İlk adım !
Kendi adımımdan sözediyorum dostlar. Benim için yeni, farklı ve dinamik bir camiaya attığım bu ilk adımdan yani...
Yüklendiği misyon itibarıyla gazetecilik mesleği, bugüne kadar sıradan bir okur olarak benim saygı duyduğum onurlu bir görevin icrası idi. Her ne kadar suistimallere açık olsa da bu diğer meslekler için de herdaim var olan bir risktir. Gazetecilik, toplumun bilgilendirilmesi ve bilinçlendirilmesi, Yönetmek adına varolan yöneticilerimizin kendilerine hedef tayin ederken, yön verirken ve icraatın başından sonuna kadar sürekli bir kontrol mekanizmasının işletilmesi sayesinde hata yapma ihtimallerini düşürmelerini sağlayan erdemli bir görev...
Bugün kader çizgimin beni gazeteciliği bir meslek olarak icra etme notasına getirdiği gündür. Yolun hemen başında iken, bu mesleğe ömrünü ve gönlünü vermiş değerli büyüklerime, mesleğin cefakar mensuplarına selam ve saygılarımı sunuyor, kendilerinin tecrübelerinden, bilgilerinden bütün içtenliğimle yararlanmaya özen göstereceğimi belirtmek istiyorum.
Kariyer hayatım boyunca üstlendiğim görevler gereği daima halkla içiçe oldum. Sanayide ve ticarette bir türlü özlenen, beklenen gelişmeyi gösteremeyen Samsunumuzda tütünü ve verimli kullanılamayan limanlarımızı, Giresun'da fındığı, Rize'de çayı ve Karadeniz'in bütününü kapsayan geniş bir coğrafyada önemli ölçüde geçim kaynağı olan balıkçılığı, yeteri kadar faydalanamadığımız yayla turizmini konuştuk durduk. Okur-yazar oranı en yüksek ilimiz olan Artvin'in genci ve yaşlısında varolan okuma gayretini gördüm. Ardahan, Ağrı'da tarımı ve hayvancılığı dinledim. -35 derecenin altında Erzurum'un Palandöken'inde dadaş gardaşlarla güneşli sıcak günleri bekledik. Hasılı her nerede olursam olayım hep vatandaşımızla beraber dertleştik, geleceğe dair hülyalarımızı paylaştık. Son olarak ciddiyetle, severek ve heyecan duyarak yürüttüğüm Gazi Belediyesi Özel Kalem Müdürlüğü görevimi halefim olan arkadaşa devrettim. Artık ben de, kurulduğu günden itibaren geniş çevrelerde büyük yankı bulan, genel ve yerel siyasette yaşanan olayları kendi süzgecinden geçirdikten sonra doğruları savunup, yanlışlarında cesaret ve kararlılıkla üstüne giden bir yayın anlayışı ile Samsunumuzda bir numara olma yolunda ciddi ölçüde mesafe alan Denge Gazetemizin bir üyesiyim.
Şu an siz değerli okurlarımızın da destekleriniz ile büyütüp geliştirceğimiz Denge Gazetemizin Editörü sıfatı ile benim için yeni bir zeminde ama yine sizlerle birlikte olmanın mutluluğunu yaşıyorum. Bu vesile ile Gazi Belediyesi'nde çalıştığım sürece bana gönüllerinde yer açan, mesaimizi paylaştığımız ve aynı hizmet anlayışında hedefe yürüdüğümüz, çok kıymetli; başkan yardımcılarına, başkan danışmanı kardeşime ve onun çalışkan, üretken, sadık ekibine, birim müdürlerine, meclis üyelerine, bilaistisna belediyenin bütün çalışanlarına ve özellikle de özel kalem personeline hüsnükabullerinden dolayı teşekkür eder çalışma hayatlarında başarılar dilerim.
Gazetemizde ne olduğumuzu ifade ettik fakat neyi nasıl yapacağımızı da anlatmak gerektiğini düşünüyorum. Kişisel planda hayatı nasıl algıladığım ve duruşumla ilgili her ne kadar zamanla nezdinizde bir kanaat oluşacak ise de, yol haritamı sizlerle paylaşmak isterim. Mevki ve makam sahibi olan insanların en çok ihtiyacı olan şey esasında, kendilerini yapıcı eleştirileri ile uyarabilen yol arkadaşlarına sahip olmaktır.
Topluma hizmete talip olmuş, bu sayede halkın önünde kendine yer edinmiş, yönetmek gibi kutsal ve bir o kadar da meşakkatli sorumlulukları üstlenmiş zevata asırlar öncesinden gelen bir mesajı hatırlatalım; "Şerefü'l- mekan bilmekin değil, şerefü'l- mekin bi'l-mekan olunuz." Yani, mekanlarınızdan şereflenmeyiniz, mekanlarınızı şereflendiriniz.
Tam da bu noktaya gelmiş iken hemen belirteyim ki; topluma hizmeti kendine sevda edinmiş, bünyenin hangi uzvu olduğuna bakmaksızın (baş,ayak,göz,kulak) kendi görevine kilitlenmiş, sorumluluklarının farkında, elinden gelenden ziyade üzerine düşeni yapma çabasında olan, yani mekanı şereflendiren asil insan, başımızın tacısın, her neredeysen seni bulacağız, seni konuşacağız ve seni anlatacağız. Hayatın bireyi bencilleştirme ısrarı karşısında, yaratılışındaki saflığı ve masumiyeti koruyamayıp kaybetmiş olan zat, hizmet adına ortaya çıkıp da hizmetlilerinin sayısını arttıran ve şeref ekmek bulamazken mekandan ceplenerek şereflenen yolsuz, arsız ve nursuz kişi, neredeysen seni de bulup seni de anlatacağız.
Olayları değerlendirirken kamu yararı ya da zararı eleğinden geçireceğiz ve süzülenleri sizlerle paylaşacağız. Bireyleri değerlendirirken, topluma hizmet eden toplumun efendisidir düsturunca; görüşüne, duruşuna, mezhebine ve rengine bakılmaksızın takdiri hakedeni takdir, tenkidi hakedeni de tenkit edeceğiz. Daha sade bir dille tarafsız, önyargısız ve ilkeli bir tavır ile yayın hayatımıza devam edeceğiz. Gazetemizin her sayfasından bu yayın ilkesi yansıyacak, her köşemizden bu sesi duyacaksınız. Ancak gazetemizin hiçbir satırında, Türk milletinin milli ve manevi değerlerine, önderlerine, kahramanlarına ve hizmet edenlerine yönelik tahkir ve tezyif ifadelerini asla görmeyeceksiniz.
Yazımı, gençlik yıllarımın başında düşünce alemim şekillenirken dilime dolanmış , daha sonra hafızama ve yüreğime kazınmış bir tanımlama ile sonlandırmak istiyorum.
İslam ruhumuz, Türklük bedenimiz, bünyemiz,
Okuyacak olursak kısaca şu künyemiz.
Ana adımız vatan, baba adımız devlettir.
Mazlum Yunus bilsin bizi, zalim Yavuz tanısın.
Gerek yok başka söze,
Saygıyla, muhabbetle ve sevgiyle....
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.