DERİN DÜŞÜNCE
İnsanlar yaşadıkça, her insanın kendine has hikayeleri olmuştur. Birçoğunu yana yana getirdiğinizde, ana karakter olarak birbirine benzer hikayelerin varlığını görür, ayrıcalıklı olanı merakla ararsınız. Acaba var mıdır ? Köyden kasabaya, kasabadan şehre okuyarak, esnaflık, tüccarlık la iştigal eden, birçok kimsenin, mayasına işlemiş köy hasretini, yayla özlemini dinler durursunuz. Kiminin ta o zamanlar deyip başladığı hayat hikayesinde, bu günkü eriştiği servet ve dünyalığa rağmen, Köyden şehre yolsuz yollarda, çamur içinde yalın ayak adımladığını söyler, sokak çeşmelerinde yıkadığı ayaklarına gözü gibi baktığı ayakkabılarını giyinişini anlatır, yoklugun ve yoksullugun manzaraları içindeki, bulunan mutluluğu anlatırlarken, Bu günkü zenginlik ve servete rağmen, bulunamayan geçmişteki mutluluğun, gizeminde takılıp kaldığını görürsünüz.
Dünle, bugüne baktığınızda, yer değiştiren kavramların, insanlar üzerindeki değişkenliğini görür, şaşarsınız. Dünün beyleri, paşalarının, Zengin ve Patronlarının yok olup gittiklerini veya mekan değiştirdiklerini, yerlerine o günün fakir ve yoksullarının yerleştiğini görürsünüz. Birçok örneğin yanısıra, Tüccarın yanında hamallık yapan adamın, Bu günkü patronlugunu bilemesseniz, hiçbir şey anlayamaz. Bu devri daimin, bir kader, hayatın bir cilvesi olarak yorumluyamazsınız.
Yüce Yaratan’ın, Bakara Suresinin 155. Ayetinde;” Ey müminler, (İtaatkari asi olandan ayırd etmek için) size biraz KORKU,Biraz AÇLIK, Birazda MALLARDAN – CANDAN ve MAHSÜLLERDEN yana EKSİLTME İLE AND OLSUN İMTİHAN EDECEĞİZ. Ey Habibim Şükredenlere (lutuf ve ihsanlarımı müjdele”.
Beyanı ile, bizlerin tabi tutulacağı, sınavlar açıklanırken,
ANKEBUT Suresinin 2. Ayetinde;” İnsanlar İNANDIK DEMEKLE SERBEST BIRAKILIP, İMTİHAN EDİLMEYECEKLERİNİ Mİ SANDILAR ?
Beyanı hayatın, varlık, yokluk noktalarındaki değişimlerinin kendine has bir olay olmadığını göstermektedir.
İnanan insanın, bu noktadaki doğru olan duruşu, her hal içinde, SABRETMEK-ŞÜKRETMEK-FİKRETMEK ve ZİKRETMEK’ olarak tavsiye edilmiştir.
Hiç bir insanın HZ. Eyüp (A.S.) kadar ömre sahip olunamıyacağı gibi, Mal sahibide olunamayacağı, Onun gibi müsibetlere de muhatap olunmadığı anlatılır . Çocuklarının ölmesi,mallarının elinden gitmesi, sefalete düşmesi, hastalanması, vucudun kurtlanması, kurtların kalbine kadar nufus etmesi, Şeytanın çeşitli hileler ile, ailesi HZ. Rahime’yi İfsat etme girişimleri, hiç bir insanın yaşadığı bir hayat serüveni olmamıştır.
O nun sabrı ve İmanı, Tabi tutulduğu o ağır İMTİHANI kazanmasına sebebiyet verirken, yeniden bahşedilen gençliğe kavuşturulması, kaybettiklerininin geri verilmesi, hakikatını bize menkibeleriyle, Kur’an-I Kerim.Nisa 4/163. En’âm 6/84. El Enbiya 21/83. Sâd Suresi 38/41. Ayetlerinde bildirilirken, bir nevi BADEL BASUL MEVT (ölüp yeniden dirilme) örneğini vermektedir. Birçok Peygamberin değişik biçimlerdeki hayat hikayeleri, imtihanların çeşitleriyle gösterilme hikmetini anlamanın, günümüz insanına yol gösterici olmakta, sizde bunlardan ders alıp, hayatınızı tanzim edin denmektedir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.