Şehirli olmak...
Yer İstanbul, Taksim meydanındaki Yılbaşı kutlamalarını hatırlayınız. Bir gurup tacizcinin turist kızlara yaptıkları iğrençlikleri, ve bir o kadar da tiksindirici savunmalarını anımsayınız. Çembere aldıkları turist kızlara olmadık iğrençlikler yaptıktan sonra utanmadan sıkılmadan "onlar alkollüydü" demişlerdi. Bu magandaların mantığında alkollüysen tacize açıksın! Saplantısı varmış...
Yer Ankara, Kızılay meydanında 23 Nisan kutlamaları var. Toplumsal etkinlikleri fırsat bilen adına insan denen garip yaratıklar yine görev başındaydılar. Taciz, kavga ve akla hayale gelmeyecek magandalıklar yaparak etkinliğin içine ettiler.
Bu yaratıklar şehirde yaşayan ama asla şehirli olamamış yüzsüz, arsız, utanmaz, sıkılmaz tiplerdir.
Bunlara baktığınızda çirkin düşüncelerini yüzlerinden rahatça okuyabilirsiniz, içlerinin karanlığı ve arsızlığı yüzlerine vurmuştur. Bakışlarıyla niyetlerini açığa vuran bu insan müsvetteleri, artık malzemeden imal kişiliksiz, kalitesiz mahluklardır. Bu tipler şehirde bin yıl yaşasalar da asla şehirli olamazlar. Zaten şehirli olmak gibi bir tasaları da yoktur. Onlar için şehrin anlamı magandalıkların sergilenebileceği bir alandır. Kalabalıklar bu tiplerin etkinlik alanıdır. Onlar seyretmek, eğlenmek için değil hayvani duygularını tatmin etmek için aramıza karışırlar.
Ne yazık ki bu çirkeflerle aynı havayı solumak zorundayız. Ve yine ne yazık ki bu çirkefler kanun karşısında da imtiyazlıdırlar. Sergiledikleri iğrençliklerin cezası sadece ve sadece 58YTL"dir.
Şehirde yaşamak başka şeydir, Şehirli olmak ayrıcalıktır...