İşte Türkün felsefesi
Bugün keyfim yok
Hiç havamda değilim
Böyle durumlarda hemen eski defterleri karıştırırım
***
Hani derler ya
Tam olarak böyle değilse de
İflas eden bakkal, alacak defterine dalar diye
Aynen öyle
***
Baktım eski yazdıklarıma
Kolay değil, yaklaşık 30 yıldır yazıyorum
***
Şöyle 5-10 yıl önceki yazdıklarımı görünce
Sanki bugün için yazılmış gibi
Değişen bir şey yok yani
***
Aslında bu yazıları derleyip toparlasam
Ortaya güzel bir kitap da çıkmaz değil
Ama kim yapacak?
Tembellikten, başımızı kaşıyacak eş dost arıyoruz
Ah! Bir yangın çıksa da
Bize ulaşsa da
Sigaramızı yaksak da
***
Yıllar önce
Yine böyle bir gün
Kim bilir kime kızmışım yine
Ters gitmiş bir şeyler demek ki
O hırsla ortaya karışık bir şeyler sallamışım
İşte onlardan biri
Başlığı da İşte Türk"ün felsefesi
***
Beceriksizliğimizle, öngörüsüzlüğümüzle, hantal bürokratik yapımızla her işi elimize gözümüze bulaştırmaya bayılıyoruz...
Her işimizde bir terslik varmış gibi...
Oysa 'ters'liğin kendisi biziz zaten, görmüyoruz!..
***
Yaptığımız her hatanın ardından
Suçlayacak birilerini bulup, sıyrılıyoruz işin içinden...
Daha doğrusu sıyrıldığımızı sanıyoruz...
Böyle olunca da hatalardan ders çıkaramıyoruz...
Özeleştiri nedir bilmiyoruz?
***
Onca yaşanmışlıklara, deneyimlere rağmen
Sanki ilk kez başımıza geliyormuş gibi
Aynı oyunlara geliyor, aynı tuzaklara ısrarla düşmeye devam ediyoruz...
***
'50 İlk Öpücük' filmini izlediniz mi?
İşte, o filmde
Hafızasının her gece kaybedip, güne sıfırdan başlayan
Belleksiz kız gibiyiz...
***
Belleğimiz her gün sıfırlanıyor, hafızamız siliniyor
Yeni doğan bebek saflığında başlıyoruz güne...
Dostu-düşmanı tanımıyoruz...
Ve her gün ısrarla aynı kazıkları yiyoruz...
***
Vizyonsuz, hedefsiz, amaçsız uzay boşluğunda öylesine sürüklenip gidiyoruz sanki...
Üstelik herkesin de dilindeyiz
***
Efendim, Türk ve Japon şirketleri arasında bir kürek yarışı düzenlenmesine karar verilmiş...
Her iki takım da performanslarının en üst düzeyine varabilmek için uzun ve zorlu bir hazırlık döneminden geçmişler...
Büyük gün gelip çatmış ve yarış başlamış...
Japonlar, yarışı bir kilometre farkla kazanmışlar...
***
Yarış sonrası Türk takımı çok sarsılmış tabi...
Türk Şirket yönetimi, yarışın açık farkla kaybedilmesinin nedenini araştırmaya başlamış
***
Yapılan araştırmalar, analizler ve uzun çalışmalar sonucunda hata bulunmuş...
Ve derhal "Gerekli Önlemler" alınmış tabi!..
***
Olaya bakın şimdi
Japonların takımında, 8 kişi kürek çekiyor, 1 kişi dümencilik yapıyormuş...
Oysa Türk Takımı'nda ise 1 kişi kürek çekiyor, 8 kişi ise dümeni kullanıyormuş...
***
9 kişilik Türk takımı Japonlarla bir yarış daha yapmak üzere yeniden anlaşmış..
***
Artık aklındık ya!..
Türklerin yeni yapılanma şekli ise şöyleymiş;
4 dümen müdürü
3 bölgesel dümen müdürü
Kürek çekmekle görevli kişinin performansından sorumlu 1 dümen yöneticisi
Ve 1 kürek çekme elemanı...
***
İkinci yarışı da Japonlar iki kilometre arayla kazanmışlar...
***
Tepesi atan Türk şirketi yönetim kurulu hemen harekete geçmiş...
Yarışın kaybedilmesinden sorumlu tutulan kürekçi kovulmuş...
Ve müdürlere
Sorunun çözümüne olan katkılarından dolayı ikramiye verilmiş...
***
Evet!
Aynen böyle yapıyoruz...
Ondan sonra da
Nerede yanlış yaptık diye
Birbirimizin gözünün içine bakıyoruz