*Pazar günü sabahı, daha Kargalar gaaak demeden silah kuşanıp yollara düştük.  Silah sözüne takılmayınız diye öncelikle söyleyeyim; Fotoğrafçının silahı, makinesi-tripod"u-çantası ve çantasına doldurduğu diğer ekipmanlarıdır, ayrıca bu ekipmanlara ilaveten semaver su böreği,yaprak dolma ve çeşit, çeşit kuru pastalar,kurabiyeler de var…
Bu gezide bayağı kalabalıktık, tam 25 kişiydik hatta geçen geziye, Ankara deplasmanında olduğu için gelemeyen üstat Volkan"da(uykucu) katıldı.
İstikamet Vezir Köprü, Kunduz ormanıydı. Buralara gidip de Kunduz gördüğünü iddia eden olursa hiç karışmam,  “hadi leeen” derim. Bizler bu gezide 25 kişiydik yani tamı, tamamına 50 göz"dük kunduz, munduz göremedik.
 Bizimkiler, börtü böcek, ağaç, kurumuş dal ve az ileride otlayan koyunların fotoğraflarını çekerken, ben de bu koyun sürüsünün yalaka çoban köpeği ile haşır neşir oldum…
Buradaki Geyikler de ziyaret proğramın da olduğundan, konunun uzmanı gurubun veterineri, gurubun derken yanlış anlaşılma olmasın, (veterinerlik fak.öğ.üyesi) Abdurrahman hoca ile, benim çektiğim fotoğrafları gördükten sonra miğde spazmı geçiren Dr. Hakan, Geyik muhabbetine başladılar. Meral hanım, Behçet hoca,Murat bey, ve ben muhabbetin kulak misafiriyiz. Abdurrahman hocanın makarasına takılıp sürüklenmeye başlayan Dr. Hakan, intikamını makro çekimde fazlasıyla aldı, bunu da belirteyim. Yem karşılığında poz vermeyi kabul eden, Geyikler üzerindeki çalışmalar tamamlandığın da, Vezir Köprü"nün meşhur !!!
Pidecisine gitme kararı alındı. (Yukarıda saydığım pasta, börek sabah kahvaltısı niyetine öğle üzeri tüketilmişti) Dolabında hazırda duran köfteleri, onlar yarın için hazırlandı diyerek servis yapmayan zihniyeti, pideleri yerken anlayabildik! Rampa çıkarken oldukça zorlanan otobüsümüz ile Samsun"a döndüğümüzde geçirdiğimiz güzel bir günün yorgunluğu vardı.
Fotokritikçiler, kendinize iyi bakın…