AÇLIK GREVİ !!!!
Çanakkale savaşı, askerin yemek listesi .43. Alay 1. Piyade Taburu 1. Bölük ;
15 Haziran Sabah: Üzüm hoşafı. Öğlen: Yok. Akşam: Yağlı buğday çorbası ve ekmek.
26 Haziran Sabah: Yok. Öğlen: Yok. Akşam: Üzüm hoşafı, ekmek.
18 Temmuz Sabah: Üzüm hoşafı. Öğlen: Yok. Akşam: Yarım tayın ekmek.
Çanakkale savaşlarında ,ikiyüz bin civarı Türk askerinin kanı o topraklarla yoğrulmuştur. Şehitliği gezdiğinizde mezartaşlarında ülkenin her bölgesinden olduğu gibi,Suriye'den, Irak'tan, Yunanistan ve Bulgaristandan gelip bu vatanın evlatlarıyla omuz omuza savaşmış insanların varlığınıda göreceksiniz. Hakkari nüfusuna kayıtlı onsekiz yaşında Ahmet, Van nüfusuna kayıtlı 19 yaşında Mehmet. Bu vatan için orada şehit olmuştu. Savaşta ülkesinin ona verebildiği yemek listesi yukarıda sunulmuştur. O savaşırken aklının ucundan geçirmemişti ,yıllar sonra uğrunda şehit olacağı, ülkesinin topraklarında ,birilerinin uşaklığını yapacak insanlarının olabileceğini. O vatan adına aç ölüme koşarken şimdi o vatanı bölmek için açlık grevi yapıyor insanlar. Hükümet doğru yerde durmuş ve ödün vermemiştir bu eylemlere, aradan zayıf sesler çıkmasına rağmen. Sonra 30 binin üzerinde insanın katilinin, açlık grevini bitmesi gerektiği hakkındaki sözleri üzerine, bu eyleme son verildiği açıklanmıştır. Olaya bakıldığında halkın iradesiyle seçilenlerin, emri yerine getirmenin ve eylemin başarıya ulaştığı huzurunu yaşıyormuş görüntüsü vermelerine karşın, aslında içlerindeki ezikliğin dışa vurumuydu yüzlerindeki ifadeleri. Bunun yanı sıra aslında siyasi bir irade olamadıklarınıda tescil ettirmiştirler. Devlet üstlenmemişti bu eylemi,hatta şov yapıldığınıda her yerde belirtti, Avrupa birliğinden demokraside böyle hak arayışı olmayacağıda belirtilmişti. 67 gün yine kandırılmış bir takım insanların üzerinden fiyaskoyla sonuçlanmıştı. Olaylara genel bakıldığında ise, ordunun kırsalda başarılı operasyonları ve kış hazırlıklarını engellemesi çalışmalarındaki başarısı,dağ kadrosuna ağır kayıpların verdirilmesi, yurt içindeki yapılanmanın büyük ölçüde ortaya çıkartılması, bunun yanında Suriye deki gelişmelerin ülkemizde yansıma bulmasını sağlama çalışmalarının boşa çıkarılması, bu grev düşüncesinin ikincil planın öne sürülerek kitlesel eylemleri harekete geçirilebileceğini düşünen bu yapının ve destekçilerinin oyunu boşa çıkmıştı. Olayın sonuçlarının nereye varacağı hesaplanmadan, görsel ve yazılı basında açıklama yapılıp, bu grev sonucunda ölümlerin olabileceği ve daha büyük olayların gelişeceği yönündeki konuşmaların hepsinin sadece bu eylemi planlayanların amacına hizmet etmek ve reklamını yapmaktan ileriye gitmediğide görülmüştür. Yine bu eylemlere destek vermeye çalışan sivil toplum kuruluşları, konfederasyon yapılanmaları , marijinal sol gruplar, mahalli sanatçılar ve aydınlar. Akıllarının ucundan geçirmişmidirler acaba, eylem sonucunda, kitlesel hareketler başlamış, olaylar kontrolden çıkmış ve herkesin dişe diş mücadele etmeye başladığını.( asıl amaç bu zaten). Onca yıllık kazanımların elden çıkmaya başladığını, kanın oluk oluk aktığını görseler nasıl tepki verirdiler. Bu varsayımın gerçekleştiğini hayal edelim. Hiç akıllarının ucundan geçermi, Neden benim ülkem? Diye. Bağımsız bir Türkiye söylemlerinin bir ütopyadan ileri gitmediğini. Oluşacak hangi sistem olursa olsun, mutlak dış destekçilerinin kontrolde olacağını hayal edebilme imkanları varmıdır. Eğer olsa zaten sanırım o an akılları başlarına gelir. Çok yakınımızda Suriye, yeni yapılanma çalışmalarını hangi devletler desteklemekte, yarın onlara, biz sizi destekledik görevimiz sona erdi. Şimdi istediğiniz yönetimi kurun istediğiniz devletle iş birliği yapın, diyeceklerinimi sanıyor tam bağımsız Türkiye arayışında olan kişiler. Ülkenin tam bağımsız olmasını istiyorsanız eğer, bunun yolu, vatan ve millet için çalışmaktan. Birlik ve beraberlikten geçer. Boş konuşmayla sadece yıllar geçer.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.