SIKINTILARLA İMTİHAN OLMAK...

İslami anlayışa göre; musibet, sıkıntı ve kederle karşılaşmanın çeşitli hikmetleri ve nedenleri vardır. Bunlar genellikle bireyin imtihan edilmesi, arınması veya uyarılması gibi farklı sebeplere dayanır. Dünya, insanın sınandığı bir yerdir. Allah, kullarını hem nimetlerle hem de zorluklarla sınar. Yüce Allah bakara suresi 155.ayette; "Andolsun ki sizi biraz korku, açlık, mallardan, canlardan ve ürünlerden eksiltme ile imtihan edeceğiz. Sabredenleri müjdele” buyurmaktadır. Bu tür zorluklar, sabır ve metanet gösterenler için manevi derecelerini yükseltme vesilesidir.

Bir müminin başına gelen sıkıntılar, onun günahlarının affedilmesine ve arınmasına vesile olabilir. Peygamberimiz;"Müminin başına gelen her türlü sıkıntı, üzüntü ve hastalık; hatta ayağına batan bir diken bile günahlarına kefaret olur." (Buhârî, Merdâ, 1; Müslim, Birr, 52) buyurmuştur. Bu, Allah’ın kuluna bir rahmeti olarak değerlendirilir. Zorluklar, insanın Allah’a daha fazla yönelmesine, dua ve ibadetlerini artırmasına sebep olabilir. İnsan bazen refah içinde gaflete düşebilir, fakat sıkıntılar onu Rabbine yaklaştırabilir. Zumer suresi 49.ayette;“İnsan başına bir zarar gelince bize yalvarır. Sonra ona bizden bir nimet verdiğimizde ‘Bu bana bilgimden dolayı verildi’ der. Hayır! O bir imtihandır, fakat çoğu bilmez.” (Zümer 39/49) buyurulmuştur.

İnsan, başına gelen bir sıkıntının aslında kendisi için büyük bir hayra vesile olabileceğini fark etmeyebilir. Kur’an’da şöyle buyurulmaktadır.
“Olur ki, hoşunuza gitmeyen bir şey sizin için hayırlıdır. Ve olur ki, sevdiğiniz bir şey sizin için şerdir. Allah bilir, siz bilmezsiniz.” (Bakara 2/216) Allah, kullarının sabrını görmek ister ve sabredenlere büyük mükâfatlar vadeder ve
“Ancak sabredenlere ecirleri hesapsız olarak verilecektir.” (Zümer 39/10) buyurur. Bu yüzden müminler, sıkıntılar karşısında sabır göstererek Allah’a yakınlaşabilirler. Bazı musibetler, birey veya toplum için bir uyarı mahiyetinde olabilir. İnsan hatalarından dönsün, gafletten uyansın diye başına gelen olaylardan ders çıkarmalıdır. Şura suresi 30.ayette; “Başınıza gelen herhangi bir musibet, kendi ellerinizle işledikleriniz yüzündendir. (Allah,) çoğunu da affeder.” buyurulmaktadır. İslam’a göre sıkıntılar ve musibetler sadece bir ceza değil, aynı zamanda bir imtihan, günahlara kefaret, manevi yükseliş, uyarı ve Allah’a yöneltici bir vesile olabilir. Müminin bu tür durumlar karşısında sabırlı, tevekküllü ve şükredici olması tavsiye edilir.

Ramazan ayı, nefis terbiyesi ve sabır ayıdır. Müminler oruç tutarak açlığa, susuzluğa ve dünyevi arzulardan uzak durmaya sabrederler. Aynı şekilde maddi kayıplar da Allah’ın kulunu sabırla sınadığı bir imtihan olabilir. Ramazan ayında yaşanan bu tür kayıplar, kulun sabır göstermesini ve Allah’a olan teslimiyetini pekiştirmesi için bir fırsat olabilir. İbadetin yoğun olduğu ramazan ayı sabrı gerektiren kederli sahnelerin de adresi olabilir. Çünkü Ramazan şükür ve sabır eğitiminin yapıldığı bir seminerdir, manevi eğitim kampıdır.

İslam’a göre başa gelen sıkıntılar ve kayıplar, insanın işlediği günahların affına vesile olabilir. Ramazan ayı, günahların affedildiği, duaların kabul olduğu mübarek bir zaman dilimi olduğu için, bu ayda yaşanan keder de bir arınma süreci olabilir. "Müminin başına gelen her türlü sıkıntı, üzüntü, hastalık; hatta ayağına batan bir diken bile günahlarına kefaret olur." (Buhârî, Merdâ, 1; Müslim, Birr, 52) Belki de Allah, kulunun dünyada bazı sıkıntılar yaşamasını sağlayarak ahiretteki büyük musibetlerden koruyor olabilir."İnsan başına bir zarar gelince bize yalvarır. Sonra ona bizden bir nimet verdiğimizde ‘Bu bana bilgimden dolayı verildi’ der. Hayır! O bir imtihandır, fakat çoğu bilmez.” (Zümer 39/49) Sıkıntı ve kederl yaşayan bir mümin, bu durumu Allah’a daha fazla yönelmek ve O’na daha çok tevekkül etmek için bir fırsat olarak değerlendirebilir.

İslam’a göre bazen kişinin kazancında farkında olmadığı haram veya bereketsiz unsurlar olabilir. Allah, kulunun kazancını temizlemek için maddi bir kayıp yaşatarak onu daha helal ve bereketli bir kazanca yönlendirebilir."Olur ki, hoşunuza gitmeyen bir şey sizin için hayırlıdır. Ve olur ki, sevdiğiniz bir şey sizin için şerdir. Allah bilir, siz bilmezsiniz." (Bakara 2/216) Sıkıntıya sebep olan maddi kayıplar, belki de kişinin daha büyük bir beladan veya haram bir kazançtan korunması için verilmiş gizli bir rahmet olabilir.

Ramazan ayı, infak ve sadakanın en fazla teşvik edildiği aydır. Allah, kuluna fakirlerin halini anlaması ve daha çok infak etmesi için Ramazan ayında maddi sıkıntılar yaratabilir. İslam’da, maddi sıkıntıları gidermek için sadaka vermek tavsiye edilir. "Sadaka belayı def eder." (Tirmizî, Zekât, 28) Belki de kişinin sadaka ve zekât vermesiyle bereketi artacak ve kaybı daha büyük kazançlara dönüşecektir. Maddi kayıplı sıkıntıları olumlu düşünmek doğru olur. Bu durum, bazen kişinin daha büyük ve bereketli kazanca yönelmesine sebep olabilir. Kişi, yaşadığı sıkıntıyı bir ders ve ibret olarak görerek daha dikkatli hareket edebilir. Belki de Allah, kulunu daha hayırlı bir rızka yönlendirmek için bu kaybı yaşatmıştır.

Ramazan ayında kedere neden olan maddi kayıp; imtihan, günahlara kefaret, Allah’a yöneliş, kazancın temizlenmesi, sadakanın teşviki ve daha büyük hayırlara vesile olma gibi pek çok hikmete sahip olabilir. Müminin bu tür durumlarda sabırlı olması, tevekkül etmesi, Allah’a yönelmesi ve sadaka vermesi önerilir. Belki de Allah, daha büyük bir hayır için bu sıkıntıyı vermiştir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Sami Kesmen Arşivi
SON YAZILAR