Savulun Cumhuriyetçiler Geliyor..

Malumunuz uzun zamandır bir Ergenekon operasyonuyla çalkalanıyor ülkemiz.
Devletin derinleriyle savcılarımız arasında müthiş bir köşe kapmaca oynanıyor. Ucunun benim aklımın alamayacağı kadar derinlerine gittiğini hayal ettiğim bu davada suç işleyen, azmettiren, yardım eden, yön veren ilham kaynağı olan falan filan bir sürü insan gözaltına alınıp sorgulanıyor (du). Taki bir kaç gün önce 3 ünlü ismin gözaltına alınmasına kadar.
Güzel ülkemde kendini sözde Laik Atatürk"çü, Kemalist, komünist, solcu diye adlandıran ne kadar insan varsa sahip çıktı bu üç insana. Benim güzel şehrimde bile gösteriler yapıldı daha dün bu üç kişi için.

İlhan Selçuk, Doğu Perinçek ve Kemal Alemdaroğlu.
Üçü de sütten çıkmış ak kaşık gibi mazlum oluverdiler savunanların dilinde.

Peki gerçekten öyleler mi ?
Geçmişi çok çabuk unutuyor benim vatandaşım.

Peki kim bu mazlumlar;

İlhan Selçuk
Konuştuğu vakit DGM savcısı mı,  emekli paşa mı olduğu belli olmayan,  müzmin Cumhuriyet yazarı ve imtiyaz sahibi.
Konsantreden sulandırarak çoğaltılmış gibi duran bir örnek yazılarıyla 40 senedir memleketteki darbeci şehveti köşesinden yönetmeye yemin etmiş sanki.
Demokrasiden hazzetmeyen, bir konferansında "evleneceğiniz kişiyi Atatürkçü kriterlere göre seçin; sakalsız ve türbansız olsun" diye emirler yağdırmıştı iyi hatırlıyorum.

İmar Bankası"ndan aldığı krediyi ödememek için şirket değiştirme oyunu oynayarak Cem Uzan'ın parasının üzerine yatma başarısı gösterdiği iddia edilen, bu nedenle de o zaman ki seçimde cem Uzan"ı gönülden destekleyen Cumhuriyet Gazetesi"nin patronu. Gericilik paranoyasından ekmeğini çıkaran, 2. Dünya Savaşı"nda Hitler"i ve faşizmi destekleyen, Perinçek'le arasındaki farkın sucuk zarı kadar ince olduğunu düşündüğüm, sağına soğan soluna sarımsak lazım olan aydınımız.

Doğu Perinçek
TRT"nin seçim programlarında çoluk çocuğun eline İP bayrağı verip peşi sıra yürüten, her seçimde “Kesin iktidara geliyoruz. İşte İşçi Partisi gerçeği” ve "Amarka hoşt amarka puşt" sloganlarıyla konuşan ama yüzde 0.001 oy oranıyla komedi unsuru olan, Türkiye aleyhtarı haçlı senaryoları teorisiyle akıl sağlığından şüphe ettiren, “İşte söylediklerimin belgeleri” diye kendi bastığı aydınlık gazetesi nüshalarını öne süren sözde solcu.

Seksenlerde Apo ile birlikte Apo"nun misafiri olarak PKK militanlarını Bekaa"da teftiş edip, dergisinde Türk ordusu hakkında olumsuz yazılar yayımlarken, 90"larda birden hidayete ererek militarist kesilen, Atatürk"ün büyüklüğünü keşfedip ve MHP"den daha fazla milliyetçi olma yolunda tam gaz mesafeler alan biri. Atatürk ile Mao"yu aynı kategoriye koyması ile Atatürk"e en büyük hakareti ettiğini düşündüğüm ve yarın bir gün Hz. Muhammed"i de o kategoriye alabileceği intibasını üzerimde bırakan nev"i şahsına münhasır zat.

Katıldığı bir programda "Oylarımızı bölmek için "Genç Parti" diye birşey çıkardılar, aynı bizim söylemlerimizi kullanıyorlar, bir de uyduruk TKP işine soyundular ki, bu TKP tamamen MİT desteklidir" demiş bir enteresanlık abidesi.
Topluca İsçi Partisi"ne oy vermeyi kararlaştırmış 20 kadar Van köyünü CİA ajanlarının basıp köylülere zorla CHP"ye oy verdirttiklerini iddia eden zat.

Kemal Alemdaroğlu
Gazeteci yazar Ahmet Altan"ın 8 Aralık 2003"de yazdığı “Atatürkçü Hırsızlar” yazısı ile  “Bir başkasının kitabını kendi kitabı diye bastırdığı kesinlik kazanmış, Tabipler Odası, cerrah olan rektörün mesleğini yapmasını iki ay boyunca yasaklamış. Herhalde hastaların apandisitlerinin, böbreklerinin, dalaklarının çalınmasından korkmuşlar. Tabipler Birliği, hastaları üniversite rektörüne emanet edemiyor. Ama biz binlerce öğrenciyi bu insana teslim ediyoruz” dediği eski rektör.  (Laparoskopik cerrahi adlı kitabının nasıl aparma olduğu Virginia Üniversitesi web sitesinde görülebilir).
Rektör"ken canını sıkan öğretim görevlilerinin, üniversite personelinin işine son veren ve istediği bölümü (kardiyoloji ve tıbbi biyolojik birimler) kapatan şahıs. Ama harbi demokratik adam.
Dünyada tek Atatürkçü kendini ve kendi gibileri sanan, hafızası çok ama çok güçlü bir muhterem.
“Cumhuriyetin kestiği parmak acımaz” diyecek kadar hümanist bir dünya görüşüne sahip, Otomobiliyle kampüsün içine girerken, yolda yatan köpeği görerek yanındakilere:
-''Şuna bak, amir mi geçiyor memur mu, uzanmış duruyor...'' diyen; Hüseyin Hatemi'nin odası civarında beslediği kedileri zehirleten muhterem... (Hüseyin Hatemi olay sonrasında: ''Benim kedilerim başörtüsü de takmıyordu, ne istedi ki onlardan?'' şeklinde istihza etmiştir)
Evet değerli okurlarım, köşemin yettiği dilimin döndüğünce anlatmaya çalıştım bu Atatürkçü demokrat, laik insanları.
Siz savunmaya devam edin…

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi
SON YAZILAR