Milli değerleri koru ve yaşat mitinglerinin ilkini kurtuluş adıyla 23 Mart 2013 de Bursa'da gerçekleştiren MHP ikincisini Bayrak adıyla 20 Nisan cumartesi günü İzmir Gündoğdu meydanını gelincik tarlasına çevirmişlerdi.

Al bayrağı eline alan sel olup akan inançlı insanlar eşliğinde benimde heyecan duyduğum "vur de vuralım öl de ölelim" sloganları ile bir kez daha meydanları inletti.

Bu atılan slogan; AKP iktidarının Açılım projesine, Barış Analar ağlamasın, Demokratik hak ve özgürlükler, Sivil Anayasa değişikliği gibi İmralı canisi PKK terör örgütü lideri bebek katili Öcalan ve İmralı'nın taraf yapılmasına,  

Yargı ve Adalete duyulan güvensizliğin öfkeye dönüşmesine tepki olup sıradan söz ola torba dola cinsinden olmadığı, MHP lideri Sayın Bahçeli'nin "onunda zamanı gelecek ”cevabı İzmir Gündoğdu meydanını dolduran vatan millet ve bayrak sevdalısı heyecanlı ülkücülerin kararlılığını adeta özetler gibiydi.

BDP ile iktidar partisi AKP arasında yürütülen kimi gizli pazarlıklar ve bir iki derken dördüncü yargı paketleriyle KCK tutuklularının serbest bırakılmasına duyulan tepkinin dışa vurumu olsa gerek.

Bursa ve İzmir'de atılan bu slogana kafası takılan iktidar ve diğer farklı çevrelerden gelen tepkiler, aslında kastedilen iktidarın kimyasını bozan "vur de vuralım öl de ölelim" den kasıt bilinmesine rağmen,

İktidar sözcüleri ve Başbakan birçok saptırmaya girerek

"kimi vuracaksınız?

Sokak terörüne asla müsaade etmeyeceğiz.

Bu slogan bir kışkırtmadır terörist bir yaklaşımdır diyerek MHP ve lideri tehdit ederek, savcıları göreve davet ederken,

BDP ve PKK'lılar her ağızlarını açtıklarında, tehdit, şantaj, kin, nefret ve ölüm gibi sözler birbirini kovalarken savcılar neden göreve davet edilmiyorlar?

Yoksa Anayasa değişikliği yolunda en büyük engel gördüğünüz ve uykularınızı kaçıran korku ve endişelerinize sebep, “bir avuç çapulcu” gördüğünüz MHP ve ülkücülere karşı PKK ve Öcalan'ı sağ yanınıza alarak olası bir iç çatışmanın korkusuyla koruyuculuğuna ve hamiliğine mi geçtiniz?

PKK ile her türlü organik bağı ve teröristlerle işbirliği yapan ve daha altı ay öncesine kadar dokunulmazlıklarını kaldıracaklarınızı bahsettiğiniz BDP ile hangi şart ve zeminde buluştunuz?