Samsunda Türk Dünyası ve Samsun Türk Ocağı II
BEŞER: Sayın Doç. Dr. K. Tuncer Çağlayan, dernek başkanı olduktan sonraki çalışma safhalarınız nedir?
ÇAĞLAYAN: Ben, genel hatlarıyla, Türk Ocakları"nın ne yaptığına, çalışma hedeflerinin ne olduğuna değineyim. Bu doğrultuda, şube olarak neler yaptığımız konusunda bilgi vermek için, genelden bahsedeyim. Türk Ocakları"nın kuruluş tarihi, Osmanlı"nın son dönemine yansımıştır. Öyle ki; 1912 yılından bu yana çalışan Türk Ocakları, özellikle Birinci Dünya Savaşı sonrasında, 1919 1922 yılları arasında, Milli Mücadele Dönemi"nde, Anadolu"nun bir Türk yurdu, Türk vatanı olmaktan çıkarılması sürecine karşı büyük bir mücadele vermiştir. Türk Ocakları mensupları, Anadolu"nun bir Türk devleti olarak kalması, toprak bütünlüğünün korunması noktasında Milli Mücadele Hareketi"ne büyük hizmetler vermiştir.
BEŞER: Ne gibi?
ÇAĞLAYAN: Örneğin; İstanbul"da, İzmir İşgali"ni takip eden günlerde yapılan büyük mitingleri, Türk Ocağı, organize etmiştir. Ne ilginçtir ki; İngiliz ve Fransızların, 16 Mart 1920 tarihinde, İstanbul"u işgal edince, ilk bastıkları yer, İstanbul Türk Ocağı binası olmuştur.
BEŞER: Neden?
ÇAĞLAYAN: Bunun nedeni; Türk Ocağı, Milli Mücadelecilerin önemli toplanma ve koordinasyon merkezlerinden birisi olarak hizmet vermiştir. Dolayısıyla, Türk Ocakları, Milli Mücadele Dönemi"nde, ülkenin toprak bütünlüğünün korunmasında; fikirleriyle, bedenleriyle ve mensuplarının teşkilâtlı çalışmasıyla, Mustafa Kemal Paşa"ya ve Milli Mücadele Hareketi"ne büyük bir destek vermiştir. İkinci plânda, Osmanlı Devleti"nden Türkiye Cumhuriyeti"ne geçiş sürecinde, Cumhuriyet"in temellerini; Türk kültürü üzerine oturması, Türk kimliğini benimsemesi noktasında çalışmaları olmuştur. Merhum Ziya Göklap"in fikirlerini; Atatürk"ü de Türk Ocaklı olarak baktığımızda, büyük derecede etkilediğini görmek mümkündür. Orta vadede ise, Türk Ocakları"nın temel hedefi; Türkiye dışındaki Türklerin, Türkiye"nin gündeminde tutulmaları, bağımsızlıklarına kavuşmaları noktasında çalışmaları olmuştur. Bu noktada, büyük ve sancılı bir Sovyet yönetiminden sonra, 1991 ve sonrasında, Allah bize Orta Asya ve Kafkaslardaki Sovyet yönetimindeki Türk topluluklarının bağımsız olmalarını görmeyi nasip etmiştir. Bu doğrultuda, şimdiki çalışmalarımız; Türkiye ile Türk Dünyası içerisinde, diğer Türk hükümetleriyle koordinasyonu ve özellikle de ekonomik, kültürel ve nihayetinde askeri dış politikalarında bir birliktelik kurma noktasında hareket etmektir. Uzun vadede Türk Ocakları"nın temel hedefiyse, Avrasya Türk Birliği"nin kurulduğunu görmektir.
2023: Avrasya Türk Birliği
BEŞER: Beklentileriniz bu mudur?
ÇAĞLAYAN: Benim şahsi temennim ve inancım tamdır ki; biz, Türkiye Cumhuriyeti"nin kuruluşunun 100. yılında, 2023 yılında, Avrasya Türk Birliği"nin kurulmuş olduğunu ve etkin bir şekilde çalışmakta olduğunu göreceğiz. Bunu görmeyi arzu ediyoruz. Samsun"a baktığımızdaysa, Samsun Türk Ocağı olarak, biz, özellikle iki kitle üzerinde çalışıyoruz. Birincisi; Ondokuz Mayıs Üniversitesi"nde (OMÜ) okuyan, Türkiye dışından gelen akraba topluluklar bağlamında Türk soylu gençlerimizin eğitimine katkı vermeyi amaçlıyoruz. Çünkü; bunların, buraya geldiklerinde dil, uyum ve maddi problemleri oluyor. OMÜ"de de, birtakım idari ve akademik sıkıntıları oluyor. Keza, biz, soydaş gençlerimizi sahiplenerek, onların bu tür sıkıntılarına çözüm üretmeye çalışıyoruz. Ama, bizim, Ocak olarak, esas ağırlık verdiğimiz mesele; bugünkü yaklaşık 200 milyonu aşan akraba topluluklarla beraber geniş Türk Dünyası"nın en büyük sıkıntısı; kimlik ve kültür birlikteliği noktasındaki bilinç eksikliğini gidermek, Türk Dünyası bireylerini bu yönde bilinçlendirmektir. Diğer bir ifadeyle, Balkanlar"dan Çin Seddi"ne uzanan geniş coğrafyadaki Türk topluluklarının ortak kimlik ve kültür şuurunu hayata geçirmektir. Eğer bu hedefe ulaşabilirsek, Dünya"nın bütün dengelerini değiştirecek bir Güç olacağız.
Devam edecek