Merhaba Ey Şehri Samsun

Birkaç haftadır soğuklarla cebelleşip durduk. Baharın habercisi ilk cemre düştü. Yakında havalar ısınacak, hem de her alanda. Havası da ısınacak suyu da.
Şu beldelerin ilçe olma mevzusu iyice ısıtacak Samsun"u. Belediye Başkanları bir yana siyasi parti başkanları bir yana sendika oda dernek vesaire bir yana, herkes koltuk peşinde koşacak. Kimi koltuk kapmaca oynayacak kimi de kime ne kazık atacağının hesabını yapacak. Bu durumdan kimlerin karlı, kimlerin zararlı çıkacağını ben de bilmiyorum. Hep beraber göreceğiz. Ama bildiğim bir şey var ki, zararı yine Samsun halkına olacak.

Samsun"da artık bir cahiliye devri başlamış. İdareciler etraflarındaki aklıselim insanları dışlamış, cahilleri dinler olmuşlar. Ne demiş atalarımız; Alim ile sohbet etmek lalü mercan incidir. Cahil ile sohbet etmek günde bin can incitir

Alın size geçmiş tarihlerden bir hikaye:
Manevi rütbesi yüksek bir zat, iftiraya kurban gider ve zindana atılır. Karanlık zindana gözleri açılınca bakar ki, zindan da bir daha vardır. O zaman bu cezalandırmanın bir mükafat olduğunu düşünür. Çünkü zindandaki bu kişiye tebliğde bulunacak ve onun İslam ile şereflenmesine vesile olacaktır.

Bu ümit ve şevkle, başlar muhabbete. Din ile Diyanet ile hiçbir ilgisi olmayan, laf aramazda biraz da ahmak ve olan kişiye, hemen her gün farklı bir dini konudan bahseder. Ahlak, haram, helal, Ana-babaya saygı, zikir, şükür derken her şeyi anlatır. Her anlattığının sonunda da “Anladın mı? Eğer anlamadıysan yeniden anlatayım” der. O ahmak kişi her seferinde “Anladım gerek yok” der. Hem zaten anlatılan konuyla o kadar ilgilidir ki, gözlerini mübarek zatın yüzünden ayırmaz.
Onun önünde her gün diz çökmekte, gözlerini o zatın yüzünden ayırmamakta ve anlattıklarını da can kulağı ile dinlemektedir. Onun bu halini gören mübarek zat, “Tamam. Bu adam yüzüme bu kadar dikkatli baktığına ve anlattıklarımı bu kadar can kulağı ile dinlediğine göre, epey mesafe kat etmiş olmalı!” diye düşünür.

Bu düşünceyle aldığı mesafeyi test etmek ister ve ahmak zata “Gel bakalım. Biraz bana anlat bu zamana kadar neler anladığını” der.  Zindandaki ahmak, “Haftalardır yüzüne bakıyorum şunu anladım ki seyrek sakallarınla seni birine benzetmeye çalışıyorum. Sonunda çıkardım işte. Benim köyde bir keçim vardı. Onun çenesinde de senin ki gibi sakallar vardı. Kendisi bana çok bağlıydı. Sana baktıkça aklıma o geliyor, duygulanıyorum” der. 

İşte böyle, büyüklerime bir çift nasihat olunur:
Cahil ile sohbet etmek zordur bilene
Cahil ne gelir ise söyler diline
Alim ile sohbet edersen alırsın mertebe
Cahil ile sohbet edersen dönersin keçiye

Kalın sağlıcakla

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi
SON YAZILAR