ATEŞTEN GÖMLEKLER . . .
TEFEKKÜR
Dursen Özalemdar
ATEŞTEN GÖMLEKLER . . .
Günümüz insanındaki en dikkat çekici zafiyet, BANANECİLİKTİR. Bu batı toplumlarında doğuya nazaran daha yoğun görülmektedir. Bana neciliğin en çok görüldüğü kesim ise, sınıfsal olarak ekonomik doyumsuzluğa alışmış, hali vakti yerinde diye tarif edilen kesimdir. Atasözlerimiz içinde, “TOK AÇIN HALİNDEN ANLAMAZ “deyimi gibi, “EL BEBEK, GÜL BEBEK” yetiştirilmiş insan tiplerinin EGOİZMİ olarak görülen bu halin, maddeci, materyalizmin belirgin bir görüntüsü olduğudur.
Toplum düzenindeki alttan yukarıya doğru, BANANECİLİĞİN çarpıklığı, hayatın her safhasına yansımakta, toplum düzeninde YETKİLER ve ETKİLER olarak gözden geçirdiğimizde, Güncel olması ve çok geniş bir kitleyi ilgilendirmesi yönünden, ASĞARİ ÜCRETTE çalışanlara reva görülen adaletsizlik ve haksızlığın“HEP BANA VER. BU DA YETMİYOR.” Diyen yetki sahipleri ile açlık ve yoksulluğa mahkûm edilmiş sessiz bir toplumun varlığı görülmektedir.
İnanç silsilemizde, Hz. Ömer’in adaleti örnek gösterilirken. Uygulamada bu konuya kimsenin kulak asmaması, Bana neciliğin görünürü olmaktadır. Bir vekilin 20 asgari ücreti, Emekli bir vekilin 13 asgari ücret gibi bir geliri elde etmesi, Tavan ve taban meselesindeki farklılığı net olarak göstermektedir, İnanç sistemimizdeki köleler için ölçü verilen, “SİZ NASIL YİYORSANIZ ve GİYİYORSANIZ ÇALIŞANLARINIZA AYNI SEVİYEDE DAVRANIN “ ahdinin. nasıl algılandığıdır.
Parlementer sistemimizdeki, 90 yıllık tecrübede, değişik siyasi fikirlerle ortaya çıkanlara rağmen, Vekillerin kendilerine maaş mevzuunda, “BU MAAŞ BİZE FAZLADIR” diyen bir babayiğidi hiç görüp duyabildik mi. . . Elbette ki cevabı HAYIR olmaktadır. Emeklilerin çalışanlarla aynı şartlarda olan, Bankalara yatan maaşlarına rağmen, PROMASYON konusunun nasıl sulandırıldığı görülmüyor mu. Banka reklamlarında MAKARA konusu haline getirilen “BİZE GEL 250 lira al “ temalarının broşür ve TV ekranlarına yansıtılan şeklinin SAHİPSİZLİĞİN en belirgin örneği değil mi.
Hep paralı ve karşılığı güçlü olmanın simgesi olan, zamanın ön yarğısı, Vatan görevinde dahi, PARALI ASKERLİĞİ icat ettirirken, Davul, zurna ile VATAN HİZMETİNE yollanan PARASIZ ASKER evlatlara, bu fedakarlıklarından dolayı, MADALYA TAKMAK icap etmez mi.
EL İNSAF demenin yeri geldiği bu devirde. İNSAFI icra edeceklerin boyunlarına yüklenen yükün, FERT’ ten, MİLLET’e kadar uzanan bir yoğunlukta olması, Sorumluluk alanların, ATEŞTEN GÖMLEK giydikleri gerçeğini hatırlatmaktadır.
Ne var ki, İkbal’i “ BAŞLARA KONAN DEVLET KUŞU “ olarak niteleyenlerin, bu izahlardan vareste olmaları, icraatları ile ortaya çıkmakta. Sanayi de,Özel sektör de,İnşaatta, ki çalışma şartları ve elde edilen ASGARİ ÜCRETLE ne derece adaletin tesis edildiğini, yerinde inceleyerek görmeleri gerekmezmi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.