HAİM NAHUM

Tarihin en gizemli, en esrarlı adamlarından biridir Haim Nahum. Lozan’da onun entrikaları ile yıkılan Osmanlının yerine yeni kurulan Türkiye Cumhuriyetini temsil eden Yahudi Haim (Hain) NAHUM’dur. Pazarlıklar sonucunda kilitlenen Lozan görüşmelerinde kilidi açan Mısır hahamıdır. Lozan’da perde arkasında bulunan Siyonist’tir Nahum. Erbakan Hoca olmasıydı İslam dünyasını tarumar eden Haim Nahum’u ve onun ölesiye, olasıya hizmetkârlığını yaptığı Siyonizm’i tanımak mümkün değildi.

Haim Nahum Manisa'da 1873 yılında dünyaya gelen bir Osmanlı vatandaşı idi. İbranice ve Arapçayı büyükbabasıyla gittiği Filistin'de öğrendi. Filistin'in ardından Fransa'ya giderek, Paris Ruhani Okulu'nda eğitim aldı. Burada bulunduğu dönemde ‘‘Jön Türkler’’ içinde yer aldı. Burada Jöntürkler aracılığı ile Türkçülük olgusu ve Türklerde Arap düşmanlığı düşüncesinin oluşumu için çalışmalar yaptı. Bunda da başarılı oldu. Mısır Baş hahamı olduğu dönemde ise Araplarda Arap milliyetçiliği ve Türk düşmanlığı akımının oluşması için çabaladı ve başarılı oldu. İsrail Devletini kurmak için Osmanlı Devleti’ni, Hilafet ve Saltanatı yıkmakta Siyonistlere en büyük hizmeti yapan Yahudi Hahambaşı Haim Nahum’dur. Siyonistlerin en büyük özellikleri bulundukları ülkelerde o halktan biri gibi isimler alarak o ülkelerde gizlenmiş olmalardır. İste Türkiye’de de böyle yaptılar. Yahudi Hahambaşının Türkiye'de de oğulları ve torunları vardır. 

1897'de İstanbul'a döndü. Ülkeye döndüğünde arzusu İstanbul'da İslam hukuku ve diplomatlık alanında eğitim almaktı. Maddi yetersizlikten dolayı 1891'de Alliance Israelite Universelle kuruluşuna başvurdu. Bu başvuruda hukuk, teoloji ve diplomatik öğrenimi görmek için yardım istedi. İsteği kabul edilen Nahum, 1893-1897 arasında Paris Ruhani Okulu'nda öğrenim gördü. 1897'de haham tayin edilmeden 1895'te Teoloji Yüksek Okulu'ndan; 1896'da ise yaşayan Doğu dillerinden edebi Arapça ve Farsça bölümlerinden diploma aldı. Aynı yıllarda Paris'teki Yahudi okullarında ders vererek öğretmenlik yapmaya başladı.

1908 yılında da II. Meşrutiyet'in ilanıyla görevinden istifa etti. Ardından Moşe Levi'nin yerine hahambaşı seçildi. Bu görevinde yer aldığı sürece Osmanlı Devleti ve Yahudiler arasındaanlaşma sağlamaya gayret gösterirken fırsatları değerlendirerek sinsice mensubu bulunduğu Osmanlı Devletinin yıkılmasının altyapısını oluşturdu.
1919-1926 yılları arasında da Kahire Başhahamı olarak görev yaptı. 1923'te de Türk heyetinde yer alarak Lozan Barış Konferansı'na katıldı. Mısırda toplum tarihi üzerine de çalışmalar yapan Haim Nahum 1960 yılında Kahire'de hayatını kaybetti. Siyonizmin önde gelen liderleri Teoder Herz, Emanuel Karasu ve Haim Nahum’dur. Bunların arasında İsrail Devletinin kurulduğunu gören, yani rüyasını gerçekleştiren tek Siyonist lider Haim Nahum olmuştur.

Lozan görüşmelerinde Türk tarafının talepleri arasında, Avrupalıların kesinlikle kabul etmeyeceği maddeler bulunuyordu. Bunun üzerine Avrupa tarafından Türkiye’ye karşı tekrar savaş açılması, hücuma geçilmesi konuşuluyordu. Türk tarafı taviz vermeyince görüşmeler masada kilitleniyor. İşte tam bu noktada Haim Nahum devreye giriyor, kapalı kapılar ardında Avrupalılara söylediği şeyler kilidi açıyor ve anlaşma yapılıyor.
Peki, Haim Nahum Avrupalılara ne diyor ve ne vaat ediyordu? Söylediği şeyler ise yılardan beri Erbakan Hocamızın bize söylediği gerçeklerdir. Avrupalılara şöyle demiştir; ‘‘gördüğünüz gibi topla tüfekle istediğiniz sonucu alamıyorsunuz. Zamana ve siyasete bırakın. O zaman sonuç alınacağını göreceksiniz. Bırakın Türkiye kendi yolunda ilerlesin. Yapılacak olan kilidi içeriden açmaktır. Türkiye’nin içini boşalttığınızda, yani bu milleti İslam’dan, özünden uzaklaştırmayı başardığınızda amacınıza ulaştığınızı göreceksiniz. Sabır ve plan yeterlidir,’’ diyordu. Gerçekten de dedikleri günümüzde aynen gerçekleşmektedir. Lozan görüşmelerinde Anadolu’dan giden heyetin içinde yer aldığı için geceleyin önce kaldıkları otelde dost olduğunu söylediği İsmet İnönü’yle anlaşıyor. Onu taviz verilecek konularda ikna ediyor. Ondan sonra da; İngiliz temsilcileri ile görüşmeler yapıyor, onları da ikna ediyor. Onlara bana güvenin, diyerek bazı sözler veriyor, Türk heyeti adına tavizler veriyor. Böylece Lozan görüşmeleri esnasında yaşanan tıkanma çözülüyor.

Haim Nahum, kendisi gibi bir Yahudi olan İngiltere Dışişleri Bakanı ve aynı zamanda Lozan görüşmelerinin de başkanı olan Lord Curzon’a şöyle söylüyordu: “Siz, Türkiye’nin bağımsızlığını kabul ediniz. Ben onlara İslam’ı ayaklar altında çiğnetmeyi taahhüt ediyorum.’’ İşte Türkiye’nin özünden koparılması, yakın tarihindeki bazı zulüm ve baskıların gerçekleşmesi, Ezan’ın Türkçe okunması gibi olayların ardında Haim Nahum’un bu vaatleri yatmaktadır. Haim Nahum, İsrail devletinin kurulabilmesi için Müslümanların karşı koyma gücünün tümüyle ortadan kaldırılması gerektiğini, Halifeliğin Müslümanların toparlanmasında manevi bir güç olacağını biliyordu. Bu yüzden hilafetin tamamen ortadan kaldırılması ve Müslümanların başsız kalması gerektiğini düşünüyordu. İngilizlerle bu konuda anlaşarak Türk tarafının diğer isteklerini kabul ettirdi. Günümüzün Hain Nahum’u kimdir acaba?

Tarihini bilmeyen, tarihinden ders almayan milletlerin coğrafyasını, sınırlarını başkaları çizer. İşte bugün etrafımıza baktığımızda bütün Ortadoğu ülkelerinin, İslam coğrafyasının sınırlarını Avrupalı barbarların, Siyonistlerin, emperyalist güçlerin çizdiğini görürüz. Hiçbir zaman unutmamak gerekir ki Siyonizm’in planında önce liderler yıkılır. Onun için Osmanlı Devletini yıkıp İsrail Devletini kurmak için önce Abdülhamit Hanı tahttan indirip zindana attılar. Türkiye’nin kendi çizgilerinden çıkmaması için, dolayısı ile İsrail Çete Devletinin yaşaması için önce Erbakan’ı yıktılar. Peki, batıl olan davası için kanlı metotlarla her şeyi göze alan bu Siyonistler karşısında bizler ne yapıyoruz? Hak olan davamız İslam için her şeyi göze alabiliyor muyuz? Siyonizm’in Teoder Herz’i varsa, Emanuel Karasu’su varsa, Haim Nahum’u varsa; bizim de Abdülhamid’imiz var, Erbakan’ımız var.

Kaynak: Murat Akan- Üst Akıl
Ahmet Anapalı- Makaleleri

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İsmail Okutan Arşivi
SON YAZILAR