Gerçeklerle Yüzleşmek İstemeyenler
Şunu çok iyi bilsinler ki; bir gün çok geç kalabilirler. Merhaba değerli okurlar. Bir hafta içinde gündem çok fazla değişmedi. Eğitimdeki sorunlar halen devam ediyor. Global kriz varlığını gün geçtikçe hissettiriyor. Krizin en çok ticareti etkilediği söyleniyor. İlginç bir bilgi vermek istiyorum. Krizin etki süresi boyunca varlıklı aileler yani gelir düzeyi yüksek kişiler daha da zengin hale gelmişler. Yoksullar zaten yoksuldu. Değişen bir şey yok. Türkiye" de 2008 yılında işsizlik oranı %11 iken, bu oran 2009 yılının ilk çeyreğinde %15 rakamına ulaşmıştır. Bu ne demek? Bu şu demek; yani bu yıl işsizlik oranı artmıştır. Ö.S.S. ye girmiş olan öğrencilerin birçoğu işsiz kalmaya aday demektir. Biliyorsunuz dünya da işsizlik oranı artmış durumdadır.
Değerli okurlar, ülke sorunlarının en başında istihdam sorunu en başta gelir. Her ailede mutlaka bir adet işsiz sayısı vardır. Biliyorsunuz kriz ticareti daha çok etkilemiştir. Küçük büyük esnaflara sıfır faizli kredi dağıtılacağı duyumlarımız arasındadır. Çoğu esnafın cesaret edip kredi almadığını biliyoruz. Nasıl alsın ki; zaten çarkını döndüremeyen bir çok esnaf ya işçi çıkardı ya da kepenk kapattı. Onlara acil yardımlar gerekiyor. Bizden söylemesi büyüklerimiz duysunlar.
Değerli okurlar, eğitimde ki sorunlar azalmamakla birlikte artmaktadır. Eğitim bizim için olmazsa olmazlardandır. Ben inanıyorum ki, kadınların sorunları, gençler arasında ki şiddet sorunları, toplumsal sorunların tamamı eğitimle çözülebilir. İyi bir eğitim ülkeleri refah düzeyine çıkarır. Tabi kaliteli eğitimden söz ediyorum. Eylül ayı yaklaşıyor. Eylül ayı dert ayı diye duymuşsunuzdur. Nasıl olmasın ki; kış geliyor odun kömür yakacak derdi var. İşsizlik artarak devam ediyor. Okul telaşı rüyalara kâbus gibi çöküyor. İşinden çıkarılmış bir babaya, şu sihirli dizilerin senaristleri bir sihir yapıversin. Onların umurunda mı bu işsiz baba? Onların tek kaygısı reyting değil mi? Reyting uğruna her şeyi denemiyorlar mı? Her zaman söylüyorum toplumsal sorunlara çözüm üretmek bir kişinin işi değildir. Genel müdüründen çaycısına, öğretmeninden öğrencisine herkes fikir üretmelidir. Ah pardon, onlar çok şeye kafa yoruyorlar. Ama bir menfaat sağlamak için bunu yapıyorlar. Gençler arasında ki şiddeti azaltmak için dizi yapan senaristler kız öğrencileri öyle bir giydiriyorlar ki aşırı mini etek giymiş kız öğrencilere, öğrenci diyebilmek bin şahit ister. Bumu eğitime hizmet? Değerli okurlar, öğrencilerin formaları zaten çeşit çeşit ve rengârenk değil mi? efendim kıyafetler daha özgür olacakmış. Ben de diyorum ki eğitim de mevcut o kadar çok çözüm bekleyen problem var ki; bu özgürlükçüler oturup bu sorunları çözü versinler. Zaten M.E.B. okul formalarının değiştirilmemesine karar verdi. En doğru kararı verdiler. Hatırlarsanız kıyafetlerle ilgili bir dizi yazı yazmıştım. Birçok kız öğrencinin, kıyafet yönetmeliğine uymadıklarını yazmıştım. Bu durumun ergenlik çağında ki öğrencilerin arasında ki şiddeti dolaylı da olsa tetiklediğini yazmıştım. Umarım birileri duymuştur. GERÇEKLERLE YÜZLEŞMEK İSTEMEYENLER, BİR GÜN ÇOK GEÇ KALABİLİRLER. EĞİTİMDE Kİ SORUNLARA ÇÖZÜM ÜRETMEK YERİNE, GEREKSİZ İŞLERLE UĞRAŞANLAR BİR GÜN YANILDIKLARINI ANLAYACAKLAR. UMARIM O GÜN GEÇ KALMAMIŞ OLURLAR. ÖZGÜRLÜKÇÜ BİR KISIM MEDYA VE İŞBİRLİKÇİLERİ GENÇLERİN GELDİĞİ SON NOKTAYI DAHA İYİ OKUMAK ZORUNDALAR. ÇÜNKÜ BAŞKA ÇARELERİ KALMADI. Saygılarımla.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.