Ve Perde; Pandoranın Kutusu..
Evvel zaman içinde, Yunan mitolojisinde, kendini beğenmiş, kibirli ve güçlü, erkekleri cezalandırmak için yaratılan genç bir kadın varmış.. Adı Pandora"ymış.. Kendisine güzellik, beceriklilik, cazibe, kurnazlık, zekâ, kıvraklık, belâgat gibi bir dizi özellikler bahşedilen bu kadına, içinde kötülüklerin bulunduğu bir de kapalı ve karanlık bir kutu verilmiş.. İnsanoğlu kapalı olan bu kutuya karşı merakının ve ilgisinin önüne bir türlü geçememiş..
Gel zaman, git zaman, Pandora ile evlenen Prometeus'un kardeşi Epitemeus, dayanamayıp Pandora"nın içi kötülüklerle dolu kutusunu açmış ve böylece bütün kötülükler dünyaya yayılmış. Kutunun içinde sadece umut kalmış. Sadece umut..
"Pandora'nın kutusunu açma' bir deyim olarak iletişim- enformasyon dilinde, denetlenmesi imkânsız, dengeleri sarsıcı faaliyetler yapmak veya 'kötülükleri ortaya çıkaracak' ifşalarda bulunmak gibi eylemleri tanımlamada kullanılır.. Bu iletişimin piramidini ters yüz etmek veya paradigmanın yönünü değiştirmek demek olduğu için, denir ki "Aha!, şimdi Pandora"nın Kutusu açılacak".. Ortalıkta bir gerilme kısa devre havası eser olur.. Herkes dostu, düşmanı yeniden tartmaya, gözden geçirmeye başlar.. Bu deyim bazen de teşkilatlarda yeni adımlar, yeni atılımlar, (örneğin seçimler öncesi) onarıcı, düzeltici müdahalelerde bulunmaya işaret etmek için 'Pandora'nın kutusu açıldıktan sonra görürsünüz siz" şeklinde kullanılmaktadır.
Nedendir şimdi bunlar?
Denge Gazetesi"ndeki "Perde Arkası" ile Haber Gazetesi"ndeki "Gölge Adam"ı sürekli takip edenlerin ortak olarak edindikleri kanaatin tercümesidir bunlar.. Biz inanalım ki, bunlar "siyaseti vatan ve millet için yapıyorlar" diye devam ediyor, perdeler, perdeler ve perdeler..
Perde aralanıyor ve gölge adamın üzerindeki sisler kalkıyorken, yeni bir sis ve yeni perde..
Samsun"da şimdiden seçim öncesi gerginlikler ve gerilimler yaşanmaya başlandı.. Kim, nereden aday olacak, kim, hangi vekili yanına alacak, hangi belediye başkanı yerinde kalacak, vs, vs.. "Henüz erken" diyenlere bir ipucu: Mart"ın ilk günlerinde açıklanabilecek erken seçim takvimine şaşırmayın..
Parti değiştirmeler bile yüksek sesle konuşulmaya başlandı.. Görebildiklerimiz buzdağının sadece üstünde kalan kısımları.. Hiç kimse boş durmuyor.. Herkes bir yerlerin ve bir şeylerin hesabı uğruna, halka hizmeti bir kenara bırakmış, sabah akşam kulis peşinde.. Tekke ve zaviyeler, mesai saati bitip akşam namazı kılındıktan sonra "yüksek stratejik taktik ve etki odaklı harekat" üzerine demleniyor..
"Keşke AK Parti"nin karşısında güçlü bir sağ parti olsaydı" diye düşünüyorum, çünkü, kimler ve hangi partililer yoklar ki bu harekatın dantelasında..
Mehmet Ağar son kurultayda değil de " e- muhtıra"nın hemen ertesinde yapabilseydi güçlü bir çıkış.. Bahçeli ip yerine gül atsaydı miting alanlarına, Erkan Mumcu, milletten yana olan tavrını sadece "söylemlerde" bırakmasaydı..
AK Parti o zaman herkesin koşturduğu bir rant kapısı görünümünden uzaklaşır ve partide "beraber yürünecek" olanlar kalırdı.. İyi de olurdu.. O zaman bu kadar sapla saman birbirine karışmazdı.. Saflar daha net olurdu..
Partiler içinde, hasbelkader makama ve mevkiye düçar olmuş kişiler ile "fırsat bu fırsat" diyerek makama ve mevkiye ulaşmak için ortalığı tozu dumana katanların arasında yaşanagelmektedir bu tür kavgalar..
Ne diyelim, hadi bakalım; kolay gelsin, elde var bir umut, sadece umut..
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.