Pazar akşamı çok değerli ağabeyim eski MHP İl Başkanı İbrahim Özyer'le uzun uzun hasret giderdik.
İkimiz de çay hastası olmamız münasebetiyle 2 demlik semaver neredeyse yetmedi...
A'dan Z'ye ne varsa konuştuk, içimizi döktük...
Yerel seçimler öncesinde onun gibi siyasi birikimi olan bir başkanla biraraya gelmek benim için son derece yararlı oldu.
İbrahim Özyer kapalı kapılar ardında oynayıp siyaset yapan bir isim asla olmadı. Her zaman düşündüğünü söyleyen ve şehrini seven bir siyasetçi...
Artık siyasette bir üstad olduğu kadar, çok ta seveni ve takip edeni olan biri...
Atakum'daki Cami konusundan oldukça rahatsızdı...
Camiye değil, yerinin yanlış olduğundan yakındı...
Başkan Yılmaz'a da sitem etmeden geçemedi...
Şehirle denizi birleştirmek için yola çıktığını söyleyen Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Yılmaz için "İlk önce bu protol camiinin buraya yapılmasına onun karşı çıkması gerekir. AK Parti'nin yanlış siyasetlerine sırf siyaset olsun diye sahip çıkıyorsa Başkan Yılmaz burada hata yapar" dedi.
Bu işin yargıdan mutlaka döneceğini de söyledi.
MHP'nin ülke politikalarını çok iyi yürüttüğünü ancak yerel politikacıların genel politikalara ayak uyduramadığını anlattı.
Kavgalardan beslenip küçük siyaset üreterek toplumun bir yerlere varamayacağını, özellikle siyasete soyunacak olan isimlerin vizyonlarını geniş tutmasını önerdi...
Sheraton Oteli ile ilgili ilginç bir şey de söyledi Sayın Başkan...
Bu Otele izin verenler 35 kata çıkabilecek itfaiye sistemini de Samsun'a kurarlarsa çok iyi olur.
Daha 20. katında çıkan yangının söndürülmesinde bile zorluk çektiler. 35. katta ne yaparlar Allah korusun...
İlginç bir anektottu...
Bir yandan çekirdek çıtlatıp, bir yandan çaylarımızı yudumlarken saatinde sahura yanaştığını söylüyor ve ağabey kalkalım mı diye soruyorum?
Kalkalım Ünalcığım kalkalım...
Güzel bilgilerle kalktığımı ve ileriki zamanda Samsun'la ilgili konularda ondan aldığım donelerin daha çok işime yarayacağını biliyordum.
Ona her zaman ki gibi..
Teşekkürler yakışıklı diyerek ayrıldık...
Bizim onunla değişmeyen bir sloganımız vardı.

Onunla benim arama kimse giremez...
Ve hiç girmedi...
O saygı ve sevgi başkanımızla 15 yıldır hep devam etti...