ÖLÜM KOL GEZİYOR…

Ölüm, çok tatlı bir rızk… Ölümden neden korkalım ki! Elbette bir gün kapımızı çalacaktır.  Ha bir gün önce olmuş; ha bir gün sonra… Şehitliğe kolaçan eden nice bahadırlar ve alperenler var!

Ölümü Hz Mevlana, zifaf gecesi olarak adlandırmaktadır. Gelin ile damatın ilk geceleri olarak görmektedir. Öyleyse ne diye korkalım, ölümden!

Gazeteci Şamil Tayyar, çok konuşulacak bir iddia daha ortaya attı. AK Parti'ye karşı yeni kapatma davasının 'Telefon Dilemeleri”nden açılacağını kaydeden Tayyar, bu kez işin yarım bırakılmayacağını ve AK Parti'nin kapatılacağını ileri sürdü.

Emniyet'in içinde de farklı gruplar var ve iç çatışma denecek bir tür iktidar kavgası. Bu iktidar kavgasının içinde cemaatle bağlantılı isimler olduğu söyleniyor. Ülkücü kökenli isimler de söyleniyor. Mesela Milli Görüş çizgisinde bir ekip var.

Askerlerin kışlasına çekilmesi bir süreç… Bu bir mücadele... Siyasi iradenin bu mücadelede sağlam durması gerekiyor.

Şimdi AK Parti hakkında ikinci bir kapatma davası açılması planlanıyor. Yargıtay Başsavcısı bir soruşturma başlattı. Birinci kapatma davası irticai faaliyetlerin odağı olduğu iddiasıydı. Şimdi telefon dinlemeleri ve 'sivil dikta' iddiası... Yani ikinci kapatma davası, bu dönemde tartışma konusu olan sivil vesayet, sivil dikta, sivil faşizm gibi gerekçelerle açılacak.

Son dönemde başlatılan 'sivil dikta', 'sivil vesayet' tartışmaları, bu kapatma davasının alt yapısını oluşturma çabasıdır.

AK Parti uzlaşarak değil, çatışarak ayakta kalacağını birinci kapatma davasında anladı. Durum nerelere varabilir? Birçok kuvvet komutanı ve emekli general içeri alınsa, ayrıca eşzamanlı olarak orduda da bir idari operasyon başlatılsa durum nerelere varır dersiniz? 

Çok ilginç bir döneme giriyoruz. Bu süreci yönlendirebilecek uluslararası güç odakları var. Amerika'nın tavı çok önemli! Tartışmalar hep birbiriyle ilişkili ve bağlantılı. Türkiye-Suriye yakınlaşması Amerika"yı sevindiriyor mu sanıyorsunuz? İsrail, Gazze yüzünden yediği golleri yutacak mı sanıyorsunuz? Yılların deneyimini ve suikastlarını yönetmiş MOSSAD rahat mı sanıyorsunuz? Komşularıyla sıfır problem çalışmaları gereği vizelerin kaldırılması Müslüman dünyasını mı tedirgin ediyor?

Nuray Mert, 'sivil dikta' lafını ederken, bu büyük oyundan haberdar olmayabilir ama onu harekete geçiren ve bunları yazmaya iten iklimi yaratanların planı özetle bu...

Türkiye tam da darbe girişimleri, faili meçhuller, kozmik oda araması ve hukuk dışı oluşumlarla hesaplaşırken bir yandan da 'sivil darbe' iddialarını konuşuyor.

Türkiye'nin bir çeşit 'tek parti rejimine' doğru gittiği öne sürülerek AK Parti ekseninde 'sivil vesayet' tehlikesinin baş gösterdiği iddia ediliyor.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, TBMM grup toplantısında: "Aynı oyunu Menderes ve Özal'a da oynamışlardı." tepkisini gösterirken, aynı gün CHP lideri Deniz Baykal da partisinin MYK toplantısında 'sivil vesayet' iddialarına destek verdi.

1989 ve 1990 yıllarındaki manşet haberler de öyleydi. 21 Ekim 1989 tarihli Hürriyet gazetesinin manşetinde, Genel Sekreter Deniz Baykal"ın: "Özal Sivil Diktatör" cümlesine yer vermişti. 13 Ocak 1990 tarihli Hürriyet' de Ertuğrul Özkök"ün: "Özal'ın tek adam olma hevesi" başlıklı yazısını manşete taşımıştı. Hürriyet gazetesinin 27 Aralık 1989 tarihli manşet haberinde Romanya'nın sosyalist lideri Çavuşesku'nun devrilerek kurşuna dizilmesi, "Diktatörlere ibret olsun" başlığı yer almıştı.

Bir dönem Malezyalaşma iddialarıyla ortalığı ayağa kaldırdılar. Malezya"da yerel yönetim şeriat ilan etmişti ya. Hemen başlamışlardı yaygaraya. “Bu iktidarın da niyeti bu! Tıpkı Malezya"daki gibi yapmak istiyorlar.”  Bir süre “Malezyalaşma” sakızı çiğnendi. Sonra baktılar ki bu yutturmacaya kimse inanmıyor, unutuldu gitti.

Bir ara başvurdukları kandırmaca yöntemi “mahalle baskısı” idi. “Bunlar var ya bunlar, iktidar olarak doğrudan bir adım atmıyorlar ama oluşturdukları çevre baskısı ile ülkeyi şeriat ortamına sürüklüyorlar.”

Hey güzel Allah"ım.. Çaresizlik, ümitsizlik insanı ne hale getiriyor.. Yarım asırdan fazladır tek başına iktidar yüzü görmemiş CHP de gayet iyi biliyor ki, bir darbe ve ara rejim ortamı oluşmadan iktidara gelmeleri hayal.. Baykal"ın rahatsızlığının sebebi bu..

Statükonun çatırdaması, ordunun darbe yapabilme imkan ve kabiliyetini günbegün kaybetmesiyle birlikte Baykal"ın da ümitleri tükeniyor..  Askeri vesayetten kurtuluyoruz söylemleriyle "sivil dikta"ya doğru gidiyormuşuz.. Baykal"ın “Kuvvetler Ayrılığı”ndan anladığı Silahlı Kuvvetler!..

Dünya İslam Birliği tarafından düzenlenen, `İslam Ümmeti Birliği` konulu toplantı, Suudi Arabistan`ın Mekke kentinde başladı. Suudi Arabistan Başmüftüsü ise toplantıya katılan din adamlarına seslenerek: “

Allah Müslümanlara böyle bir kalp verdi. Yoksa maddi güç, bu kadar farklı ırk, renk ve cinsiyette insanı bir araya getiremez. İslam kardeşliği ve birliği başka her türlü birlikten daha güçlüdür. İslam bütün zamanlara hitap eder. Gelişime açık bir dindir. Asrın ihtiyaçlarına cevap verir. Önemli olan bunu insanlara aktarmanızdır` derken Başbakanımız da: “Emrolunduğun gibi dosdoğru ol” ayetine vurgu yaptı. İnşallah bunlar da Yalçınkaya"nın kulağına ulaşmaz.

Hükümeti dışarıdan destekleyen Danimarka Halk Partisi milletvekili tarafından Möller"e yöneltilen "Türkiye AB"ye doğru mu radikal İslamcılığa doğru mu gidiyor?" konulu soru önergesi üzerinde yapılan tartışmalarda, konuşmacıların ortak tek noktası Türkiye"nin AB"den giderek uzaklaştığı, İslam devleti olma yolunda hızla ilerlediği oldu.

İşte bir kıpırdamalar var. İnşallah aklı selim üstün gelir. Önümüzdeki günler çok büyük olaylara gebe… Yaşasın Hakka doğru yürüyenler…

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Salih Parlak Arşivi
SON YAZILAR