Kimliksizleştirme
Yazımızın başlığında olduğu gibi en büyük acı kayıbımız bir çok terör eylemleriyle kaybettiğimiz asker, sivil,polisin yanı sıra birlikte siyasi anlamda emperyalist politikaların sonucunun acısı ulusal kimliğimizi değerleriyle kaybetmekle karşı karşıyayız.
Bugün üzerinde yaşadığımız lozan antlaşmasıyla misaki milli sınırlar içinde bir çok kültürel gelişmelerin sonucu Türkiye Cumhuriyetinin kurulması, Atatürk ilke ve inkılaplarının kendiliğinden olmadığı zarürü ihtiyaçlardan doğduğunu bugün geldiğimiz durumda apaçık göründüğünü anlamamak en ufak tabiriyle aymazlık olur.
Günlük kısır tartışmalar ile koskocaman kültürel ve milli varlığımızı heba ettiğimizin ne yazık ki farkında bile değiliz.
Kurucu önderin dediği gibi ” Arkadaşlar , efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz. En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır. “
İlmi, bilimsel aklın ve fikrin hür irade ve düşüncenin olmaması halinde kimliksizleştirmenin emperyalizmin oyuncağı olduğu milletin ve devletin ilerlememesine, gelişmesine ve hatta yıkılıncaya kadar bu tür söylevleri hiçte hak etmediği islam (Barış) dini adına yapılması bir çok değerimizi kaybetmemize neden olduğu gibi ‘İşi ehline verin’ ayeti ve deyimine’de uyulmamasına yapılan yanlış anlayışın sonuçları ve vehametini orta doğuda apaçık görüyoruz değil mi?
Bugün dünyanın hiçbir yerinde bu kadar acı kayıplar ile birlikte bir çok devletin en az ikiye,üçe, beşe kadar meshepsel ırki nedenleri haklı sebep göstererek koskocaman ulusları, devletleri tarihiyle birlikte emperyal oyuna alet olarak yerle bir edildiği gelecek yarınlara acı ve göz yaşı bıraktığı apaçık anlaşılamamaktamıdır?
Taaa ortadoğudan, Asyadan, Karamanoğullarından, Balkanlardan daha’da öncesi Göktürklerden, Huntürklerden, Oğuzlardan, Hititlerden, Romalılardan, Selçuklulardan , Osmanlılardan süzülerek gelen bir çok olumsuzluklardan arınıp Türkiye Cumhuriyeti laik, sosyal, hukukun adaletin ve güvenin, ilke ve inkılaplarıyla çok değil doksan yedi yıl önce kurtuluş mücadelesi sonucu kurulan cumhuriyetin değerlerini ve kuruluş felsefesine çok daha dünden fazla bugün birlik beraberliğimiz vatanı ve milletin bölünmez bütünlüğü, güneşin mavi sulara sürülen motorun aydınlık ve güvenli yarınlara kurulması için sımsıkı sarılmamız ihtiyacının gerekliliğine inancımızın gereği akılcı düşüncelere sahip çıkmamız lazımdır diye düşünüyorum.
Günlük sıradan asılsız politikaların zararını dünde olduğu gibi bugünde devletçe ve milletçe yaşadığımızın farkında değil miyiz?
Ancak bütün olumsuzluklardan ders çıkartmayıda bilen akılcı düşünce ve fikirlerin tamda bu zamanlarda yeşertilip büyütülmesi tarihi süreçlerden ders alınarak yaşamın içine dahil edildiği süreçten geçiyoruz.
Bence en büyük dikkat etmemiz gereken tehlike milletçe, devlet olarak kimliksizleştirme adına yapılan emperyal sistemin dayattığı oyunlara günlük yaşatılan politikalara farkına varıp birlikte bütünleşip karşı çıkmamızdır.
Bir kez daha üzerinde durmak gerekirki cumhuriyetin kurucu felsefesine, eğitimine dün olduğu gibi bugün çok daha fazla ihtiyacımız var.
Okunup anlaşılamayan hiçbir düşünce, fikir bize fayda sağlayamacağı gibi çok daha fazla hızla geriye düşeriz ki bunun acısı toplumca milletin ve vatanın çökmesi bitirilmesi olur ki buda hiçbir politikacının, siyasetcinin kısacası hiçbir vatandaşın lehine olmaz.
Saygılar, sevgiler benden en güzel sağlıklı ve mutlu yarınlar siz değerli okuyucularımızın olsun.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.