Hocam çok gururlu

Toplumda kendini kabul ettiren, güvenilir, sözü dinlenen büyükler geleneğimizde mevcuttur. Bu kişiler belli dönemlerde insanları yönlendirir, özellikle insanlar karar vermede sıkıntıya düştüklerin de bu insanlar belitleyici olurlar. Günümüzde bu olayın boyutu değişime uğramış pek çok insan kendisinde bu vasıfların olduğunu düşünmeye başlamıştır.
Samsun bu açıdan bakıldığında geleneğimize tam uymayan, şanssız illerdendir dersek yanılmayız diye düşünüyorum. Yani geçmişi de bu günü de biraz sıkıntılı. Peki, akla şu soru gelebilir. Koskoca şehirde hiç mi ilmiyle, irfanıyla insanlara örnek olacak kimse yok? Evet, maalesef insanları bir araya getirip sulha sükûnete yönlendirecek büyüklerimiz pek de var sayılmaz. Kendisini böyle bir noktada görenler olabilir. Önemli olan toplumun sizi ne şekilde görüp değerlendirdiğidir, siz kendinizde bu özellikleri görüyorsunuz, buna inanıyorsunuz ama toplum sizi nasıl değerlendiriyor? İşte bu önemli… Saygınlık kazanmak kendi elinizde değil, başkaları sizi ölçüp biçecek uzun sürede taşlar yerine oturacak.
İlim ve irfan sahibi olmak güzel ahlakla, mütevazılıkla olur. Pireyi deve yapmakla, kendinizi de deve aynasında görmekle asla olmaz. Bu şehirde yaklaşık elli yılınız var. Ancak üzülerek ifade etmek gerekirse; bu şehre fazla katkınız olduğunu kimse söyleyemez. Sürekli eleştiri yaptınız, artık bu özelliğinizle anılıyorsunuz ama yol açıp yol göstermediniz. Geçmişte belki bir ölçüde saygınlık gördünüz, camiada hükümranlık sürdürdüğünüzü düşündünüz, kısmen bence de doğru... Bu gün yine aynı gücü ve saygınlığı bekliyorsunuz bulamayınca da kızıyorsunuz. Hocam! Hiç kızmayın hocam ektiğinizi biçiyorsunuz. Unutmayın! En değerli akçe bile miadı dolduğunda tedavülden kalkıyor. Siz de gidin evde oturun artık. Bugünlerde en yakın kabul ettiğiniz seçilmişler de size artık uğramıyorlar. Sürekli sitemleriniz onları da bıktırmış. Bir de siz bu şehirde belli bir azınlığı muhatap aldınız. Örneğin akademik kariyeri olanları. Kendiniz yüksek tahsil yapmadınız ama doçentten aşağı akademik kariyeri olanlarla muhatap olamadınız. Bir de yurt dışında çalışan bol dövizi olanlarla. Sade vatandaşla asla… Diyebilirsiniz ki işe onlar yarıyor. Hayır, dövizler işe yarıyor… Bunları söyleyebilirsiniz. İyi de kitap satmak ya da yazmakla olmuyor. Kitap okumak da yetmez. Sattığınız ve yazdığınız eserler kibiri gururu yasaklıyor. Size herkes “hoca” diyor siz ise insanlara selam vermemek için yönünüzü değiştiriyorsunuz.  Allah korusun bu durum dini kisveye ne kadar uyuyor. Bir noktaya daha değinmeden geçemeyeceğim. Siz birçok ortamda Sayın Erbakan Hocayı acımasız bir şekilde eleştiriyorsunuz. Hocanız benden özür dileyecek diyorsunuz. Emriniz olur. Sayın hocam helikoptere biner belediyenin önüne iner ve sizin mekâna gelir elinizi öper oooldu.  Bu durum size nekadar yakışıyor. Hem siz kimsiniz ki hoca sizden özür dileyecek. O Sayın Erbakan hoca ki sizi milletvekili yapmak için aday yaptı. Hem de listenin birinci sırasına koydu. Vatandaş beğenip size oy vermedi seçilemediniz ne yapalım. Suçlu hoca mı oldu? Bugün geldiğiniz noktada hocanın himmet ve teveccühü çok büyüktür. Hocanın yüzü suyu hürmetine madden ve manen selamet buldunuz.  Siz siz olun eğer hocadan bahsedecekseniz de mutlaka iyi bir abdest alın. Asla da eleştirmeye kalkmayın. Bu şehre yeni gelen Mustafa YEŞİLYURT hocaya herkes saygı duyuyor. Ayrıca emekli vaiz Ali DÜZENLİ ve Ahmet İLERİ hoca efendiler saygı ve sevgi görüyorlar da siz görmüyorsanız, bu durumu oturup düşünmeniz gerekir. Bu yazıma bazı arkadaşlar üzülecekler biliyorum. Bazıları 90 yaşındaki adama niye çattın ne gerek vardı diyebilirler. İyi de rahat durup köşesine çekilmiyor ki. Hala Sayın Erbakan Hocayı eleştiriyor.   
  Unutma ki;  Hocam, olumsuz yönde eleştirdiğiniz kişiler ilmiyle, liderlik vasfıyla en azından sizin seviyenizde ya da daha alt seviyede olmalıdır. Erbakan Hoca"yı eleştirmek sana hiiiç düşmez, devam edersen bu konudaki yazılarım da sertleşerek devam edecek…

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi
SON YAZILAR