Kene-VIP- Karınca...

     Günlerdir yazılan çizilen, manşet yapılan "keneler" sonunda VIP salonuna da girmiş!.. Nereden bulmuşlarsa bulmuşlar bir açık kapı ve içeriye sızmışlar...

     Ve, ısıra ısıra, Ankara Esenboğa Havalimanı VIP salonunda Dışişleri Bakanı Ali Babacan'ın Esenboğa Havalimanı VIP salonundaki basın toplantısını izlemek üzere havaalanına giden gazetecilerden birini ısırmış.

     Salona keneden sonra Dışişleri Bakanı Ali Babacan ve eski ABD Dışişleri Bakanı Madeleine Albright girmiş...

     Gazeteci, kene ısırıklarının Kırım Kongo kanamalı ateşi hastalığına yol açması nedeniyle gerekli kontrollerin yapılması için hastaneye başvurmuş ve yapılan incelemelerde kenenin tehlikeli olmadığı belirlenmiş.

     Olay, Esenboğa Havalimanı'nda kısa süreli bir hareketliliğe neden olmuş.  VIP salonuna ambulans gönderilirken, salonun önündeki çimler de ilaçlanmış...

     Bu zararsız ama afacan keneye kimse de dememiş "VIP salonunda ne işin var... Girme öyle tehlikeli yerlere... Oralarda Kırım Koltuk kanamalı ateşi hastalığı olabilir, dikkat et!" diye...

     Birbirinden korkan iki canlı türünün karşılıklı savaşı sürerken Sağlık Bakanlığının pencerelerinden "Evreka! Evreka!(buldum! buldum!)" sesleri yükseliyormuş.

     İnsan denen canlı türü kenelerle kendi kimyasalları  ile uğraşırken kenelerin asıl  düşmanının "Kırmızı karıncalar" olduğunu keşfetmiş!..

     Meğerse kırmızı karıncalar kene lavralarını yiyerek onların çoğalmalarını engelliyormuş. Ve ayrıca bu karıncalar salgıladıkları bir formik asiti savunma silahı olarak kullanıyorlarmış... Bu salgı ile  tüm zararlı böcekleri de yok edebiliyorlarmış...

     Bu yüzdendir ki, bundan sonra kırmızı karıncaların korunmasına öncelik verilecek, hatta çoğalmalarını sağlamak için çalışmalar yapılacakmış...

     Diyorum ki, bir çalışma da ben yapsam... Beynimin içine doğru gidip, bu haberleri okuduğumda neden "ah ne güzel!" diyemeyip "doğanın dengesini, insan canlısının dengelerle olan dengesizliğinin yansımalarını" düşündüğüm üzerine çalışsam...

     Ya da çok eski bir filmi yeniden izlesem... Hani şu, kimyasal bir reaksiyon sonucu sayıları birden artan karıncaların zehirli ısırıkları sonucu talan ettikleri köyleri anlatan filmi... Ya da bu tür korku-fantastik filmlerin aslında yaşanmış ama üstü örtülmüş gerçek hikayelerden alındığını anlatmaya çalışan komplo teorili yazıları da bir daha mı okusam...

     Keneler VIP salonuna niye girmiş, kırmızı karıncalar keneleri yermiymiş, arılar da karıncaları yerse, örümcekler de arıları yakalarsa, elektrik süpürgesinin örümcek ağlarını alan aparatları olmazsa olmaz ise... Arılar sağ kalır, karıncalar azalırsa... Keneler çoğalır, örümcekler bölünürse...

     Buralarda bir yerlerde "Doğanın Dengesi" vardı... Gören var mı?  

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Neval Sultan Arşivi
SON YAZILAR