HADSİZLER
İŞBİRLİKÇİLER-
Bazı yazarlar mevzu bulamayınca, kitap karıştırıp 1071 den bu yana 840 yıllık Selçuklu ve Osmanlı tarihi içinde, eleştiri konusu olan olayları sütunlarına taşıyarak, rahatsızlıklarını yansıtıyorlar. Kimi bazı Osmanlı Sultanlarını içki içen, kimi TV. Deki Hürrem Sultan filmi gibi, Harem’i kendi hayalleri ile şekillendirerek, Belden aşağı işlerin görüntüsüyle kirletmeye çalışıyor.
Kanun ve adaleti ile, Düşmanına bile örnek, Devlet adamı olarak kabul edilmiş Kanuni’nin heykelleri dikilip, Amerika’da adına kitabeler dikilmişken, bizdekilerin, Kimi Sultanların içki içmesinden. Kimi savaş meydanındaki Remilleri attırarak savaş kararları aldığı uydurmacaları ile yazı döşenmekte ve salyalarını akıtmaktadırlar.
Hikaye bu ya, Adamın bir oğlu varmış, baba; Oğlum sen adam olamazsın “deyip dururmuş, oğlu nasıl oldu ise bir vilayete vali olmuş, askerlere emredip, “tez’ den babamı alel acele huzuruma getirin” emri ile, adam der dest edilerek, yaka paça huzura getirilir. Vali, babasına “hani sen bana adam olamazsın diyordun ya, bak ben vali oldum” diyerek. İçindeki kinini dışa vurur. Baba ise “Bre oğul, ben sana, Vali olamazsın demedim’ki, Adam olamazsın demiştim” “beni böyle der dest, askerlerinle huzuruna itip kakıp getirtmen, bu sözümü ispatlamıyor mu” sana yine söylüyorum, “yine de adam olamazsın” der.
Adam olmak haddi bilmektir. Büyüğünü, küçüğünü sevmektir. Saygı ve Hürmeti yerinde kullanmaktadır. Hüküm verirken Adil olmaktır.
Birinin hatası olsa da atasının hatırını gözetmek, Türk milletinin milli bir hasletidir.
“Kostantini ye elbette fetih olunacaktır, Onu fetih eden Kumandan ne güzel kumandan, o nu fetih eden asker ne güzel askerdir” Hadisi Şerifinin şereflendirilmesine nail olan, Osmanlı devleti, tarih sahnesindeki altın sayfaları, bizim için övünç vesikalarıdır.
Yavuz Sultan Selim’in ordularının Mısır üzerine giderken 20 günlük çölü 1 haftadaki geçişlerinde, Sultan’ın, attan inip yürümesine ayak uyduran ordunun, önünde giden Hz. Muhammet (SAV.) nin rehberlik etmesi, bu işaretlerin en büyüklerindendir.
1852 yılında OLTANİÇE’de, Serdar-ı Ekrem Ömer paşa kumandasında 3 bin kişilik OSMANLI Ordusunun,, cephanesi bitmiş, bir tarafta 30 bin kişilik Rus ordusu, arka tarafta, Tuna nehrinin azgın akışı arasında sıkıştığı savaştaki, Turna kanatlı meleklerin OSMANLI ORDUSUNA yardıma gelişi, olay içinde olanlar ve civar tepelerde seyircilerin gözleri önünde cereyan etmesi.
Çanakkale savaşlarındaki harika manevi yardım tabloları,
Kore savaşındaki harikalıklar ve . . .
Kıbrıs savaşındaki yaşanılanlar. . . bu milletin KUTLU bir millet olduğunu göstermiyor mu ?
Hades ten ve istibradan bi haber, kendini yaşıyorum zan eden, Devşirme Kalemşorların, Rakı masasında kafayı bulup, Küffarın Şövalyesi gibi, Ecdadımıza dil uzatmaları, bulundukları konum itibariyle görevleri olabilir, ne var ki bunların cevapsız kalmayacağını da bilmeleri lazımdır. Son sahnede, Meclisteki ADAM kelimesindeki hikmettir, “CHP gurubunun meclisteki yaygarasına Başkan’ın ADAM ‘larını geri çekin ifadesine, ADAMLIĞI kabul etmeyerek, Bize adam diyemezsin, itirazda bulunan CHP lilerin. Meclis Başkanının ne var ki bunda karşılığına rağmen, ADAMLIĞI KABUL ETMEYEN CHP lilerin, HALA ADAM OLAMADIKLARININ İSPATIDIR.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.