Kendini Anlatmak - (2)
Geçen hafta ele aldığım Kendini anlatmak başlıklı yazım konusunda bir dostum beni uyardı. Yazının içeriğinin yeterli olmadığını ve sıradan bulduğunu ifade etti.
Kendini doğru anlatmak meslek hayatım boyunca benim üzerinde önemle durduğum konulardan birisi olmuştur. Hangi kurumdan veya kişiden iletişim ve yönetim ile ilgili herhangi bir ders almaya kalkarsanız sizin önünüze kendini anlatma başlığının geldiğini görürsünüz.
Geçen gün yerel gazetelerde önemli bir sivil toplum kuruluşu temsilcisi Samsunda kurumlararası işbirliğinin geliştirilmesi gerektiğini belirtti. Samsun"da yaşayan ve Samsun"a hizmet veren biri olarak bu tespit beni düşündürdü.
Bizler Samsun"da yaşayan insanlar olarak ortak bir geleceği oluşturmak zorundayız. Her birimiz değişik kültürlerden gelen bireyler de olsak bireysel hak ve sorumluluklarımızın bilincine vararak, yaşadığımız kente özgün görgü ve nezaket kuralları çerçevesinde bir arada yaşamayı öğrenmek ve ortak bir kent kültürü oluşturmak zorundayız. Bizler aynı geminin yolcularıyız. Aynı geleceğe yelken açıyoruz çünkü.
Ortak bir kültürün gerçekleştiricisi bireydir, kişilerdir. Bireylerin oluşturduğu kültür, bireylerarası ilişkilerin oluşturduğu ağdır üzerinde yaşadığımız şehir. Yani iletişimdir şekillendiren şehirleri. Ortak bir dildir belirleyen geleceğimizi
Ülkemiz yıllardır Avrupa Birliği'ne (AB) kendini anlatamamanın sıkıntısını yaşıyor. Arap ülkesi sanıyorlar bizi...
Hala kendini vatandaşa anlatamayan partiler var bu ülkede
Kendini anlatmaktan yoksunsa eğer o şehirde yaşayan bireyler, yöneticiler, karar vericiler, çalışanlar, yaşayanlar yani ortak bir dil oluşturamadılarsa eğer aynı gemide batacaklardır günün birinde.
Bir kez daha yineliyorum kendimizi doğru anlatmak zorundayız...
Bilmem anlatabildim mi ?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.