Kafamda bir genç var!!!
Kamyonuma taş koydum acanım
Bir kamyon ki rutinin içinde ne de güzel darbe yaptı memleketime.Herkes bir anda sivil bir kamyonun bizi bombalama ihitmaliyle irkildi paranoyaklaşmaya başladı.Canım türkiyem yaşamda pahalı paranoyada dünya birincisi.ve o gizli ihbarcı tanık her kimse o bende onu o kadar merak ediyorum ki o yaptı gene bunu ortalıkta bir gizemdir dönüyor samanyolundaki 5 boyut dizileri gibi olduk,tekmili birden 17 perdelik komedi.Son dönemlerde kamyonların tekerleri dönmeye devam ederken sanırım dönmeyen bir şey var dünyada,ülkemde,şehrimde Yunanistan başta olmak üzere bu insanlar neden böle bağırıp çağırıp soğuklarda sokaklarda yatmaya sokaklarda bir şeyler haykırmaya başladılar.dünyanın top gibi olmasından olsa gerek kimilerinin tekerleri dönerken güneş gözlüklerinden alamadıkları bir şey var sanırım.insanlar artık ne açlıklarından korkuyorlar ne de parasızlıktan zaten aç ve parasızdık.bu gün insanlar geleceksizlikten sokaklardalar geleceklerinin daha anlamsız olacağını düşündüklerinden,kendi açlıklarına alışmalarına rağmen kendilerinden sonraki nesillerin bundan daha kötüsüyle karşılaşacaklarını bildikleri için.bu arada dünya geoit yuvarlamaya kalkşsanız gideceği yön hep sağ ya da sol taraf olacaktır.ondan tekerleği dönen ülkemin güzide şehri samsunda bir kampanya var.tüm patronlarımın devlet erkanının boy boy reklam panolarında resimleri ve şu slogan -SAMSUN İÇİN AL- pardon neyi çebimde üç kuruşu bulamazken bir de yıllarca avrupa amerikan özentisi yetiştirildikten sonra kıllı kırk yararak edindiğim sigortasız çalışarak 16 saatte aldığım parayla mı samsunu kurtarmalıyım bu zaman kadar verdiğimiz vergiler sonra özelleştirilen sağlığımı katkı paylarına emanet ettiğim, fabrikasında her üç ayda bir kovulduğum kişinin kalkınması ne tarz bir kurtuluş sağlayacak işsizlik sokaktakinin yaratığı bir şey değildi ki kriz geldiğinde gene üzülen sokaktaki halkdı kriz devam ederken de sokakta ki halk yapılanlardan bir haber çebindeki son kuruşla yardım etmeye çalışıyor.bu ne pehriz bu ne lahana turşusu.yukarda ki yazdıklarım biraz bencilce gelebilir ama yıllarca benciliğinde sürüklenenler bugün yardım istiyor yıllarca insan gibi davranmadıklarından bir tas çorbaya tama ederken güzel restorantlarda rahatlaryla yemek yiyenler.
SİNOP ENERJİSİ GELECEK DEMEK!MUTASYONLU SAHİL KEYİFLERİNE
Namı deger uranyum zenginleştirme,hayatımızın anlamı geleceğimiz.hayatın ve güçün devamı için bu yüzyılda en fazla gerekli olan kaynak enerji.bir tutam uranyum zenginleştirilir buyuk bacalı büyük hazneli santrallerde veeeee BOMMMM.Sinop,Samsun,Kastamonu,Çorum en az 50 yıl yeryüzü tertemiz ot bile yok artık.Bu kısa hicivden sonra işin gerceklerine biraz bakalım.tekerleği dönen yurdumda son sönemlerde ,ki dünyadan bi 50-60 yıl sonra,bir enerjiden bahsediliyor geçen yüzyılın dahice buluşu uranyım zenginleştirme atom enerjisi.bu neden sinop gibi bir şehre kurulur ki neden karadenizin yegane turistik şehri olan karadenizde çok az rastlanacak denize sahip olan bir şehre.bu sorular karıştırırken kafamı okouduklarım benş hayrete düşürüyor Sinopta kurulacak bir santrallin doğaya yapaçağı zarardan tutunda.Tam dibindeki Bafra ovasına ,ki kendisi adam diksen biter sözüyle meşhurdur,vereceği zararlar .Türkiye Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanı yapılacak olan santralin zarardan çok yararı var diyor.Bu yararsa ordaki insanlara iş imkanı olması ne kadar güzel.ama benc bir terslik var bu iş de,Sayın bakanın dediğinden yola çıkarsak diğer zararları bir kenara bırakıp.Turizmin parlayabileçeği bir şehirde istihtam böle mi sağlanmalı,bir çok tanıtımla Sinop şehrinde turizm istihdamı sağlanamaz mı?Düşünün ki bunu ben gibi daha genç yaşında bir insan bile düşünüyor.Bence tekerleği dönen ülkemde birazda sokağa çıkan insanların ne dediklerine bakılmalı yapılan eylemlerde insanlar geleceklerinin kararmasını istemediklerini söylediler hatta haykırdılar.Futbol gruplarından,kuş gözlem topluluklarına kadar herkes oradaydı ne bir idolojik savaş ne de bir parti probagandası insanlar gelecekte sahillerinde denize giremeyeceklerini söylemek için ordalardı.Sinop ve Antalyada yapılması beklenen ,Halkın tepkisine rağmen, santraller Türkiyeye yarardan çok zarar verecektir.Karadenizin hırçınlığına ve yeşiline düzenlenen bir suikastır bu.
GENÇKEN BENDE YAZARDIM AMA ŞİMDİ
.
Tekerlerği dönen ülkemde eksikliğinin en çok tava yaptığı şeyden sanattan da biraz bahsetmek istedim.Sanırım çok oluyorum.:D Samsun yapımı eziyet açılışı meşakkat olan kültür sarayına kavuşmasından 5-6 sene sonra sonunda Opera ve Balesine kavuştu.Sanata aç şehrimde bir şeyler olmaya başladı.Benimse kafama takılan şey sanat için devletin illa bir şeyler açması mı gerek.Her insan sanat yapma yetisine içgüdüsel sahip değilmidir zaten.bir kaç kere gitme şansım oldu oyunlara ve o kadar etkilendim ki anlatamam.çok kızdıran şeylerden bir tanesi sanki zorunlulukmuş gibi takım elbise giymek zorunda hissedilmesi.sanat belirli bir tabakanın eylencesimidir allah aşkına.sanata saygı kıyafetini giyip papyonunla elinde konyağın -ovvvvv biz paristeyken diye başlayan anlamsız insan müsvettelerine mi ait.
Asla böle bir şeyin olduğu dünya bugünkü gibi olur zaten.size ufak bir teklif siz gençken yazanlar,tekrar kalemi elinize alıp hayalinizdeki için biraz kalem oynatsanız nasıl olur.çok zamana gerek yok bankta otururken gazetenin kenarına,iş yerinde nefes almaya kafanı kaldırdığında en ufak bir dipnot kağıdına yaratıcılığınızı sınasanız.ve bunları okumaya talibim.tekerleği dönen ülkemde el bombalarıyla,nükleer santrallerin hızlı ölümlerinden sıyrıldığınız zamanlarla dolu olması arzusundayım.