minnetlerimizi sunuyoruz.
Bu arada, Nizamettin Aksu"nun şiirlerinin ilk mısralarının 5. mısralarda tekrar ettiğini fark etmişsinizdir. Bu özellik, şiirlerine damga vuran bir özellik olarak karşımıza çıkmış durumda. Aynı anahtarla açtığı kapıyı aynı anahtarla kapatıyor. Şiirlerinde bir bütünlük ve uyum var. İki aynı mısranın aynı bölümde kulakları tırmalamadan kullanılması her babayiğidin harcı değildir. Sizlere Nizamettin Aksu ile tanışmayı tavsiye ederim. "Hüzn ü Aşk" tan güzellikler dermenizi ümit ederim. Hoşça kalınız şiir dostları.
[email protected] 12 KASIM 2008 İSA ABANOZ
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.