Kadın Hakları mı
Yedi düvele karşı emperyalizm ile mücadele eden Türk, kadın atalarımız değil mi?
Yaşamın her safhasında var olan, insanlığın ve olmazsa olmazlarından değil midir, kadın ve kadınlarımız
Kusura bakmayın da bana anlamsız geliyor, kadın haklarının ötekileştirilerek sunulması ve Kadın hakları gününün bir gün olarak hatırlanması. İşçi hakkını anlarım emek hakkını da kimler anlamaz ki hakkaniyetin haktan geldiğini
İnsanın varoluşunun en temelinde kadın yok mudur ki
Sevginin, sevgilinin uğruna şiirler yazılan, türküler bestelenen, yaşamımıza anlam katan kadın ve kadınlarımız değil midir?
Varoluşta analarımız, ailede kız kardeşlerimiz, bacılarımız
Gençlikte sevgililerimiz Yaşamı dolu dolu yaşamakta bize güç ve destek veren kadınlarımız, eşlerimiz değiller mi ki
Nasıl bir yaşam düşünülebilinir ki anasız, bacısız, sevgilisiz Kısacası aşksız
Ama şu gerçek ki, baktığını görürsün
Niçin dünya kadınlar günü, niçin kadın hakları
Farklılıkları neydi ki, ezen kim ezilen kimler
Hani biz insan değil miyiz, farkımız nerede?
Kendini yetiştirememiş bir insan olgusuna karşı, hangi yasal hakkı yasalara ve kanunlara yazarsınız ki de hak verilir. Kime ne veriliyor ki, kimdi o kadınlar O kadın değil mi seni dünyaya getiren ve göğsünde emdiren. O kadın değil mi senin anne dediğin.
O kadın değil mi, sana yaşam sevinci veren, seni mutlu etmesini bilen, beyaz gelinliğiyle tertemiz duygularıyla sana eş olan, sana yarenlik eden
O kadın değil mi çocuklarının anası, kimseyle paylaşamadığı sırrını namusu uğruna paylaşan
Hangi kadınlar hakkı Kim kime ne vermeli ki
Önce insan olmak gerek insan
Fark şurada; algılamak, düşünmek ya da bakmak ve görmek nasıl ki ayrı ayrı olgularsa kadını düşlemek de Nazım Hikmet'in KADIN şiirinde olduğu gibi farklı farklıdır.
KADIN
Kimi der ki kadın
Uzun kış gecelerinde yatmak içindir.
Kimi der ki kadın Yeşil bir harman yerinde
Dokuz zilli köçek gibi oynatmak içindir.
Kimi der ki ayalimdir,
Boynumda taşığıdım vebalimdir.
Kimi der ki hamur yoğuran,
Kimi der ki çocuk doğuran,
Ne o, ne bu, ne döşek, ne köçek, ne ayal, ne vebal.
O benim kollarım, bacaklarım, başımdır.
Yavrum, annem, karım, kız kardeşim, hayat arkadaşımdır.
Uğruna neler yapmayız ki zaten gönülden teslim olmuşsun Bu bir ana, bu bir bacı, bu bir eş, bu bir sevgili
Yine Türkiye Cumhuriyeti kurucusu Mustafa Kemal Atatürk dünya insanlarından çok daha olgun bir insanmıştı ki, kadınlarımızın birey olma hakkının (insanca yaşama hakkının) olmadığını görmüştür ki yasalarla kanunlarla ve anayasalarla kadınlarımıza, analarımıza, bacılarımıza kısacası sevdiklerimize karşı sorumluluğumuzu yerine getirmemiz için, kadınlarımızın yaşamda hak ettikleri yeri bulmaları için yasa koyucu değişiklikler yaparak önderlik yapmıştır. Dünya ülke tarihlerinde Türk kadını ilk defa seçme seçilme hakkını iş yaşamında işçi hakkını, mirasta eşit paylaşımı yaşamında özgürce birey olma sorumluluğunun bilincinde olması gerektiğini görmüştür Mustafa Kemal Atatürk. Onun içindir ki;
Önderdir,
Onun içindir ki kurucudur, onun içindir ki Türk'tür, onun içindir ki Atatürk'tür. Türklüğün ve insan olmanın temel felsefesi, insan olmanın bilinci ve olgunluğuna erişme meselesidir
Demem odur ki Türk kadınına hak verilmez, çünkü Türk kadını kurtuluş savaşında mücadelesini vermiştir, hak ve hukukunu koruma adına. Bireysel hakkını insanca korumakla mükelleftir
Saygı ve sevgilerimle
SEDAT YILMAZ
KADIN
Kimi der ki kadın
uzun kış gecelerinde
yatmak içindir.
Kimi der ki kadın yeşil bir
Kimi der ki ayalimdir.
Boynumda taşıdığım vebalimdir.
Kimi der ki hamur yoğuran.
Ne o, ne bu, ne döşek, ne köçek, ne ayal, ne vebal.
O benim kollarım, bacaklarım.