Sarıkamış' ta dedem gitti...
Sarıkamış,1876-1877 Osmanlı-Rus Savaşı'nda Rusların eline geçmiş ve kasabaya bir Rus garnizonu yerleştirilmiştir. Harbiye Nazırı Enver Paşa, Anadolu'nun doğusunu Rus işgalinden kurtarıp Kafkaslar'a uzanabilmek için Sarıkamış'ı hedef alan bir harekat hazırlar.
Bazı kurmaylar; ordu hazırlıksız, kış bastırmak üzere şeklinde olan uyarılarına aldırış etmeyen Paşa, Erzurum'a gider ve komutayı üstlenir. Kolordunun komutasını da kendisi gibi saray damadı olan Albay Hafız Hakkı Bey'e verir.
Harekat 22 Aralık 1914'te başlar. İşin sonunu görebilen bazı komutanlar ise, harekattan önce istifa ederler. Savaş planına göre 3. Ordu'nun bir bölümü Allahuekber Dağları'nı yürüyerek aşacak ve Sarıkamış kuşatılacaktır. Ama bu hiç de planlandığı gibi gitmez.
Bazı komutanların kendi başlarına harekete kalkışmaları, Hafız Hakkı Bey'in, kaçan Rus birliklerini takip ederek kuşatma hattını genişletmesi ve on binlerce askerin kışlık elbiseleri bile olmadan karlarla kaplı Allahuekber Dağları'na tırmandırması felakete neden olur.
Bu arada hemen belirteyim ki, babamın adını aldığı dedesi, yani bizim büyük Ahmet dedemiz de kendisinden böyle bir şey beklenmediği halde hatta engel olunmaya çalışanlar olduğu halde 4 küçük çocuğunu ve hanımını memlekette (Eynesil) Allah'a emanet eder, "Ben gitmezsem, sen gitmezsen kim gidip savaşacak Ruslarla?" deyip orduya katılmak üzere yola koyulur ve bir daha da geri dönmez. Bize de, ailemizden bir şehit vermiş olmanın onuru miras kalır. Lütfedene şükürler olsun.
Sarıkamış'a girmeyi başaran öncü birliklerimiz, Ruslar tarafından şehit edilirler. Asıl facia ise dağlarda yaşanır. Ruslara tek kurşun dahi sıkamamış on binlerce askerimiz ya soğuktan donarak ya da tifüsten kırılarak bir bir bayraklaşırlar.
3 Ocak'ta artık her şeyin bittiğini anlayan Enver Paşa, Albay Hafız Hakkı Bey'i paşa yapar ve kendisi de Erzuruma döner.
Hakkı Bey iken artık Hakkı Paşa olan sarayın damadı zat ise, 4 Ocak'ta geri çekilme emri verir ve Sarıkamış harekatı yürekleri dağlayan bir yenilgiyle son bulur.
Enver Paşa, İstanbul' a döndükten sonra benzerine az rastlanır bir sansür uygular ve Sarıkamış harekatı ile ilgili tek satır haber yaptırmaz. Şehit düşen bir rivayete göre 90 bin bir diğerine göre 40 bin vatan evladının ailelerinden başka kimse de bilmez gidenlerin ne olduklarını. Sarıkamış ile ilgili gerçekler ise 1922 yılında yapılan yayınlar sayesinde öğrenilir.
Harekat, Türk ve Alman kurmay heyetleri tarafından düzgün bir şekilde planlanmıştı aslında. Plana rağmen bu büyük acıya neden olan iki unsur öne çıkıyordu; Tifüs salgını ve Hakkı Paşa. Kaçan Rus birliklerini takip ederek cepheyi 100 km genişletmiş ve yorgun askeri Allahuekber Dağları'na tırmandırması bozgunu getirmiştir.
Bunu, neden yazma gereği duydum biliyor musunuz değerli okurlar.
Bölge, şehide doymuyor bir türlü... Biz, gönderiyoruz; bölge, yutuyor. Biz, gönderiyoruz; hainler, vuruyor. Az önce Erzincan'dan 9 askerimizin daha şehit olduğu haberini aldık. Ne dışarıdaki gözü dönmüş işgalcilere karşı savaşımız bitiyor ne de içerdeki kalleş ve kahpe döllerine karşı verdiğimiz savaş bitiyor.
Tesellimiz ise, vatan için şehit olma hevesindeki çelik yüreklerimiz de bitmiyor hamdolsun.
Murat Atsen, sen artık şehitler yurdunun sakinisin. Komşuların; Peygamberler, Hamzalar, Alparslanlar ve Fatihler'le Yavuzlar. Samsun toprakları seninle ve senden önceki şehitlerimizle şerefine şeref kattı yiğidim.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.