Ey Abdülkadir Molla'nın Katili Sen Kendini Kolla

     Ne yazacağımı, ne konuşacağımı da bilemiyorum. Yüreğim hüzün yumağı haline geldi. Duyduğum an titreye titreye ağladım. Ağlamayı da, üzülmeyi de unutmuşuz galiba. Böyle olmasaydı bu kadar Müslüman'ın gözü önünde Bangladeş Cemaati İslami liderlerinden,  Abdulkadir Molla idam edilir miydi? O, zalimlere boyun eğmedim eğmeyeceğim, demişti. Davasında samimi ve tavizsiz olmanın bedelini canıyla ödedi. Ama bunca İslam ülkesinde bulunan İslami yönetim(!) ve hareketler onu zalimlerin elinde tek başına bıraktılar. Anadolu Gençlik mensubu gençlerin Bangladeş'in Ankara ve İstanbul Büyükelçilikleri önünde yaptığı protestolardan başka da pek ses çıkmadı. İdam kararı yeniden görüşülmek üzere ertelenmişti. İşte bu arada Türkiye bizzat Başbakan Erdoğan tarafından Bangladeş hükümeti nezdinde bir girişim yapamaz mıydı? Bence böyle bir ziyaret çok etkili olabilirdi. Aynı şekilde Türkiye'deki değişik İslami hareketlerin liderleri bir araya gelip konuşarak değil eyleme geçerek Bangladeş'e giderek bu idamı engellemeye çalışabilirlerdi. Sonuç elde edilmese de görevlerini ifa ederlerdi.
    Ancak bunların hiçbirisi olmadı. İslam konferansı örgütü, D-8 Genel Sekreterliği, zalim hükümeti destekleyen İslam Kalkınma Bankası da bir işe yaramadı. Kağıt paçavrası durumunda olan uluslar arası insan hakları örgütlerinden bir şey bekleyecek değildik.  Ayrıca Müslümanları oyalama, kandırma, uyutma taktiği olan, batılı benzerlerinden farklı olmayan bazı İslami kuruluşlar da batıya rağmen bir şey yapabilecek durumda değillerdi.  Kelin merhemi olsaydı başına sürerdi.
   Siz hiç bir Papazın idam edildiğini duydunuz mu? İslam ülkelerinde din adamlarını dar ağacına göndermek çok ucuz bir olay. Yazıklar olsun dünyada Müslümanların yaşadığı yerlerde her türlü katliam, tecavüz serbesttir, Irakta, Mısırda, Suriye'de, Afganistan'da, Arakanda, Uygur'da ve bir çok yerde mazlumların ortak özelliği budur; sahipsiz kalmak, Allah yolunda mücadele eden tevhit önderlerine, imamlarına, mürşitlerine sahip çıkmamak ve birleşmemekten dolayı bu zillete düşmüş bulunmaktadır. Bu ülkeler kafirler tarafından işgal edilseydi yine benzer şeyler olurdu.  
       Abdülkadir Molla tıpkı Libyalı çöl aslanı Ömer Muhtar gibi Allah'tan başka kimseye kanmayarak, boyun eğmeyerek beyaz kefenini giydi, İslam'ı yüreğinde saklayarak, korkarak değil bir yiğit gibi dar ağacına yürüdü. Zannedildiği gibi darağacı onu öldürmedi, aslında ölümsüzleştirdi, kahramanlaştırdı. İdamına üzüldüğümüz kadar bir kahraman daha kazandığımıza da sevinmeliyiz. Şahadet şerbetini içerek şerefiyle er meydanına çıkan, kavgaya çıkan bir kahraman kazandık. Abdülkadir Molla'nın idamından kısa bir süre önce söylediği, hafızalarımıza kazınan ve tarihe geçecek olan sözleri kulaklarımıza küpe olmalıdır. Evet, gerçekten de bu sözler levhalık sözler;''Suçum Allah'tan başkasına kulluk etmemekti. Bize kulluk et dediler, ben de asın dedim''  çocuklarımıza bolca söylemeliyiz bu sözleri.  Ahmet Mollanın idamı Müslüman nesillerde inşallah diğer şehitler gibi bir direniş ruhu oluşturacaktır.
   Müslüman nesillerin damarlarına direniş ve diriliş ruhunu dolduracak olan Abdülkadir Molla'nın idamına Müslüman bir kardeşi olarak üzülmekle beraber aslında mübarek olsun demek ve onun durumunu kıskanmak lazım. Çünkü o gerçek bir kahraman gibi af bile talep etmedi, vuslata koştu, şahadete koştu, camiye bile koruma ordusuyla giden kukla liderleri adeta ezerek yürüdü idam sehpasına. Ölümsüzlük iksirini içti. Çünkü Rabbimiz şehitler için ölüler demeyiniz, diyor. Bundan daha büyük bir makam, daha büyük bir şeref olabilir mi? Rabbim Şahadetini kabul buyursun.  Evlatlarımıza model olsun inşallah.  Sözde Müslüman liderler bir kez daha sınıfta kaldılar. Daha doğrusu ne kadar vicdan sahibi oldukları anlaşıldı. 
 Şimdi biz avazımız çıktığı kadar tüm kinimizi ve öfkemizi kusarak bağırıyoruz; ey suçsuz yere Abdülkadir Molla'yı asan zalim, asıl sen kendini kolla. Ey zalim, şehidimizi Cennete gönderdin ama sen kızgın ateşte yanacaksın.  Zalimler için yaşasın Cehennem!
                                                                                          

  İSMAİL OKUTAN