Tarih 27 Şubat, yer Samsun.
Mertlik Arena'sına çıkmış bir genel yayın yönetmeni ağzından köpükler saçarak türbana bez parçası diyor. Peygamber efendimizin de giydiği cübbeyle alay ediyor. Pes doğrusu. Bu kadarına da pes. Aklı sıra iktidara vuracak ya, kutsal değerleri soysuzca malzeme ediyor. İktidar türbanı simgeleştirdi diyor.

Ey zırvalayan Genel Yayın Yönetmeni olacak kendinden bi haber insan. Başörtüsüne bez parçası diyebilecek kadar büyüdün mü sen. Hani gövde iriliği ile fikir iriliğini karıştırıyor olmayasın. Sen bez parçası diyerek Allah'ın örtünme emriyle dalga geçebilecek kadar, kendinden mi geçtin. O dili hiç korkmadan nasıl da, Allah"ın emri olan örtünmeye ve dolayısıyla da İslam'a hakaret etmek için kullanabiliyorsun. 

Belki bilmiyorsundur, Cumhuriyet"i kuran Atatürk"ün annesi de, karısı da, kardeşi de tesettürlüydü.

Tesettüre dil uzatanlar, sütçü imamın alnının ortasından vurduğu Fransız askerinden daha alçak millet düşmanıdır. Tesettüre bez parçası diyenler; "Ananızın, bacınızın, kızınızın da namahrem yerlerini örten de bir avuç bez parçası değil mi? 

Tarih 29 Şubat yer yine Samsun.

Bu ne yaman çelişkidir ki yine aynı Genel Yayın Yönetmeni, dini duyguların, kutsal değerlerin üstüne basarak saldırdığı iktidar partisi ve üyelerinden bir ferdi olan Belediye Başkanına methiyeler düzüyor. Bir hizmet adamı olduğundan bahsediyor. Ey iktidar partisinin mensupları hizmet eden başkanınızı savunmak kimlere kaldı görün.

Şimdi bu arkadaşımız derki o ayrı o iyi diğerleri kötü.

Bre densiz iş dini duygulara gelince iktidar mensuplarının alayı Cumhuriyeti tartaklayan, gizli planları olan adamlar oluyor da, iş çıkara gelince mi hizmet eden oluyor. Sana ve senin gazetene mi kaldı türbanı savunan partinin mensuplarını savunmak. Çek elini türbanı savunanların yakasından onlar hizmet edene hakkını verirler. Sen Cumhuriyetini kurtar.