Cabbar"ın doğrusu

Yerel gazetelerimizden Manşet Gazetesi"nin Genel Yayın Yönetmeni A.Yener Cabbar, dünkü köşe yazısında gazetemizin İmtiyaz Sahibi Adnan Bahadır"ın iyi bir basın patronu olacağını söyledi. Bunu söylemesinin nedeni; Adnan Bahadır"ın da yargılandığı A Takımı Davası"nı gazetemizin hiçbir çarpıtma yapmadan tarafsız şekilde vermesidir.

A.Yener Cabbar köşe yazısında Türkiye"nin kanayan yarası olan Patronaj gazeteciliğine değiniyor. Gazetemizle ilgili doğrulardan birini doğru bir şekilde tespit ettiği için Sayın Cabbar"a teşekkürlerimizi sunuyorum.

Bugünkü köşe yazımda Cabbar"ın değindiği sorunu irdelemek istiyorum. Bilindiği gibi gazeteler günümüzde yeni teknolojilerle birlikte baskı ve tirajlarını artırarak, toplumu çok daha fazla etkiler duruma gelmiştir. Tek gelir kaynağı reklam olan medyanın bu etkileme gücü birçok işadamının da ister istemez sektörün içerisinde olmasına neden oldu. Bu format içerisinde gelişim gösteren basın sektöründe patronun çizdiği kırmızı çizgiler ne yazık ki, "Kraldan çok kralcı" kesilen sözüm ona bazı "gazeteciler" tarafından öylesine benimsendi ki ortaya "tetikçi" denilen bir anlayış çıktı.  Bu anlayış haliyle okuyucu gözünde gazetelerin güvenilirliğinin sorgulanmasını da beraberinde getirdi. Şimdi sektördeki durum öyle bir hale geldi ki, yayın hayatına başlayan her gazete için vatandaş, “Acaba amaçları ne?” sorusunu sorar oldu. 

Denge Gazetesi"nin İmtiyaz Sahibi Adnan Bahadır, bu güne kadar haberciliğimize en ufak bir müdahalede bulunmadığı gibi “Bu gazete Samsun"un gazetesidir. Bizim işimiz sadece gazetecilik yapmaktır. Ben yanlış yaparsam beni de yazın” diyen bir anlayışa sahip. Peki, Samsun"da böylesi bir anlayışa gerek var mıydı ki, Adnan Bahadır gazete kurmak ihtiyacı hissetti? Patronaj gazeteciliğiyle bazı kesimler şehirde söz sahibi olmaya mı başladı ki, “İşimiz sadece gazetecilik yapmak” diyen bir Bahadır sektöre girdi?

Bunlar cevaplandırılması gereken sorular.  Bu soruların cevabını ise halkımız verecek. Doğruluğuna ve samimiyetine güvendiği gazeteyi Samsun halkının sahiplenerek yalnız bırakmayacağından zerre kadar kuşkum yok. İnanıyorum ki Denge Gazetesi ile birlikte halkımız, şehirde yapılan gazeteciliği sorgulayacak, medya sektörü hak ettiği yere gelecek.

Bazıları benim bu yazıma kızabilir. Ancak bu mesleği yapanların da kendilerini sorgulaması gerekmektedir. Neden gazeteci olduğu sorusunu kendisine sorması icap eder.  Para kazanmak, sınıf atlamak, gazetelere televizyonlara çıkmak, şöhrete ulaşmak veya halka hizmet etmek sorulacak sorulardan birkaçı. Birileri bu sektörün kalkınması için elini taşın altına koyma ihtiyacı taşıyorsa, bu sektördekilerin kendilerini eleştirme zamanı gelmiş demektir.

Saygılarımla…

NOT: Geçirdiği grip hastalığından dolayı birkaç gündür evinde istirahat eden Halk Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Osman KARA"ya geçmiş olsun dileklerimi sunuyorum.