BİR YIL DOLDU
Konumuza girmeden önce bir hususa değinmek istiyorum. Bir önceki yazımda İmamoğlu’nun diplomasının iptal edilmesi ile ilgili kendi oğlumun da Kıbrıs’ta okuduğunu ama ÖSYM ile yerleştiğini örnek vermek suretiyle İmamoğlu’nun diplomasının bu hiyerarşiye uymadığından iptalinin doğru olduğunu yazmıştım. Gelen bazı yorumlarda Hulusi Akar paşanın kızının da babası yurt dışındayken orada bir üniversitenin biyoloji bölümüne kaydolduğu, daha sonra babası Türkiye’ye döndüğünde burada tıp fakültesine yatay geçiş yaparak mezun olduğu, aradan geçen bir zamandan sonra olayın fark edilmesi üzerine YÖK’ün idareyi suçlu bulup diplomayı geçerli saymasını örnek göstermek suretiyle diplomanın iptalinin doğru olmadığı belirtilmekte. Şurası unutulmamalı ki bir yanlış başka bir yanlış delil alınmak suretiyle düzeltilemez. Bana göre YÖK’ün verdiği karar doğru değildi, idarenin elbette suçu var ama asıl suçlu o işlemi yapmak üzere müracaat eden değil mi? Hukuk hepimize lazım. Efendimiz, bir Hadis-i Şeriflerinde, “Bir devlet küfür üzere ayakta durur ama zulüm üzere durmaz.” buyurmaktadır. Bizim işimiz adaletten yana olmaktır, doğru ne ise onu söylemektir. Yanlışı yapan kim olursa olsun, ne kadar güçlü olursa olsun hukuk gereğini yapmalıdır, aksi halde ülkede yaşamak herkes için zordur.
Bu detayı verdikten sonra gelelim yazı başlığımıza. Yerel seçimlerin üzerinden bir yıl geçti. Belediye başkanlarının bir yıllık icraatlarını değerlendirmeye başlamış durumdayız. Denge WebTV yayınımızda Büyükşehir'den başladık, burada da birkaç kelam etmekte yarar görüyorum. Öncelikle şunu belirtmek isterim ki Halit Doğan gönüllere dokunan bir başkan. Sosyal belediyeciliği ön plana alıp vatandaşın gönlünü aldıktan sonra teknik belediyeciliği de geriye bırakmadan yapmaya çalışıyor. Geçenlerde İYİ parti yöneticilerinden bir arkadaşın sosyal medyadaki bununla ilgili güzel bir paylaşımını gördüm. Ben AK Partili değilim ama Halit Başkan’ın sosyal medyasına yazdığım her konuda geri dönüş de çözüm de yapıldı, başkanı bu konuda tebrik ediyorum diye yazmış. Bu gerçekten bir belediye başkanı için çok anlamlı ve başarılı bir çalışmadır. Mustafa Demir’e bunu bir türlü anlatamadık, onca iş yaptı ama toplumun gönlünü alma noktasında en ufak bir icraat yapmayınca tekrar aday gösterilmedi. Şayet gösterilseydi de seçimi alma şansı yoktu.
Halit Başkan’ın bir yıllık icraatlarına gelecek olursak; 153 restoranlar ve kafeden başlamak suretiyle SAMAIR, PETEK Projesi, Glutensiz Kafe, diyabet sensör desteği, öğrencilere tercih danışmanlığı ve sınav ücreti desteği, Otizm Parkı ve Engelsiz Yaşam Merkezi, Odak Samsun Projesi, işitme cihazı desteği, 10 yeni tramvay, yeni körüklü otobüsler, Karavan Park, Sevgi ve Amisos Kafenin tekrar belediye tarafından işletilmeye başlanması, spor akademisi, çocuk şenlikleri, ÇADEM, kültür sanat etkinlikleri, Belediye Hamamı, Sümbül Konağı, Anakent ve Çiftlik otoparklarının tamamlanması, Samsunspor’a verilen her türlü destek, yaşlılarla ilgili Nefes Projesi ve evde bakım hizmetleri, SASKİ’nin mükemmel yatırımları gibi pek çok hizmetin yanında en önemlisi belediyenin sadece iç borçlanma olarak 9.8 milyar liralık çok yüklü ve belediyenin bütçesi ile ödenmesi mümkün olmayan borçları çok düşük seviyelere getirmesinin alkışlanacak bir durum olduğunu belirtmek zorundayım.
Bu borçları azaltırken ona her türlü desteği veren TBMM Plan Bütçe Komisyonu Başkanı, Bakanımız, Vekilimiz Dr. Mehmet Muş Bey’in olmazsa olmaz katkılarının altını çizmeden de geçemeyiz. Dr. Muş, bu şehir için gerçekten büyük bir şanstır. Chery’den OSB’lere, MKE’den savunma sanayindeki yatırımlara ve Bayraktar Holding’i şehrimizde yatırımlar yapmaya ikna eden çalışmalarının alkışlanacak icraatlar olduğunu unutmamamız lazım. Halit Başkan’ın bu borç yükünü kamu ve özel bankalar nezdinde faizlerinin büyük bir kısmını sildirip ana paraların bir kısmına arsalar vermek suretiyle sadece iç piyasaya ve bankalara olan borcu an itibarı ile 4.5 milyar liraya çekmesi ilişkilerindeki başarısıdır. Göreve geldiğinde her ay 340 milyon lira borç ödemek zorunda kalıp bu ödemenin sadece 40 milyon lirasının borcun anaparası olması, kalan 300 milyon liranın faiz olarak ödenmesi gerçekten çok enteresan ve izahı mümkün olmayan bir durumdu. Gelinen noktada bu borç yükünün yarıdan fazlasını ortadan kaldırıp kalan kısmıyla ilgili de çalışmaların son noktaya gelmesinin Halit Başkan ile Dr. Muş’un bu şehre yaptıkları en büyük iyilik olduğunu unutmayalım. Kendilerini tekrar tebrik ederek sözlerime son vermek istiyorum. Bayramdan önceki son yazım olması nedeniyle de Ramazan Bayramı’nızı tebrik ediyorum. Allah’a emanet olunuz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.