Masayı döv!
Neyse
Ben size bugün Üstün Dökmen"i anlatayım
Üstün Dökmen, bir bilim insanı, televizyon programlarını ilgiyle izliyor, yayınlarını takip etmeye çalışıyorum...
Dökmen, benim 'Hit'lerimdendir...
Üstün Dökmen diyor ki;
"Çocuğumuz düşüp, kafasını masaya çarpınca biz büyükler ne yaparız?"
Koca koca insanlar, kalkar masayı döveriz tabi!..
"Ehh! Ehh! Masa ehhhh! Sen niye orada duruyorsun!" diye...
Çünkü, masa orada durmasa, çocuk da kafasını çarpmayacak...
Suçlu kim?
Masa tabi!..
Çocuk da bunu öğrendikten sonra, yaptığı her hatayı yükleyecek bir şey mutlaka bulurmuş...
Büyüyünce de bu durum değişmez, her şeye bir kılıf uydururmuşuz...
Üstün Dökmen'in belirlemelerine bayılıyorum...
Bakın şimdi;
Kızının mezuniyetini izlemek için Balıkesir'den Erzurum'a
gelen başörtülü anne, tören salonuna alınmamıştı. Vicdanı
olan herkesin yüreğini sızlatan bu olayın sorumlusu kimdi?
Kapıcı!..
Şimdi oldu işte...
Kara Kuvvetleri Komutanı 'Rektör iyi çocuktur. Yapmaz öyle
şey' falan demeye getirmişti...
YÖK Başkanı da, 'Rektörün haberi yokmuş' dedi, çıktı işin
işinden...
Kimmiş suçlusu?
Kapıcı!..
Mesela, bizim Balkan harbinden kalma, dandik vagonlara
160 Kilometre hız yaptırdılar...
İlk virajda tren güm, bilmem kaç yolcu sizlere ömür...
Kimin üstüne kaldı?
Makinist'in!..
Mersin'de bayrağımız yakıldı, yırtıldı. Askere taş attılar, panzere
molotof. Memleket ayağa kalktı...
Kimin yüzündenmiş?
İki veledin!..
Gelene geçene ayran, tost falan satan, kendi halinde sakin
bir kasabaydı, Susurluk...
İçişleri Bakanlığı, MİT, Jitem, generaller, özel tim
polisleri, kumarhaneciler, bakanlar, milletvekilleri,
işadamları... Bin kişi falan yargılandı.
Her şey kimin başının altından çıkmıştı?
Yeşil'in...
Deprem oldu...
7 vilayette 50 bin kişi öldü. Binlerce bina yıkıldı, on
binleri ağır hasarlı...
Hepsinin sorumlusu olarak kimi kulağından tutup
hapse tıktık?
Veli Göçer'i!..
Edirne'de bebeler şakır şakır öldü... Hiç
utanmadan bisküvi kolilerine koyup, gömdüler. "Araştırdık, ihmal
yok" dediler.
Peki neden öldü bu yavrular?
Klima'dan!..
Dikkat isterim, klimacı bile değil,
klima!..
Rakıdan öldük. O gün ile bu gün arasında ne
değişti?
Kapağın rengi!..
Sanal "sorumlumuz" bile var...
Yollarda her gün 20 insanımız heba oluyor.
Neden?
Trafik Canavarı'ndan...
Dolar patlarsa?
Enflasyon Canavarı'ndan...
Hatta "sorumlu olmayan sorumlularımız" bile var...
Milli takım oynayıp yeniliyor.
Suçlusu kim?
Takıma dahi alınmayan Hakan Şükür...
Domatesleri Ruslara kakalayamıyoruz...
Sinekten...
Deli dana geliyor.
İnekten...
Millet hormonlu diye tavuk yemiyor.
Erman Toroğlu'ndan!..
Evleri su basıyor...
Yağmurdan.
Ormanlar yanıyor.
Sigaradan.
Gemi batıyor.
Dalgadan!..
İyi de kardeşim, uçak neden düşüyor?
Rahmetli pilottan...
Peki bu şartlarda hayatta kalmayı nasıl başarıyoruz?
Allah'tan..."