GÜNÜMÜZ MANZARASI -2-
Süper güçlerin PAZAR kaybetmemesi için, bazı ülkelerin gelişmesine mani olmaları, anarşinin bir başka çeşididir.
Petrol ve su gibi enerji kaynaklarının paylaşılamaması. . . Verimli topraklara göz dikilmesi… Maden yataklarının ele geçirilmek istenmesi, milletler araşı anarşiye yol açmaktadır. Bu gün Çin’in, Hindistan’ın Batı ya akın ettiğini düşünün ve anarşinin varacağı zirveyi hesaplayınız.
Dünya ticaret İmparatorluğunu kuran Yahudiler, bu imkânlarıyla SİYONİZM ve MASONLUK gibi teşkilatlar kurup, insanları fesada vermektedir.
İslâm’a sokulan İsrail’i yat ve hurafeler, gençleri İslâmiyet ten uzaklaştırmakta, bunlar başka dine giremeyeceklerine göre, ANARŞİST olmaktadır.
Bir kısım kimseler cin gibi olunca, şeytan kesilince, bunlara tabi olanların gideceği uçurum bellidir. Şeytanlaşan insanlar, insanlara ZEVK ve MENFAAT noktasından yakalayıp, onları cin yahut Şeytan çarpmışa döndürürler. İslâm’ dan uzaklaşmanın cezası ANARŞİDİR. Anarşiden kurtulmanın çaresi de İslâm’a yaklaşmadır.
Eğer İnsanlar, İslam’a yaklaşmakta geç kalırsa, savaş gibi AİDS gibi büyük felaketler gelebilir. İnsanlar kitleler halinde ölür, pek çok kimse sunu anlar ki;
HARAMLARDA HAYIR YOKTUR. Böylece bazılarının aklı başına gelip, insanlar biraz nefes alabilir.
1947 yılında, Denizli mahkemesinde Bediüzzaman şöyle demişti ;
Mahkeme-i Kübrada, milyarlar ehl-i iman olan davacılar tarafından Kur’an hakikatlarına hizmet eden Nur talebelerini, mahkum ve perişan etmek isteyenlerden ve sizlerden sorulsa ki ; Serbestiyet kanunuyla dinsizlerin, komünistlerin neşriyatlarına ve anarşistliği yetiştiren cemiyetlerine müsamahakâra ne bakıp ilişmediğiniz halde, vatanın ve milleti anarşistlikten ve dinsizlik ve ahlaksızlıktan ve vatandaşlarını ölümün idam-ı ebedisinden kurtarmağa çalışan Risale-i Nur ve talebelerini, hapisler ve tazyiklerle perişan etmek istediniz “. Diye sizlerden sorulsa ne cevap vereceksiniz? Biz de sizlerden soruyoruz. Onlara demiştim. O zaman o insaflı, adaletli zatlar bizi beraat ettirdiler. Adliyenin adaletini gösterdiler. (Şualar- 340 )
Diyerek, 55 yıl evvel, ortaya çıkacak olan yıkıcı cereyanlara set olmaya çalışan Bediüzzaman Said-i Nursi, Dinsizlik cereyanına karşı mücadelesini vermiştir.
Bu eserleri okuyarak İmanını kurtaran milyonlar ve dünyanın her ülkesine ulaşan NUR ESERLERİ her gittiği yerde şeytanın oyun ve tuzaklarını yıkmakta.. Nur’un ışığı ile gönülleri aydınlatmaktadır.
Bu yazıyı kaleme alan Hekimoğlu İsmail, e binler teşekkür le birlikte, acil sifalar sağlıklı ömürler dilerim.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.